Onu öldürmek istedim Çeviri İngilizce
116 parallel translation
Onu öldürmek istedim.
I wanted to kill him.
Onu öldürmek istedim!
I wanted to kill her!
Onu öldürmek istedim ve öldürdüm.
I wanted to kill'em, and I did.
Onu öldürmek istedim.
I wanted to kill myself.
Onu öldürmek istedim.
I wanted to kill her.
Onu öldürmek istedim.
I wanted him dead.
İstedim, onu öldürmek istedim,... ve sen artık beni bu işin dışında tutamazsın.
I wanted, I wanted to kill and now you can't keep me out of it.
Doğru söylüyorlar, onu öldürmek istedim.
They're telling the truth I wanted to kill her.
Midem öfke ile çalkalanarak, onu öldürmek istedim, tüm kalbimle.
My stomach churned with rage. I wanted to kill him, with all my heart.
- Onu öldürmek istedim.
- I wanted to kill him.
Evet, onu öldürmek istedim.
Yes, I wanted to kill him.
Onu öldürmek istedim.
I'd like to kill him.
Sonra bir barbar kaldı... önce onu öldürmek istedim.
There was this one heathen and at first, I wanted to kill him.
... tekrar tekrar içine çekerdi. Onu öldürmek istedim.
Hiss, suck... hiss, suck... I wanted to kill her.
Bir an onu öldürmek istedim.
I just wanted to kill him for a moment.
Onu öldürmek istedim, ama kendimin değil, Tang Ailesi'nin çıkarı içindi.
I wanted to kill him, not for my sake... but for the sake of the Tang family!
Bir noktada, bana sırtını döndü ve itiraf etmeliyim bir anlığına onu öldürmek istedim.
At one point, he turned his back to me and I must admit, that for a moment he made a very tempting target.
Tüm gücümle boğazını sıkıp onu öldürmek istedim!
I felt like wringing her neck. And killing her!
- Gerçek şu ki onu öldürmek istedim.
The whole truth is, I wanted to kill him.
Sanırım onu öldürmek istedim. Onca zamandır yalnızım.
I've been alone a long time, quality loneliness.
Onu öldürmek istedim, ve yapacaktım da.
I wanted to kill him and I would have.
Onu öldürmek istedim ama Tanrı ve kader buna engel oldu...
I wanted to kill him but if it's God's or Fate's will then...
Onu... onu öldürmek istedim.
I just want... I just want to kill him.
Onu öldürmek istedim.
I wanted to kill him, I had a motive.
Onu öldürmek istedim!
I wanted to kill him.
- Onu öldürmek istedim.
- I wanted to kill him. - What about the ring?
- Ben de onu öldürmek istedim.
- So I wanted to kill him back.
Öfkeye kapıIdım, onu yakaladım ve bir an için onu öldürmek istedim.
I got so angry that I grabbed him and for a second, I wanted to - I wanted to kill him.
Onu öldürmek istedim Helen.
I wanted to kill him, Helen.
Sana yaptığından ötürü onu öldürmek istedim.
I wanted to kill him for what he did to you.
Onu öldürmek istedim.
I did wanna kill her.
Onu öldürmek istedim, evet. Ama gerçekten değil.
I wanted to kill him... but not really.
Onca yıl onu öldürmek istedim.
All these years, I wanted to kill him.
Onu öldürmek istedim.. Bir saniyede 47 yıllık akıp giden hayatımdaki tüm önyargılarımla. 47 yıl.. tamamiyle..
I wanted to kill him, and in that moment... 47 years of prejudice came out of me... 47 years of all those... of all those cleaning ladies... who might have broke the lamp.
Bunu öğrendiğim zaman, doğal olarak onu öldürmek istedim.
When I found out about it, obviously, I was pissed.
Onu öldürmek istedim, ama sonra öldüremedim çünkü bana bir sürü konuda yardımcı oldu. Ve gerçekten bir sürü konu vardı, ve o da bana yardımcı oldu.
And I wanted to kill her, but then I couldn't kill her because she did help me through a lot of stuff, and it was a lot of stuff.
Ben onu öldürmek istedim.
I wanted to kill him.
Sanırım onu öldürmek istedim.
I think I wanted to kill him.
Onu öldürmek istedim, anne.
I wanted to kill him, mom.
Onu öldürmek istedim. Geri oldu.
I want to kill him.
Onu öldürmek istedim sonra "rahatla" dedim kendi kendime.
I wanted to spark him, then I thought, "Let me calm down."
Onu öldürmek istemedim- - yalnızca kalmasını sağlamak istedim.
I didn't want to kill him... just to make him stay.
Adam, kıpkırmızıydı ve ben onu oracıkta öldürmek istedim.
The man was all red and I wanted to kill him.
Onu öldürmek istemedim, seni öldürmek istedim.
I didn't want to kill him, I wanted to kill you!
Onu öldürmek istemedim. Sadece durmasını istedim.
I didn't intend to kill him.
Onu ve kendimi öldürmek istedim.
I meant to kill her and me both
Önceleri onu öldürmek istedim.
At first I wanted to kill him.
Onu her gün öldürmek istedim.
I've wanted to kill him every day.
ben onu tutuklamak istedim ama o misilleme yapmak isteyince öldürmek zorunda kaldım.
I tried to arrest him alive, but I had no choice but to kill him because he resisted fervently.
Ama sonra onu tekrar öldürmek istedim, çünkü babası daha yeni ölmüş biriyle kim evlenmek ister ki? Sonra da gidip yattım.
And then I wanted to kill her again because who marries someone who just buried their father?
Onu çıplak ellerimle öldürmek istedim.
I wanted to kill him with my bare hands.
onu öldürmek istiyorum 19
onu öldürmek 19
onu öldürmek istemedim 18
istedim 74
istedim ki 16
onu özledim 21
onu öptüm 18
onu özlüyorum 59
onu öldür 51
onu öldürürüm 54
onu öldürmek 19
onu öldürmek istemedim 18
istedim 74
istedim ki 16
onu özledim 21
onu öptüm 18
onu özlüyorum 59
onu öldür 51
onu öldürürüm 54
onu öldürdüm 156
onu öldürdün 172
onu öldüreceğim 271
onu özlüyor musun 19
onu öptün mü 17
onu öldürme 43
onu öldürdünüz 18
onu öldürecek misin 26
onu öldürün 23
onu öldürdü 49
onu öldürdün 172
onu öldüreceğim 271
onu özlüyor musun 19
onu öptün mü 17
onu öldürme 43
onu öldürdünüz 18
onu öldürecek misin 26
onu öldürün 23
onu öldürdü 49