Sizin gibi Çeviri İngilizce
9,163 parallel translation
Sizin gibi bir Hristiyan'a da bu yakışır.
How very Christian of you.
Demek istediğim, boyutlar arası yer değiştirme muazzam ölçüde enerji gerektirir. Özellikle de sizin gibi çok uzun zamandır bu durumda olan insanlar için.
I mean, dimensional reintegration takes an enormous amount of energy, particularly for people who have been in flux as long as you have.
Tıpkı sizin gibi.
Just like you.
İnsanlar sizin gibi yazarları, sanatçıları sever.
People like you, writers, artists.
Sizin gibi birinin hemencecik yapabileceği bir iş.
Something someone like you could get put on in a jiffy.
Ülser benzeri ağrılar, skleral ikterus... Gözlerdeki sarılık demek bu, sizin gibi terim meraklıları için.
Ulcerating sores, scleral icterus... that's the yellow eyes for those of you playing at home.
Aynı sizin gibi.
Just like you.
Sizin gibi insanlara asla bir şey yetmez zaten.
I imagine there's never enough for people like you.
Ben de artık sizin gibi hastayım.
Now I'm sick, just like you.
Sizin gibi başarılı bir avukat da değilim.
I am not a successful lawyer like you.
Özellikle sizin gibi eski bir polis için.
Especially for an ex-cop like yourself.
Sizin gibi vahşiler değiliz biz.
We're not brutes like you.
Kişisel olsun kurumsal olsun iflas eden sizin gibi çok kişi gördüm.
I have seen a lot of shops going out of business.
Hadi ama sizin gibi önemli bir müşteri bardaki sıradan tiplerle oturmamalı.
- Oh, come on! A very important customer like yourself sitting on a bar with the regulars?
Sadece sizin gibi mükemmel bir savcı olmak istedim.
I wanted to be an excellent prosecutor just like you, sir.
Evlenip de sizin gibi yalnız mı yaşayayım?
So I can live alone, like you?
Sizin gibi beyefendi birinin böyle siyasetin içinde olması konusunda biraz endişeliyim. Meclise ilk kez girdiğimde birisi bana iktidar partisinin bir üyesi olmanın bir milletvekilinin yegâne amacı olduğunu söylemişti.
I'm a bit concerned... a gentleman like you engaged in politics... when I first joined the congress someone said to me... the only goal for a congressman... is to be part of the ruling party.
Sizin gibi şanslı değilim.
I'm not lucky like you guys.
Atölyede sizin gibi insanlara ihtiyacımız var.
You're exactly the kind of people we need in our workshops.
Sizin gibi vatandaşlarımız varken toplumumuzun sırtı yere gelmez.
It's... it's... it's citizens like you that make a difference in our community.
Ve sonrada sizin gibi insanlar kameralarıyla gelir ve bizle dalga geçer sonra reklam yaparak, para kazanmayı umarlar
And then guys like you come down here with your cameras and film it make money selling commercials. It's awesome.
- Sizin gibi ben de yerimi kendim kazandım.
I earned my place just like the rest of you. Right.
Karanlıkta sizin gibi ölümü beklemektense dışarıda hayatım için mücadele etmek isterim.
Yeah. Well, I'd rather fight for my life out there than wait in the dark to die like the rest of you.
Sizin gibi prestijli birinin Boston'da hüküm sürmesi hepimiz için muhteşem bir şey.
It is a wonderful thing for us all to have a man of your stature governing in Boston.
Bay Hancock, sizin gibi birinin bu işe dahil olması dışarıya güzel bir mesaj olur diye düşünüyorum lâkin, bu adamlar size bir ordu vermezler, bu yüzden kendi ordunuzu kendiniz kurun derim ben.
Mr. Hancock, I think it sends out a good message that someone like you is involved with this, but these men are not going to give you an army, so I suggest that you make one of your own.
- Evet, efendim, sizin gibi.
- Yes, sir, just like you.
Başınız sağ olsun, ama sizin gibi yakışıklı ve eğitimli bir adam kesinlikle yalnız değildir.
I'm sorry to hear of your suffering, but a handsome, educated man such as yourself must never be lonely.
Sizin gibi genç erkekler, geleceğimiz.
Young men like you are the future.
BP nin iddialar için ayarladığı fondan paranızı almanız sizin sorunuz gibi görünüyor.
Seems to me this is a matter you should take up with the claims fund BP set up.
Sizin kesinlikle Niizuma Eiji gibi bir dahiyi yenemeyeceğinizi söylediler.
They said that you cannot win against the absolute Niizuma Eiji.
- Sizin de gayet iyi bildiğiniz gibi Bay Sood Hintliler güneş batmadan önce çarşıya gelemez.
~ Indians may not use the mall before sundown, which I'm sure you, Mr Sood, very well know.
Kendimi, sizin tabirinizle, canavara dönüştürdüysem bu baban gibi adamlar ve yönetimdeki adamlar yüzünden.
If I have made myself into a monster, like all of you say, that is the fault of people like your father... and those politicians "of always."
Sayın Elçi, sizin de dediğiniz gibi, bu Kolombiya'nın sorunu.
Ambassador, like you said, this is a Colombian matter.
Sizin de benim hakkımda yaptığınız dedikodular gibi.
You know, kind of like all the rumors you guys started about me? What rumors?
İnsanlar sizin çektiğiniz türdeki filmleri beğeniyor, ama filmde olan bitene kanmamış gibi davranıyor, zevk almamak için direniyorlar.
( TRUFFAUT SPEAKING FRENCH ) WOMAN ". Your type of picture?
Büyü, sizin de bahsettiğiniz gibi, gerçek.
Magic, as you might call it, does exist.
Tıpkı sevgilinizin parmak izleri gibi makasta sizin de parmak izleriniz varmış.
Your fingerprints were on the scissors. As were the finger prints of your lover.
Sizin Kızılderililer gibi, değil mi?
Much like your, um... Red Indians, yes?
Sizin memleketteki Siyular gibi.
Like the Sioux Indians in your country.
Sizin de bir gün bulacağınız gibi.
As you will one day.
Sizin de dediğiniz gibi.. .. önce onu bulmanız gerekiyor, değil mi?
Well, like you said, you have to find him first, right?
Yazdıklarımı gerçekten okumak isteyen sizin gibi insanlar bulduğum için çok şanslıyım.
But for too long, I've stayed in the shadows.
Onlarla konuşur, robot resmi tamamlar Ghost'u teşhis eder ve sizin LA'de yaptığınız gibi Lobos'u ele verdiririm.
I can talk to them, finish the sketch, ID Ghost, and get him to flip on Lobos like you did in LA.
Çünkü burada işi sağlama alınan bir tek sizin işiniz gibi gözüküyor.
'Cause it seems like the only job you saved around here was your own.
Sizin topraklarınız, kükürtlü ve tuzlu yanmış bir atık, ekilmemiş ve verimsiz Sodom ve Gomorra devrilmesi gibi üzerinde hiç ot yetişmez.
Your land is brimstone and salt, a burning waste, unsown and unproductive, and no grass grows on it, like the overthrow of Sodom and Gomorrah.
Sizin de bildiğiniz gibi asla King's College'dan mezun olmadım.
As you may know, I never graduated King's College.
Sizin de gördüğünüz gibi Setauket'teki Binbaşı Hewlett'tan şehre giriş iznim var.
As you can see, I have permission from Major Hewlett of Setauket to enter the city.
- Sizin gibi.
As do you.
Sesiniz düzeldiği gibi sizin şarkınızı ilk kaydeden yönetmen olmak istiyorum.
Once you're okay.... I want to be the first director to record a song in your voice.
Ama herşeyden önemlisi, bize fırsat verdi, tıpkı sizin yaptığınız gibi, Bay Hancock.
But more than anything, he gave us an opportunity, just like you did, Mr. Hancock.
Sizin yaptığını farz ettiğiniz gibi bizi kandırması için bunların tümünü bilmeli ya da öğrenmeliydi.
He would have to know or learn all of this... in order to fool us as you assume he did.
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
sizin 241
sizinle 59
sizin mi 61
sizinle tanıştığıma memnun oldum 60
sizin olsun 33
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
sizin 241
sizinle 59
sizin mi 61
sizinle tanıştığıma memnun oldum 60
sizin olsun 33
sizinki 37
sizinleyim 24
sizin derdiniz ne 30
sizin için 164
sizindir 39
sizinle mi 26
sizin de 22
sizinle geliyorum 51
sizinle gelebilir miyim 36
sizin için ne yapabilirim 426
sizinleyim 24
sizin derdiniz ne 30
sizin için 164
sizindir 39
sizinle mi 26
sizin de 22
sizinle geliyorum 51
sizinle gelebilir miyim 36
sizin için ne yapabilirim 426