English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ A ] / Ama ben

Ama ben Çeviri İspanyolca

75,460 parallel translation
Ama ben de Cade'e hizmet ettim.
Pero yo también serví a Cade.
Ama benden duymuş ol ondan nefret etmeye devam edersen ben tükenirim.
Pero hazme caso, si te aferras a odiarlo, te comerá.
- Sonra beni itti... ama ben düşmedim.
- Luego me empujó, pero no me caí.
- Bak, Biliyorum beni şimdi bırakırsan sonsuza kadar ayrılacağımızı sanıyorsun, ama ben öyle düşünmüyorum.
- Mira, sé que crees que estaremos separados para siempre si me dejas ir ahora, pero yo creo lo contrario.
Ama ben... Bonnie...
Pero no...
Ama ben yazmadım.
Pero no fui yo.
Ama ben.
Pero ¿ yo?
Boyd peşinden gelmek istedi ama ben neden uğraşıyorsun dedim.
Boyd quería ir tras de ti, pero dije : "¿ Por qué molestarse?"
Ama ben seni koruyabilirim.
Pero yo puedo protegerte.
Ama ben...
Pero yo...
Belki bazı insanlar bunu kontrol edebiliyordur ama ben iyi günümde bile zar zor duruyorum.
Quizás algunas personas puedan controlarlo, pero apenas puedo mantenerme calmada en un buen día.
Ama ben hazırım. Eğer sen benim annem olmasaydın bunu yapamazdım.
Pero estoy preparada, y nunca lo habría estado si no fuera por ser mi madre.
Ama ben değil.
Pero yo no.
Ama ben korkmuyorum.
Pero yo no.
Üzgünüm ama ben bir...
Y lamentablemente, no soy un...
Ama ben?
¿ Pero yo?
Düşünmen yeter canım ama ben göreceğimi gördüm bugün.
Dios te bendiga, flor, pero he mirado a los ojos del gigante corporativo.
Ama ben beni yenmesine izin vermiyorum.
Pero no le dejo ganar.
Ne olursunuz firavun hanımlar, evet, çok yakışıklıyım ama ben de tek bir erkeğim sonuçta.
Por favor, faraonas, soy muy apuesto, pero soy un sólo hombre.
Evet, çok yakışıklıyım ama ben de tek bir erkeğim sonuçta.
Soy muy apuesto, pero soy un sólo hombre.
Ama ben Dr. Montgomery'yi çok severdim.
Pero yo estimaba al Dr. Montgomery.
Ama ben seninle kaçmayacağım. Çocuklar da kaçmayacak.
Pero no huiré contigo tampoco los niños.
Ama burada tek sır saklayan ben değilim.
Pero no soy el único con secretos aquí.
Ben değilim ama.
Pues yo no.
Bunu ben biliyorum ama size söylemem ki.
Eso solo lo sé yo y vosotros puntos suspensivos...
Ben iyiyim, ama o sıkıştı.
Yo estoy bien, pero ella está atrapada.
Ben çok ama çok daha kötüyüm.
Soy mucho... mucho peor que eso.
Ben kimsenin zarar görmesini istemedim ama insanların benim bir canavar değil sadece bir insan olduğumu anlamanızı istiyordum.
No quería hacer daño a nadie, pero necesitaba que la gente entendiera que no soy un monstruo, soy humano.
- Elimden gelse ben giderdim ama gelmiyor.
Yo iría, pero no puedo. ¿ Por qué no?
- Ayrıca bunu söylediğime inanamıyorum ama peki ben gitsem?
Y no puedo creer que vaya a decir esto, pero... - ¿ y si voy yo?
- Ben de öyle. Ama şekerleme ve g-strinler olmadığını biliyorum.
- Pues yo tampoco, pero estoy bastante seguro de que no son gominolas ni tangas.
Ben dışarıdaydım ve ölü bir kadın, kan olmaması hadi ama.
O sea, yo estaba afuera y... ¿ Mujer muerta? ¿ Nada de sangre?
Ben kahraman değilim ama bazen doğru şeyleri yapmak bir bedel ödemeyi gerektirir.
No soy un héroe, pero a veces hacer lo correcto requiere sacrificios.
Tamam ama onu bulacağız. Ben ve Sam.
Está bien, pero la encontraremos, Sam y yo.
Ben senin annenim ama sadece bir anne değilim.
- PUEDO EXPLICARLO. - Soy su madre, pero no soy "solo una madre".
Ben istemiyorum ama yaşlı adamlar sürekli sizi soruyor.
Bueno, yo no, pero los ancianos empiezan a respetaros.
Onunla avlanma olayını denedik ama sonunda o istediği şeyleri yaparken ben arabada bekledim.
Pero intentamos lo de la caza y acabé sentada en el coche mientras lo hacía todo.
Ben de onları sevmiyorum ama eğer insanları kurtaracaksan o zaman...
Tampoco me gustan, pero... pero si... si podemos salvar gente, entonces...
Vejetaryen lokantasından yemek söyledim ama eve getirmiyorlar. - Ben alırım.
He pedido comida en ese sitio vegetariano, pero no hacen entregas.
Ben araçtan fırlamıştım ama o devrilen arabanın altında sıkışmıştı.
Había salido arrojado del vehículo, pero, ella todavía estaba atrapada bajo el tablero.
Yasal sahibi babam ama golfe daha ilgili olduğundan ben bakıyorum.
Mi padre es el dueño legal pero está más interesado en el golf, por lo que me permite manejar las cosas.
Ben bir rehber değilim ama istediğinde sana rehberlik edebilirim.
No soy terapeuta, pero puedo concertar asesoramiento.
Ama Clive dedi ki "O herif yapması gerekeni yapmayacaksa ben yaparım."
Pero Clive, dijo, " Si ese tipo no hace lo correcto, lo haré yo.
Çok üzgünüm ama önce ben söyledim.
Lo siento mucho, pero yo hablé primero.
Ben elimden geldiğince idare ediyorum ama...
Controlo todo lo mejor que puedo, pero...
Ben sağ elimle yazıyorum ama belgeyi sol elimle imzaladım.
Pero soy diestra y firmé el documento con la mano izquierda.
Evet, olur ama düşünüyordum da, son gelişmeler ışığında isterseniz Dwyer'la Aaron değil de ben görüşebilirim.
Debería, pero, sobre la reunión, me preguntaba por lo que acaba de ocurrir, si no debería reunirme yo con Dwyer en lugar de Aaron.
Tahminimce ben dava edemem ama.
Supongo que yo no podré.
Bunun büyük bir mesele olmadığını söyleyebilirdim ama sana yalan söylemem ben.
Podría decirte que no es para tanto, pero no puedo mentirte.
Sizinle görüşmeyi bekliyordum ama bunun müvekkilinizi tutukladıktan sonra olacağını düşünmüştüm. Ya da ben tutuklama niyetimi duyurduktan sonra.
Esperaba hablar con usted, pero creí que sería después de arrestar a su cliente, o, al menos, después de que lo anunciara.
Ama şunu bilin. Ben hâlâ babanızım.
Pero sepan esto sigo siendo su papá.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]