Arabası Çeviri İspanyolca
21,050 parallel translation
Sanki matematik öğretmenim Bay Eldi'nin arabasındayım.
Me siento como en el auto del Sr. Eldi, el de matemática.
Matematik öğretmeninin arabasıyla mı gezerdin?
¿ Ibas en el auto de tu profesor de matemática?
Ayrıca, eve giderken arabasında kusmuştum.
También vomité en su auto camino a casa.
O zaman baksana, bir ekip arabası yolla ve olaya baktığımı bildir.
¿ Sabes que? Enviar el negro y blanco sobre mí y mostrar responder.
Arabasına biniyor.
Está subiendo a su coche.
Babamın bizi polis arabasıyla dolaştırdığı günü hatırlıyor musun?
¿ Qué tal aquella vez cuando mi padre nos dejó acompañarlo en su patrullero?
Ama uçan arabası Frinkmobil dışarıda duruyor.
Pero su auto hover-trónico Frink-a-ma está aparcado afuera.
Onun arabası.
Es su auto.
Bu adamın arabası değil ki.
No es ni siquiera el coche de la materia.
TV'de at arabası yarışı mı izleseydim?
¿ Mirar carreras de carros en la TV?
At arabası yarışı nereden çıktı?
No apuesto en verdad a los malditos trotadores.
Seni dostunun arabasını şarj etme konusunda ve bu yüksek ses buradaki garip boktan durum hakkında uyarmıştım!
¡ Muy bien, Pappas! ¡ Te advertí sobre cargar el auto de tu amigo... y sobre esta porquería que hacen aquí!
Siktiğimin arabasını çek, yavşak herif!
¡ Mueve la jodida camioneta, idiota!
Mindhorn arabasının torpidosuna.
En la guantera del auto de Mindhorn.
Diğeri de otelin konuk arabasını kullanmış.
A la otra le fue asignado un coche de cortesía por parte del hotel.
Otel arabası ve diğer kiralık arabalar... -... San Pedro Araç Kiralama'dan gelmiş.
El coche del alquiler del hotel y los otros coches de alquiler provenían de una empresa de alquiler de San Pedro.
Manohar'un arabasını arıyoruz.
Estamos buscando el coche de Manohar.
Bin şu siktiğimin arabasına
¡ Sólo entra al maldito auto!
Gir şu siktiğimin arabasına!
- ¡ Sube al maldito auto!
Affedersiniz, genelde başkalarının arabasını dikizleyen biri değilimdir.
Perdón, no suelo prestar atención a lo que lleva la gente en sus carros.
Bunlar annemin arabasının anahtarları.
Son las llaves del auto de mamá.
Arkadaşın ve arabası nerde?
¿ Dónde está tu amigo y su auto?
Arabasının bagajında erotik filmlerle dolu bir kutu vardı.
Había una caja en el baúl de su coche llena de... películas para hombres.
Şu arabasının bagajında bulduğum erotik filmler.
Estas películas porno en el baúl de su auto.
Eğer Hanna'dan bahsediyorsan o market arabası başka biri ile nişanlandı.
Si te refieres a Hanna ese carrito está prometido a otro.
Devasa Samsung telefonu ayrıca minik Kia arabası oluyor.
mi celu Samsung gigante es tambien un carrito Kia!
Bay Ryland'a taşaklarını kesip arabasının ön camına asacağını söylemişti. Oyuncak zar gibi.
Le dijo al Sr. Ryland que le iba a cortar los huevos y a colgarlos del retrovisor como si fuesen dados de peluche.
- Bir at arabasına ihtiyacımız var.
- Precisamos un carruaje. - No hay ninguno.
Sanıyorum hizmetçiniz Raisa seni bizim evden almaya Thea'nın bebek arabasıyla gelmişti.
Tu ama de llaves, Raisa, creo, te iba a recoger de nuestra casa con Thea en un carrito.
Vale arabasını getiriyor.
El valet está trayendo su auto. Muy bien.
Ancak yine de bir kar arabası istiyoruz.
Pero queremos una motonieve.
- Bu, Anne'nin arabası.
Es el coche de Anne.
Başlamadan önce şunu belirteyim. Aramızda dondurma arabası gibi boyalı penceresiz bir minibüs kullananlar varsa, güle güle.
Muy bien, antes de comenzar quien sea que maneja una van sin ventanas pintada como camión de heladero, tiene la luces encendidas.
- Bu şahane! Pekâlâ, yük arabasının içine çiçekler koyup şehir merkezinde dolaşacağım.
Muy bien, bueno, voy a poner unas flores en una carreta y caminare por la ciudad.
Dostumun elektrikli arabası var.
Un vehículo eléctrico.
Sırf ninenin arabasını çaldığın için onun gibi sürmek zorunda değilsin...
Que le hayas robado el coche a tu abuela no significa que tengas que conducir como ella.
Yedinci yolda Davis ve Billy'le yarış yapıyorduk ve Tommy'nin arabası çukura sürüklendi.
Estábamos haciendo una carrera por la carretera 7 con Davis y Billy cuando el coche de Tommy se metió en una zanja.
Babanın arabasını mahvettiğim için üzgünüm.
Me sentía mal por haber destrozado el de tu padre.
At arabasındaki emekçiler olmadığımız kesin.
Ciertamente, no es proletariado en carros.
- Baksanıza! Çekçek arabası!
¡ Aquí, carro!
Arabasını geri alacak mısın?
¿ Vas a llevarte su coche de vuelta?
Telefonlarıma cevap vermeyince, Alaric'in arabasını iskeleye kadar takip ettim.
Rastreé el coche de Alaric hasta aquí cuando no me devolvió las llamadas.
Onu arabasına bindirmeliyiz.
Tenemos que llevarlo a su coche.
- Luke'un arabasını saklamaya çalışırken bir direğe çarpmış olabilirim.
Creo que el auto de Luke se dio contra una columna mientras lo guardaba.
Berbat bir arabası var.
Tiene un auto horrible.
- At arabasına binmek istemiştim.
Quería montar en una diligencia.
O halde annene haksız olduğunu kanıtlaman gerek ki at arabasına binebilesin.
Bueno, entonces, tienes que mostrarle que está equivocada... para que puedas montar en la diligencia.
Bana hem izin, hem de arabasını verdi.
Él me consiguió un pase y un Jeep,
Polisler, Sandy Shaw'u otoparkta, arabasında oturur hâlde bulmuşlar.
Unis encontró arena Shaw en su coche en un estacionamiento.
- Harika yahu, Dangalak Arabası.
Oh genial. - La ducha-móvil. - Dame un segundo.
Polis arabası bu!
Es un coche de policía.
araba 243
arabam bozuldu 28
arabalar 60
arabada 85
arabayı 17
arabam 88
arabaya 46
arabayla 21
arabam yok 26
arabam var 42
arabam bozuldu 28
arabalar 60
arabada 85
arabayı 17
arabam 88
arabaya 46
arabayla 21
arabam yok 26
arabam var 42
arabayı getir 44
arabaya bin 384
araban var mı 39
araba nerede 43
araba mı 39
araban nerede 53
arabam nerede 20
araba bekliyor 25
arabadan in 33
araba geldi 18
arabaya bin 384
araban var mı 39
araba nerede 43
araba mı 39
araban nerede 53
arabam nerede 20
araba bekliyor 25
arabadan in 33
araba geldi 18