Cok Çeviri İspanyolca
1,245,066 parallel translation
İşlerin rayında gitmesini sağlayan olmam için daha çok sebep.
¡ Jackie!
"Bunu yiyemem-Şeker hastasıyım" Bunu çok fazla söylüyor.
Ella dijo que tiene una reunión con un par de ejecutivos de la Oficina de Gotham y necesitaba un lugar.
Ben Teddy'yi götürmezdim çünkü yakalamak veya yemek için çok çelimsiz.
Van está listo para destruirte.
Ve bu arada, son zamanlarda ayaklarımı kavuruyordum ve onlar çok sağlıklı dozda protein kaynağı.
Se le llama escudero, Emily.
Peki, uyum için çok havalıysanız uyumlu gaz maskeleri için de havalısınızdır.
- No, no, no, no, no, no, no. - Oh, rayos. Mi bebé, mi bebé, mi bebé, mi bebé, mi bebé.
O çok kabaydı!
De acuerdo, es posible que no me guste perder, pero fue más por el principio.
Bu çok güzeldi.
- Oye. - Genial.
Çok hızlıydın.
Corrías rapidísimo.
- Çok üzgündü.
- Estaba muy perturbado.
Evet, çok güzeller ama çikolata kaplı çileğin salonumuza nasıl geldiğini açıklamıyor.
Sí, son hermosas, pero eso no me explica cómo una fresa cubierta de chocolate terminó en la sala.
Bizimkiler gibi ileri zekâlı çocukların ebeveyni olunca diğer ailelerin neler yaşadığını unutmak çok kolay oluyor.
Sé que es fácil para quienes tenemos hijos más funcionales olvidar cómo es esto para otros padres.
- Doug, çok pardon! Ama biz burada önce insan dilini kullanıyoruz.
Doug, lo siento, pero aquí preferimos poner el énfasis en la persona.
Gelmen çok iyi oldu.
Fue excelente que vinieras.
Fikrini değiştirmene çok sevindim.
Me alegra que cambiaras de opinión sobre estudiar juntos.
Yani... Çünkü eşit akademik motivasyona sahip bir arkadaş bulmak çok zor.
Porque, de verdad, es muy difícil encontrar compañeros con igual desempeño académico.
Hepinizin sevdiği yemekleri pişirip çok özel bir aile yemeği hazırlayacağım.
Por eso prepararé una cena familiar muy especial con sus platos favoritos.
Sam'e kız arkadaş konusunda çok yardımcı oldun.
De verdad has ayudado a Sam con lo de las chicas.
Arkadaşın olduğum için çok şanslısın.
Tienes suerte de tenerme.
400 metrede çok iyisin. Yarışa başlama şeklin takıma büyük bir avantaj sağladı.
Eres muy buena en los 400 metros, y en los relevos le conseguiste la victoria a tu equipo.
Dört kişiyiz ve diğer kızlar da çok hızlıydılar.
Éramos cuatro. Las otras también corren muy rápido.
Çok sıkı, teşekkürler.
¡ Qué fuerte! ¡ Gracias!
Tanıştığıma çok memnun oldum.
Es un placer poder conocerlos.
Çok tatlısın.
Eres adorable.
Belli ki bunu çok yapıyorum.
Al parecer, hago eso mucho.
Bu çok komik!
Es para reírse.
Yemek çok güzeldi Bay ve Bayan Gardner.
Fue una cena encantadora, señor y señora Gardner.
Eksilerinden çok artıların var.
Tienes más pros que contras.
Kızlardan hoşlandığını biliyorum ama bu çok hızlı oldu.
Sé que le gustan las chicas, pero esto es ir demasiado rápido.
Ve sana çok iş düşüyor.
Y él depende mucho de ti.
Seninle ilgili çok şey var, değil mi tatlım?
Sí. Tienes muchos problemas, ¿ verdad, querida?
Yardım istememek ve hayatı bitirmek, bu çok trajik, çünkü kim bilir neler yapabilirdin?
No buscar ayuda, o darse por vencido es una tragedia, porque quién sabe lo que podrías haber hecho.
Hikaye anlatıcısıyız, işimiz belki her şeyden çok, eğlendirmek.
Somos narradores y nuestro trabajo, más que nada, es entretener.
Bu yüzden siber alemde zorbalığa uğradığında, bir bilgisayar ekranının arkasına saklanan pek çok kişi tarafından saldırıya uğruyorsundur.
Por eso, cuando sufres ciberacoso, te atacan muchas personas que se esconden detrás de una pantalla de ordenador.
Instagram'da mükemmel olma konusunda çok baskı hissediyor.
PSICÓLOGA CLÍNICA... las chicas sienten presión por ser atractivas, por ser populares, guapas, por salir perfectas en Instagram.
Bu noktada Hannah pek çok şey yaşamış, Clay gibi iyi bir çocukla birlikte olmak bile neredeyse travma sonrası stres bozukluğu yaşamasına sebep olmuş.
En ese punto, Hannah ha pasado por mucho, incluso estando con un chico bueno, como Clay, empieza a tener casi estrés postraumático.
Benim için dizinin en etkili anlarından biri bu çünkü ergenlikteki hâlime çok benziyor. İçinde bir sürü şey olurken, bunu kimseyle paylaşacak becerin olmaması.
Este es uno de los momentos más fuertes de la serie para mí porque me recuerda de verdad a quien yo era de joven, cuando tienes tanto dentro de ti y tan poca habilidad para compartirlo con nadie.
Daha küçükken yaşadıklarımı hatırlıyorum, ve çok yoruluyordum çünkü ne olduğunu bilmiyordum ya da ne hissettiğimi.
Recuerdo experimentar cosas cuando era más joven, y estar muy agobiado porque no tenía ni idea de lo que era o lo que sentía.
Ve doğru şekilde kelimelere dökemediğinde konuşmak çok zor.
Y es difícil hablar cuando no puedes decirlo con palabras de forma correcta.
"Bunlar yanlış gidiyor, hayat çok hızlı ve ben çok gencim, başa çıkamıyorum." demek gerek ama kimsede o farkındalık yok.
"Todas estas cosas van mal, y la vida está pasando tan deprisa, y soy tan joven, y no puedo manejarlo", pero nadie es consciente de eso.
Hannah başına gelen şeyi söyleme fırsatını kaçırdı. Bay Porter da bu kişinin kriz içinde olduğu, kendisinin verebileceğinden fazla yardıma ihtiyacı olduğu konusundaki fırsatı ve pek çok işareti kaçırdı.
Hannah perdió la oportunidad de decir lo que le había pasado, y el Sr. Porter perdió la oportunidad y pasó por alto muchas señales para darse cuenta de que era alguien con una crisis urgente, que necesitaba más ayuda de la que él le dio entonces.
Cinsel taciz, acının ve tecavüzün yanında çok fazla utanç duygusu yaratıyor ve kurbanların bu konuda konuşması inanılmaz derecede zor oluyor.
El asalto sexual viene con tanta vergüenza, además del dolor, además de la violación, que, para las víctimas, hablar de ello es increíblemente difícil.
Kurbanların yaşadıklarından bahsetmesini sağlayabilmek için gerçekten çok güvenli bir alan ve bu konuda becerikli bir kişi gerekiyor.
Y se necesita un espacio muy seguro y alguien con mucha habilidad para conseguir que las víctimas hablen de ello.
Bazen çok fazla zorlarsın ve kaçırırsın.
En ocasiones puedes intentarlo con ganas y fallar.
Bence öncelikle okullar daha çok duygusal eğitim verebilir.
Lo principal que pueden enseñar las escuelas es más educación emocional.
Bence bu alanda çok eksiğiz.
Tenemos una grave carencia en ese campo.
Genç yetişkinlerin duygularını tanımaması çok yaygın, onları kelimelere dökememesi ve hakkında konuşamaması.
PSIQUIATRA INFANTIL Es muy común entre los jóvenes adultos no reconocer sus emociones, no ser capaces de verbalizarlas, hablar de ellas.
Eğer Hannah hissettiklerini ve nedenini anlayabilseydi, o zaman çok farklı olabilirdi.
Si Hannah hubiera sido capaz de entender lo que sentía, y por qué, eso podría haber marcado la diferencia.
Çok sarhoş.
Está muy borracha.
Dokuzuncu bölümü okuduğumda, tecavüz kurbanı olan, yakın bir akrabamı aradım ve o bu çirkinlikten kaçmadığımız için çok minnettar oldu. Çünkü insanların tecavüz kurbanı birisinin aklından geçenleri, yaşadıklarını anlamasının tek yolunun bu olduğunu söyledi.
Cuando leí el episodio nueve, llamé a una familiar cercana que sobrevivió a una violación, y se mostró muy agradecida de que no evitáramos mostrar las cosas feas, porque me dijo que esa es la única forma de que la gente entienda de verdad lo que siente alguien que ha sido violada
Sadece okumak bile çok yıkıcıydı, sonra bunu hayata geçirmek gerçekten çok zor oldu, yani bu kızların çoğunun neler yaşadığını hayal bile edemiyorum ya da cinsel tacize uğrayan birinin.
Solo leerlo en papel era devastador, y luego convertirlo en realidad era algo jodidamente difícil de hacer, así que no me puedo imaginar lo que pasan muchas de estas chicas, o cualquiera que sea un superviviente de un ataque sexual.
Cinsel taciz veya tecavüz uygulayan pek çok kişi, çevrenizdeki insanlar.
Muchas personas que, en cierto momento, han cometido un ataque sexual, o alguna forma de ello, o violación, son conocidos.
çok güzelsin 532
çok teşekkür ederim 2489
çok tesekkür ederim 16
çok tatlısın 281
çok güzelsiniz 65
çok şık 66
çok sık 16
çok teşekkürler 1924
çok seviyorum 43
çok seksisin 23
çok teşekkür ederim 2489
çok tesekkür ederim 16
çok tatlısın 281
çok güzelsiniz 65
çok şık 66
çok sık 16
çok teşekkürler 1924
çok seviyorum 43
çok seksisin 23
çok güzel görünüyorsun 197
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok yazık 499
çok güzel olmuşsun 16
çok şükür 211
çok güzel bir kız 66
çok güzel görünüyor 60
çok tatlı 272
çok güzel bir gün 43
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok yazık 499
çok güzel olmuşsun 16
çok şükür 211
çok güzel bir kız 66
çok güzel görünüyor 60
çok tatlı 272
çok güzel bir gün 43