English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ D ] / Dışarı çıkıp

Dışarı çıkıp Çeviri İspanyolca

3,106 parallel translation
Amy, dışarı çıkıp açık açık onları suçlayamam, biliyorsun.
No puedo salir y acusarlos así nada más.
Dışarı çıkıp, düzüşmek istiyorum.
Quiero salir y cojer. Sí.
O sefil dediğin delilik seni daha mutlu, daha sakin çok olumlu bir felsefeyle dışarı çıkıp spor yapan ve kitap okuyan biri haline getirdi.
Estas "cosas tristes", como las llamas te han hecho una persona feliz y más calmada, con una filosofía positiva sobre salir al aire libre, hacer ejercicios y leer libros.
Ayağa kalkacak gücün yok, dışarı çıkıp caka yapmak istiyorsun.
No tienes la energía para levantarte y quieres salir a pavonearte.
Carl yine dışarı çıkıp oynayalım diyor.
¡ Carl dice que deberíamos volver a salir a jugar!
Dışarı çıkıp, bizimle kalacağına söz ver tamam mı?
Prométeme que vendrás a visitarnos
Şimdi dışarı çıkıp bunlara çalışıp öyle geleceğim.
Voy a ir afuera asimilarlos y regresar.
Dışarı çıkıp hangi kimyasalların patladığını test edeceğiz.
Vamos a ir afuera con unas sustancias para probar cuáles explotan.
Bugün dışarı çıkıp, bu G-pack'i bugün satacaksınız.
Te otorga un propósito. Saldrás y venderas este g-pack
- Dışarı çıkıp yardım eder misin?
- ¿ Quieres bajarte y ayudar?
Dışarı çıkıp buğday topladın.
Saliste a cosechar el trigo.
Dışarı çıkıp onları karşılayayım.
Saldré a verlos.
Ki şu an Çin'de yapıyorlar. Dışarı çıkıp bitkilerinin polenlerini elle yayıyorlar.
Y ya lo están haciendo en China, tienen que salir y polinizar sus cultivos a mano.
Eğer ki Amsterdam'da hayatını kazanabiliyorsan bisikletini al sür, dışarı çıkıp temiz hava al. Amsterdam'da bana kalırsa, o mendil ile kıçını bile silebilirsin.
Si puede ganarse la vida, aquí en Amsterdam y manejar su moto aquí, y respirar el aire de aquí, puede limpiarse el culo con eso, por como lo veo.
Dışarı çıkıp yıldızları seyredebilir miyiz?
¿ Podemos salir a mirar las estrellas?
Dışarı çıkıp dizlerinin üstüne çök.
Sal de la camioneta y ponte de rodillas. Mira hacia el camino.
Hey, Walt. Dışarı çıkıp futbol falan oynamak ister misin?
Hey, Waltu. ¿ Quieres salir a jugar al fútbol o algo así?
Neden dışarı çıkıp birkaç atış yapmıyoruz?
Podríamos salir a tirarnos la bola, ya sabes, darle unos toques.
Sonra dışarı çıkıp etrafı araştırırdık.
Pero... Salimos, exploramos... solo los hombres.
Babam dışarı çıkıp, "Neler oluyor burada ya?" demişti.
Mi padre sale, "¡ ¿ qué diablos está pasando aquí? !"
Peki, dışarı çıkıp her gün hayatını riske attığında işte bu New York şehrinin sana biçtiği değerdir.
Bueno, según la Ciudad de Nueva York, eso vale ya que sales y la pones en peligro todos los días.
Dışarı çıkıp eğlenin, kutlama yapın.
Salgan, diviértanse. Vayan a celebrar.
Dışarı çıkıp herkese soracağım.
Saldré y le preguntaré a todo el mundo.
Bugün, siz kızlardan dışarı çıkıp açık havada oynamanızı istiyorum.
Hoy, quiero que todas ustedes, chicas, salgan a la calle a jugar al aire libre.
Ne yapsak? Biraz dışarı çıkıp eğlensek mi?
Ah, ¿ qué tal si vamos a alguna parte y nos divertimos?
Dışarı çıkıp konuşalım bu konuyu.
Vamos a salir a la calle y hablar.
Roscoe, Coco, dışarı çıkıp oynayın.
Roscoe, Coco, vayan afuera a jugar.
- Dışarı çıkıp biraz stres atacağım.
Sólo voy a salir y desahogarme.
Hadi dışarı çıkıp güzel bir pizza yiyelim! Ben ısmarlıyorum!
Para festejar, vamos a comer una pizza a Velletri. ¡ Pago yo!
Biraz dışarı çıkıp sosyalleşmen iyi olur bence de.
Sí, creo que es excelente que viajes, hacer un poco de vida social...
Normal hayatında dışarı çıkıp, barlarda gezmeyi sever misin?
¿ Sales mucho de tu casa, a clubes y esas cosas?
Dışarı çıkıp kahvaltı...
Y nosotros... nosotros...
Dışarı çıkıp bakın!
( Grita ) ¡ Salid ahora y mirad!
Dışarı çıkıp bakın!
¡ Salid ahora y mirad!
Onun yerine, her gece dışarı çıkıp dur işaretlerini keserek en kötüsünün olmasını ümit ederek geçiriyordu.
Sin embargo salía cada noche a cortar las señales de alto, esperando lo peor.
Biraz dışarı çıkıp çerez falan alacağım. sen bir şey ister misin?
Voy a salir a comprar unas patatas fritas. ¿ Quieres algo?
Hayır, dışarı çıkıp sezon sonu indirimlerimden bir şey alayım dedim.
No, ok. No, sólo me estaba probando la nueva moda del otoño.
Bizim dışarı çıkıp, onları kurtarma gemisine elle bağlamamız gerekiyor.
Tenemos que salir ahí y fijarlos al interceptor manualmente.
Dışarı çıkıp dolaştığımda pislik kokusundan başım ağrıyor.
Me llega a doler la cabeza, cuando me voy de paseo y tengo que oler esta mugre.
Yorgun olduğumda dışarı çıkıp şu araba yakanlar gibi bir şeyler yapmak istiyorum!
¡ Salir por allí y hacer como esos tipos, que queman autos o cualquier cosa, cuando estoy harto!
Dışarı çıkıp en yakın kulübeye gitmelisin.
Tienes que salir afuera e ir a la cabina más próxima.
Ama muhtemelen hâlâ dışarı çıkıp beraber görünmemiz gerekiyor.
Sabes, pero probablemente deberíamos seguir saliendo para mantener las apariencias.
Aşk ve evlilik sözleşmesi demişken. benim dışarı çıkıp Lily için bu akşama birkaç şey daha almam lazım.
Hablando de amor y contratos prematrimoniales, tengo que salir y recoger unas cuantas cosas más para Lily para esta noche.
Dışarı çıkıp oynayabilir miyim?
Puedo ir...?
Eğer dışarı çıkıp arabayı tek başına çalıştırabilirsen bir kaç yüz dolar indirim yapacağım.
Voy a descontarte un par de cientos de dólares...
Bugün Noel anne! - Dışarı çıkıp hediyelerimize bakalım!
- ¡ Quiero salir!
Ceketini alıp dışarı çık sen.
Agarra tu abrigo y sal.
Ne zaman dışarıya çıkıp bir şeyler atıştırırız?
¿ Cuándo nos vamos a juntar a comer algo?
Sanırım dışarı çıkamayacak kadar çok kar yağmadan önce, hemen çıkıp kendimize bir kardan adam yapsak iyi olur.
Será mejor que salgamos rápido y hagamos un muñeco de nieve antes de que se acumule y no podamos movernos.
Dışarıya çıkıp onu getireyim.
Salgo, y Lo traigo aquí.
Yangın falan çıkar da kapana kısılırsan tuvaletin camını kullanıp dışarı çık ve yardım çağır.
Si hay un incendio o algo así y estás atrapado, usa la ventana del baño para salir y pide ayuda.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]