English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ D ] / Dışarı çıkıyor

Dışarı çıkıyor Çeviri İspanyolca

770 parallel translation
Şimdiyse aniden şu yaşlı kurtla dışarı çıkıyor.
Y ahora, de repente, se va con ese tipo gordo.
- Peggy, Woody Merrill ile dışarı çıkıyor. - Kim o?
Peggy irá a bailar con Woody Merrill.
Kendi başına eğlenmek için sıklıkla dışarı çıkıyor.
Se divierte mucho.
Dışarı çıkıyor.
Pues, ya va a salir.
Önce Nanni dışarı çıkıyor, sonra sen.
Ahora salimos Primero Nanni, y luego tú, Beppe.
Birdenbire bir kadınla niye dışarı çıkıyor?
¿ Y, de pronto, sale con una chica?
Paul, kız dışarı çıkıyor.
Paul, va a salir.
Önemli değil. Kız dışarı çıkıyor.
La chica se dispone a salir, yo la seguiré.
Dışarı çıkıyor, Paul.
Va a salir, Paul.
Sabah için dışarı çıkıyor.
El doctor ha salido a dar su paseo matutino.
Ama arabayla gezinti için dışarı çıkıyor olmalı. Alışveriş için. Ya da müzeye.
Pero debe de salir en auto, a hacer compras o a visitar un museo.
Şey. Ara sıra dışarı çıkıyor, o da Rusça bir şeyse eğer. Bir opera veya bir bale.
A veces sale si hay algo ruso, ópera o ballet.
İstediğin kişi dışarı çıkıyor.
El hombre que desea va a salir nunca.
- O zaman arkadaşım dışarı çıkıyor.
- Entonces mi socio va a salir.
Şu anda kapıdan dışarı çıkıyor.
EI que sale por Ia puerta.
Yani kötü Anne dışarı çıkıyor, iyi Anne ise içerde kalıyor.
Así que, la Ana malvada sale al exterior y la Ana buena se queda dentro.
Dışarı çıkıyor buradan
Y sale por aquí
Er Sasa dışarı çıkıyor!
¡ El recluta Sasa se retira!
- Sadece dışarı çıkıyor olmasına seviniyorum.
- Mira, soy feliz de verla salir.
Bu Fella dışarı çıkıyor
Fella se va a mostrar
Yaşlı Efendi çok sık dışarı çıkıyor.
Sale a menudo últimamente.
Dışarı çıkıyor musunuz?
¿ No salen?
Boo ancak geceleri herkes uykudayken zifiri karanlıkta dışarı çıkıyor.
Boo solo sale de noche cuando duermes y está oscuro como boca de lobo.
- Şimdi kızınız dışarı çıkıyor?
- ¿ Ahora... ella debe salir?
Anna ve Jake dışarı çıkıyor.
Anna y Jake van a salir.
Bu çiçek dışarı çıkıyor.
- Esta flor está afuera.
Dışarı çıkıyor.
Ahora está saliendo.
Yüzme ve yürüyüş için dışarı çıkıyor ve tenis ayakkabısı giyiyor.
Así que va a nadar, hace atletismo... y lleva zapatillas de tenis.
Kendi kendime diyordum ki, Rosemary dışarı çıkıyor, ben de gidip, biraz Noel alışverişi yapayım.
Me dije esta mañana : Si Rosemary va a salir, también yo puedo ir a hacer unas compras de Navidad.
Kusmaktan gerçekten nefret ediyorum. İçindeki her şey dışarı çıkıyor.
Toda esta sangre...
Sanırım buraya basıldığında bu dışarı çıkıyor.
Imagino que se saca la cinta sólo con apretar aquí.
Serumu merumu her şeyi çözüyor sonra kalkıp doktor gömleği giyip dışarı çıkıyor ve doktorları öldürüyor.
Se saca todos los tubos y catéteres... y se levanta y se pone la bata de un doctor, y asesina doctores.
Dışarı çıkıyor musun?
¿ Sales alguna vez?
William dışarı çıkıyor.
William se va.
Tavuğu kesince tereyağı dışarı çıkıyor.
No lo entiendo.
- Dışarı çıkıyor muydun?
- ¿ Salías?
Bir süredir adamın teki, onları öldürmek için kadınları ve kızları tuzağa düşürmeye çalışıyor. Kadınların kızların gece tek başlarına dışarıya çıkmamaları gerekiyor.
Hace algún tiempo un hombre está intentando atraer a chicas y mujeres a lugares oscuros para asesinarlas
Rhoda da dışarı çıkıyor.
Rhoda también sale.
Sadık bir kul olarak, senin emirlerinden dışarı çıkmadım. Ama şimdi ruhum, iç kemiren bir şüpheyle çalkalanıyor.
He sido un siervo fiel, cumpliendo tus mandamientos, pero ahora una duda profunda roe en lo más profundo de mi alma y la hace temblar.
Bu saatte dışarı mı çıkıyor?
¿ Se va
Dışarı çıkıp eğlenmeye ve dans etmeye bayılıyor.
Le gusta divertirse y bailar.
- Yeğenim dışarı mı çıkıyor?
- ¿ Mi sobrino va a salir?
Hatırlıyor musun, Saranac'ta herkes evli olmadığımızı düşünmüştü de dışarı çıkıp evlenmiştik.
¿ Recuerdas en Saranac, cuándo notaron que no estábamos casados? - Y fuimos a casarnos.
- Marisa ne yapıyor? Çık dışarı!
Buenas noches, señora.
Ben dışarı çıkamadığım için o da bahçeye çıkıyor.
Sale al jardín y yo no puedo salir.
Hiç utanmıyor musun? Çık dışarı! Al bunu da!
Miserable, salga y llévese esto.
Ve dışarı buradan çıkıyor
Y sale por aquí
Ama onlardan biri sadece biri dağın ortasından geçip... 1,5 km sonra bir mağara ağzından dışarı yaylanın üstüne çıkıyor.
Uno de ellos, sólo uno, va desde la cima de la mesa... por el centro de la montaña... para desembocar en una cueva a dos kilómetros del pie.
Bütün ordu dışarıya çıkıyor.
¡ Viene el ejército entero!
Bütün gece dışarıda, genç kızlarla çıkıyor, onun yaşında bir adam!
Pasa las noches fuera, sale con jovencitas, ¡ a su edad!
Ahh, ne yaşam ama... kimse sizi dışarı çıkıp atları beslemeniz için zorlamıyor.
¡ Esto es vida! Sin nadie que te levante de madrugada para que le des de comer a los caballos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]