Dışarıya Çeviri İspanyolca
8,190 parallel translation
Geri kalanları, yer bulana kadar dışarıya zincirleyin.
Deja el resto encadenados a la intemperie hasta que podamos encontrar un lugar para ellos.
Francis, dışarıya gelmen gerek.
Francisco, tienes que salir.
Sen yine de dışarıya çıkabilirsin.
Tú podrías salir.
Dışarıya çıkınca, hayatında bir şeyler yapmaktan korkmayan birisi ile birlikte olmak istediğimi anladım.
Salir me hizo comprender que quiero estar con un hombre que no tema hacer algo con su vida.
Neden bu kadar büyük bir arabada yuvarlanma kafesini dışarıya yerleştirdin?
¿ Por qué, en un coche tan grande, has puesto una jaula de seguridad por fuera?
Dışarıya bir bak.
Echa un vistazo afuera.
Ayrıca dışarıya adımını attığında lobinin ışıklarını açmayı da ihmal etme.
Además, nunca olvides prender las luces del recibidor cuando ella llegue.
Dışarıya bakmasına izin verme!
¡ No dejes que mire hacia afuera!
Kuzey Kutbu gitikçe ısınıyor ve milyonlarca yıldır tutulan metan gazı yavaş yavaş dışarıya çıkmaya başlıyor.
El ártico cada vez es más caliente, y el Metano que ha estado encerrado... durante millones de años, comienza a salir.
Dışarıya mı çıkacaksınız?
¿ Irán al exterior?
Dışarıya kapalı, baştan sona.
Cerrado de punta a punta.
Dışarıya yeni çıktı.
Acaba de salir.
Kısa süre sonra dışarıya adımımı attığımda, o iki genç adam bana ateş açtı.
Y, por supuesto, cuando salía... esos dos jóvenes comenzaron a disparar sobre mí.
Dışarıya baktın mı hiç?
¿ Has mirado afuera?
Çık dışarıya, oynayalım.
Sal a jugar.
Dışarıya?
¿ Salir de aquí?
Sana diyorum dostum! Dışarıya!
¡ Oye tu, fuera!
Dışarıya çıkıp itmemi ister misin?
¿ Quieres que salga y empuje?
Onu da dışarıya çıkarmalıyız!
Necesitamos sacarles también. - ¡ Carajo!
Çünkü çocukken dışarıya karşı duygularımızı açamıyorduk,
Porque no fuimos tan abiertos que digamos aparentemente, en nuestra infancia.
- Dışarıya koy.
Déjala afuera.
Dışarıya da çıkabiliriz.
O podemos salir.
Dışarıya gittiğinizde insanları tedirgin ediyorsun.
Está poniendo nerviosa a la gente cuando está por ahí afuera.
Kendi kendine konuştuğunda dışarıya atmıyorlar, ki bu benim için oldukça önemli.
No te echan si hablas solo lo cual, para mí, es fundamental.
Tünelin içine girip içerden dışarıya doğru patlatacaklar.
Van a hacer un túnel, y la harán explotar de adentro hacia afuera.
İçerden dışarıya doğru.
De adentro hacia afuera.
Tek başına dışarıya çıktığın, arkadaşının olmadığı doğru mu?
¿ Haces esto a menudo? Para salir solo y sin amigos?
Çık Dışarıya
¡ Lárgate... de aquí!
Dışarıya pek fazla çıkmıyorum.
No salgo mucho.
O orospu çocuğu, ne zaman dışarıya çıktı?
- ¿ De qué hablas? De ese hijo de puta. ¿ Cuando fue puesto en libertad?
Tamam. Çöpü dışarıya çıkarır mısın peki?
puede usted por favor sacar la basura?
- Bu hâlde dışarıya çıkamam ki.
- No me puedo ir así.
Rosa dışarıya onu aramaya gitti.
Rosa se irá a buscarlo.
Ofisinizdeki tüm ajanlar dışarıdaydı, Jacob'ı Arcadia'ya getiren sen oldun.
De todos los agentes en tu oficina... tú fuiste el que trajo a Jacob de vuelta a Arcadia.
Dışarıda bir grup var milliyetçiler ya da her neyse. Falkland'ın Arjantinli olduğuna inanıyorlar. İngilizleri sevmiyorlar ve otelin içindeler.
Hay una banda... nacionalistas, lo que sea, creen que las Malvinas son argentinas, no les gustan los ingleses, y están en el hotel.
- Aşağıya gelebilir mi diye de sorarsanız? Bu gece onunla dışarı çıkıp aramızı düzelteyim.
Pregúntele si puede bajar y tal vez me permita compensarlo invitándolo a salir esta noche.
Ne kadar dışarılar da korumasız dolaşırsa.... Başına neler gelir...
Ya sabes, cuanto más tiempo está ahí fuera, protegido un...
Onu koy ve hemen dışarı çık.
Suéltela y váyase ya.
Dışarı çıkınca kendimi sıradan biri gibi hissettim.
Ya sabes, cuando salí ahí, me sentí como un tipo normal, quiero decir, como que hice...
Bu sıcakta dışarıdaysalar iki ya da üç gün.
Si están por ahí con este calor, dos o tres días.
Sonra Derek ya yeni müdürü dışarıda arar ya da seni yapar.
Entonces, Derek busca por casa un nuevo encargado de AR, podrías ser tú.
Nihayetinde ya içeride olursun, ya da dışarıda kalırsın.
Al final del día, o estás afuera o estás adentro.
Ya içeridesindir, ya da dışarıda.
O estás afuera o estás adentro.
Aşağıya, kımılda! Dışarı!
Rápido, muévete.
Hem dışarı çıkarsa, saldırıya olacak.
¡ Necesitamos ventaja sobre ella!
- Çık dışarı.
¡ Sal ya!
Molly bu aralar evden dışarı pek adım atmıyor.
Molly ya no sale mucho.
Dışarı taşıyabilirsin!
¡ Cárgame y ya!
Pekala, okuldan sonra hırdavatçıya git ve Eddie'de ne kadar varsa bütün halatları al, sonra eve gel ve beni dışarı çek.
Después de la escuela te vas a la ferretería y compras toda la cuerda que Eddie tenga, te vienes a casa y me sacas de aquí.
Dışarıya bak.
Tienes que mirar afuera.
Ama biliyorsunuz, dışarıda bunu çözmenin yolunu şiddet ve yıkım, bombalama ve terör olarak görenler var.
Pero ya sabes, está esa gente ahí afuera, que creen que la forma de solucionar esto es... con violencia y destrucción, bombardeos y terror.
dışarıya bak 16
dışarı 1436
dışarıda 424
dışarda 41
dışarıdayım 29
dışarı çık 478
dışarı çıkıyorum 69
dışarı çıkalım 87
dışarı çıkacağım 19
dışarı gel 90
dışarı 1436
dışarıda 424
dışarda 41
dışarıdayım 29
dışarı çık 478
dışarı çıkıyorum 69
dışarı çıkalım 87
dışarı çıkacağım 19
dışarı gel 90
dışarıdaydım 29
dışarı çıktı 86
dışarı çıkma 37
dışarısı çok soğuk 29
dışarıda bekleyin 38
dışarıda mı 50
dışarıdalar 31
dışarı mı 28
dışarı çıkarın 30
dışarı çıkmak istiyorum 32
dışarı çıktı 86
dışarı çıkma 37
dışarısı çok soğuk 29
dışarıda bekleyin 38
dışarıda mı 50
dışarıdalar 31
dışarı mı 28
dışarı çıkarın 30
dışarı çıkmak istiyorum 32