Eşyalarını al Çeviri İspanyolca
1,255 parallel translation
Tamam, eşyalarını al da gidelim.
Recoge tus cosas y luego nos vamos.
Eşyalarını al.. / Serin!
Tome sus cosas.. / Cool!
Eşyalarını al ve defol git buradan.
¡ Toma tus cosas y lárgate!
- Eşyalarını al.
- ¡ Llévate tus cosas!
Git personel odasından eşyalarını al.
Vaya por sus cosas.
Eşyalarını alır mısın, lütfen.
Recoge tus cosas, por favor.
Git, eşyalarını al.
Coge tus cosas.
- Eşyalarını al, teybi kapat.
- Trae tus cosas y apaga la radio. Es tarde.
Paltonu giy ve eşyalarını al.
Ponte el abrigo y toma tus cosas.
İsmi okunanlar, eşyalarını alıp Memur Johnson'ın gerisinde sıraya girsinler.
Cuando oigan sus nombres, empaquen sus cosas y fórmense detrás del Of.
Büyük bir kavga ettik ve eşyalarını alıp gitti.
Tuvimos una gran pelea y se mudó de aquí.
Eşyalarını al ve Tabur Ordugâh'ına gel.
Recoja sus cosas y preséntese en el puesto de mando.
Sen git eşyalarını al.
Ve a buscar tus cosas.
Döndüğümde eşyalarını alıp gittiğini görmek istiyorum tamam mı?
cuando yo vuelvo, usted debe estar fuera con sus instrumentos. ¿ Lo conseguido?
Eşyalarını almak için yarın gideceklerdi.
Regresarían al día siguiente a levantar el campamento.
Eşyalarını al ve gidelim.
Coge tus cosas y vámonos.
Bayan Jasper, kocanızın özel eşyalarını alırken bir belge imzaladınız değil mi?
Al reclamar las pertenencias de su marido, firmó una planilla.
Trinity, neden eşyalarını alıp babanla birlikte arabada yaşamaya gitmiyorsun? Harika! Mükemmel.
Trinity porque no buscas tus cosas y te quedas en el auto con Papi.
Eşyalarını al.
Recoge tus cosas.
Minik, eşyalarını al.
Recoge tus cosas.
- Eşyalarımın geri kalanını sonra alırım.
Regresaré por el resto de mis cosas más tarde.
Delil O. Tahliye boyunca elçilikten durum departmanına teslim edilen eşyaların bir listesi var. 6. satırı okur musunuz lütfen?
La prueba O. Son los objetos recogidos durante la evacuación y enviados al Departamento de Estado ¿ Podría leer la línea 6, por favor?
Elbette, ancak Çavuş'a eşyaları yağmurdan korumasını söyleyin.
Sí, pero dile al sargento que cubra el carruaje. Va a llover.
Eşyalarınızı al... ve ilerle.
Sólo agarra tus cosas... y muevete.
Beni göndermen, eşyalarıma bakmaktan daha çok zamanını alır.
Estamos ocupados. Marcos, va a demorar más en echarme que en ver las ofertas que tengo para usted.
Bizi itelediler ve "Eşyalarınızı bırakın, sonra alırsınız." Dediler. Bizi güvertede de itelediler.
Nos hicieron a un lado y dijeron :
Demir Leydiler hediyelik eşyalarından alın!
¡ Consigue tus souvenirs de las Damas de Acero!
1952'de Sava Kosanovich, Tesla'nın hâlâ New York'ta saklanmakta olan eşyalarını, mucidin anavatanına geri götürmek için ABD'li yetkililerden izin almıştı.
En 1952, Sava Kosanovich obtuvo permiso de las autoridades estadounidenses para regresar las pertenencias de Tesla, aún almacenadas en... Nueva York, al país de origen del inventor.
Bana oteldeki yaşlı adamın eşyalarını ver siz kızların, hangi maddeyi kullandığını söyle ve ben de seni cinayetle suçlamayayım.
Le devuelves sus pertenencias al hombre me dices que estan usando y no te levantare cargos por intento de homicidio.
Hepimiz ölürüz de bütün eşyalarımızı sen alırsın.
Quizás tengas suerte, muramos todos y podrás tener nuestras cosas.
Ben de Noel'un odasına baktım, eşyalarının yarısı yok.
Así que fui al cuarto de Noel y la mitad de sus cosas no estaban.
Eşyalarınızı toplayın, Memur Howell'i takip edin.
Agarren sus cosas, y sigan al Of. Howell.
Eşyalarınızı toplayın ve Memur Keating'i takip edin.
Agarren sus cosas y sigan al Of. Titon.
Eşyalarınızı alın!
Agarren sus cosas.
Gitmeden tüm eşyaları alın.
Consiga todo el material posible.
Özel eşyalarının bana teslim edilmesini istiyor, aslında kredi kartlarının, vekalet ücretimin sağlama alınması için.
Quiere que me den sus objetos personales. Sus tarjetas de crédito para adelantarme mis honorarios.
Eşyalarını topla da biz de sana iskeleye taşımanda yardım edelim.
Juntaremos tus cosas ; las llevaremos al embarcadero.
Nanon, yarın sabah ben seyahat iznimi alırken sen de eşyalarımı topla.
Nanon, mañana harás mis baúles mientras yo busco un salvoconducto.
- Yarın eşyalarımı alırım. - Hayır. O gidiyor.
Yo recogeré mis materias mañana.
Sadece elzem eşyalarınızı alın.
Por favor sigan nuestras instrucciones.
Sonuçta gelip almaya vaktim olmadı hiç, değil mi? O koca kıçını kaldır ve eşyalarını oradan al.
No he tenido tiempo de hacerme cargo de ellas, todavía.
Eminim senin de eşyalarını sormadan alıp kullanıyordun. Anahtarım nerede, Dawn?
Apuesto a que también te quita las cosas sin pedírtelas. ¿ Dónde está mi Llave, Dawn?
Orası Kutsal eşyaların saklandığı yer... oraya sadece üst düzeydekilerin....... girmesine izin verilir.
Lleva al relicario... sólo pueden entrar altos miembros de la orden.
O halde hepimiz Moya'ya gidelim eşyalarınızı da alın.
Entonces volvamos todos a Moya y saquémosle de aquí
En azından burada gestapo üvey babası eşyalarını karıştırıp, onun en temel haklarını çiğnemiyordu.
Al menos aquí su padrastro de la Gestapo no le revisa sus cosas ni infringe sus derechos humanos básicos.
Eşyaları arabaya taşımada yardım isterseniz? Yardımcınız olmaktan memnuniyet duyarım.
Y si necesitáis ayuda para llevar cosas al coche estaría encantado de seros de ayuda.
Sörf kıyafetini, eşyalarını, mayolarını al. Götür hepsini.
Tu traje de buzo, tu ropa, llévatelo todo.
Eşyalarınızı yerleştirmek ve eğitim alanında olmak için 10 dakikanız var. Dağılabilirsiniz!
Guarden su equipo y preséntense al entrenamiento.
Acele edin. Eşyalarınızı alın.
Vamos, agarren sus cosas.
Eşyalarını burada bırakıp odaya gelmeni istiyorum.
Deja tus cosas aquí y ven conmigo al cuarto de al lado.
Geçen gün Soleil'le alış veriş yapmaya gittiğinde eşyalarını karıştırdım. - Eşyalarını mı karıştırdın?
El otro día cuando salió de compras con Soleil, curioseé en sus cosas.
all right 20
allo 25
alex 1064
allah rahmet eylesin 22
alice 882
alvarez 41
alexei 36
alacakaranlık kuşağı 39
alacakaranlik kuşaği 23
allah 1043
allo 25
alex 1064
allah rahmet eylesin 22
alice 882
alvarez 41
alexei 36
alacakaranlık kuşağı 39
alacakaranlik kuşaği 23
allah 1043