English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ K ] / Kaldır beni

Kaldır beni Çeviri İspanyolca

760 parallel translation
- Kaldır beni.
- Deja que me levante.
Kaldır beni.
Levantadme.
Buraya çıktığımda korkuyorum. Elimi tut ve kaldır beni.
Y, si cuando estoy arriba, tengo miedo me das la mano y me subes.
Kaldır beni, Paul!
Bien, iremos a dar un paseo.
Kaldır beni.
Ven, ayúdame a levantarme.
Kaldır beni.
Levántame.
Beni kaldırıp arabana koyman ve sonra da hastaneye götürmen gerekiyor.
¡ Deberías llevarme al hospital en tu carreta lo más rápido que puedas!
Beni yakından takip eden gazeteler İngiltere'yi ayağa kaldırıp kellemi istemeye başladılar.
Los periódicos y toda Inglaterra pedían mi cabeza.
Şimdi sağını kaldır ve beni izle.
Mantenga la derecha arriba y protéjase.
Beni kaldırır mısınız efendim?
¿ Me ayuda a levantarme, señor?
Kaldır beni, Flo.
Audrey.
Beni kaldırın ve giydirin.
Ayúdame a levantarme. Vísteme.
Beni, saygın bir dişçinin el ilanı gibi kaldırıma fırlattınız.
Dejándome en el umbral como si yo no valiera nada.
- Kaldırın beni.
No hables.
Umarım beni yine dansa kaldırırsınız.
Ha estado muy bien. Espero que vuelva a sacarme luego.
Sokakta dalgın bir şekilde yürürken... biri gelip tamamen yanlışlıkla bana çarptı ve yalpaladım. O da beni tutup kaldırıma çekti. Kimdi bu dersiniz?
Iba por la calle, pensando en mis cosas, cuando, ¿ quién cree que pasó, por accidente, claro, y se paró en la acera?
Beni kaldırın.
- Estoy bien. Levantadme.
Lütfen beni kaldır!
¡ Levántame, por favor!
Öyleyse neden ahizeyi kaldırıp beni aramadınız tüm bu mikilikleri yapmak yerine?
¿ Y por qué no me llamó por teléfono... en lugar de toda esta habladuría?
Beni kaldırın, lütfen.
Levántenlo, por favor.
- Evet, ama sanırım beni kaldığım yer...
- Sí, pero me alojaré en...
Beni erken kaldır, olur mu?
Despiértame temprano, ¿ quieres?
Sonra beni kaldırıp etrafa baktırdılar. Demek istediğimi anlıyor musun? Gerçek rüyaların nasıl olabileceğini anlıyor musun?
¿ Ves qué reales parecen los sueños?
- duydun beni kaldır onu
- Ya me ha entendido.
Beni dövdüler ve ellerimi bağlayıp ahırıma attılar. - Saatlerce orada kaldım.
Me golpearon de verdad, me ataron y me dejaron en mi propio granero.
Sinuhe, eğer beni seviyorsan.. Ruhumun üzerindeki yükü kaldır.
Si me aprecias, Sinuhé, libera el peso de mi alma.
Beni ayağa kaldırın.
Ponedme de pie.
Ya o kılıcı kaldır ya beni.
Alzad de nuevo la espada, o alzadme a mí.
"Bunu" derken beni kaldırır diyorsunuz, değil mi?
Decís conllevarlo, no llevarlo.
Ona göre ben maymun gibi ufak olduğum için siz beni kaldırıp sırtınızda taşıyabilirsiniz!
Porque soy tan pequeño como un mono, piensa que vos debéis llevarme a cuestas.
Babamdan sonra beni en iyi sen kaldırıyorsun.
Me alzas como nadie, excepto papá.
Beni ve doktoru beklemek için elinden geleni yap. Ama çit tekrar kısa devre yaptığı an gemiyi kaldır ve bu bölgedeki durumu Dünya üssüne bildir.
Intenta lo más que puedas esperarme a mí y al doctor... pero en cuanto esa cerca entre en cortocircuito de nuevo, despega... e informa a la base terrestre las condiciones de este sector.
- Kaldırın beni!
- ¡ Levántenme!
Arka odadan beni işitemezseniz, lütfen elinizi kaldırın ve ses düğmesini ayarlayın.
Si no me oyen desde el final de la sala... por favor levanten la mano y ajusten el volumen.
Beni havaya kaldırın.
Ayúdame a subir.
Gidip daha büyük bir kutu ve naftalin al. Beni de bir rafa kaldır, olsun bitsin.
Si es así, consigue una caja más grande y guárdame a mí en naftalina.
Hayır, annem-babam beni her gün aynı saatte kaldırıyorlar.
No, mis padres me despiertan todos los días a la misma hora.
Beni kaldır.
Aupadme.
Beni ilgilendirmez ama o çılgın Harris yerdeki sığırları kaldırıyor.
No es cosa mía pero Harris está intentando levantar a las vacas.
Bir keresinde, daha önce hiç görmediğim bir adam beni buzdan kaldırırken yanağımdan öpmüştü.
Una vez, un hombre que jamás había visto, me besó en la mejilla cuando me recogió del hielo.
Onu kışkırtmak için beni dansa kaldırırken de.
Vd. solo me pidió esta pieza para provocarle.
Çocuklar, beni kaldırın.
Chicos, levantadme.
Bay Stringer, beni kaldırır mıydınız?
Sr Stringer, ¿ sería tan amable de levantarme?
Babam beni kaldırıp ertesi gün bebek almaya söz vererek yatıştırdı.
Papá me abrazó y me prometió el muñeco al día siguiente.
Siz beni kaldırırsanız, olan biteni izleyebilirim.
Levántenme para que pueda ver lo que está pasando.
Eğer beni az farkla ıskalasaydı, şu anda senin cenazeni kaldırıyor olurduk.
Y si hubiese errado el tiro un poco, habría que enterrarle a usted.
- Kaldırın beni.
- Levantadme.
Beni kaldırırsanız, ufak parçalara bölünürüm.
Si me mueven, me romperé en trocitos.
Annem gelip beni yataktan kaldırıyor.
Mamá viene y me saca de la cama.
Romolo, beni kaldır.
Romolo, levántame.
Eğer silahlarınızı indirip, ellerinizi yukarı kaldırırsanız beni memnun edersiniz.
Me complacería que dejaran las armas... y levantaran las manos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]