English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ O ] / Onu bilmiyorum

Onu bilmiyorum Çeviri İspanyolca

3,032 parallel translation
Sadece onu tutuklamama izin verirler mi onu bilmiyorum.
Lo que no sé es si me dejarán arrestarlo.
O kadar uzun bekleyebilir mi onu bilmiyorum.
No sé si podrá esperar tanto.
Başka nerede arayacağız onu bilmiyorum.
No sé donde más buscarle.
Onu bilmiyorum, ama kısa sürede öğrenip sana dönerim.
Eso no lo sé, pero puedo averiguarlo y decírtelo en un plis.
İşte onu bilmiyorum.
Bueno. Eso, no lo sé.
Aynı zamanda İspanyolcada "ceviz ağacı" demek ama "Bo" ne demek onu bilmiyorum.
También es un árbol que da nueces, pero no sé lo que significa "Bo".
Şarap tüccarı ne yapar, onu bile bilmiyorum ki.
Ni siquiera sé que es enólogo.
Neden onu ayakta beklediğimi bilmiyorum.
No sé porqué espero por ella.
Beyler, size ne anlattı bilmiyorum ama bu adam kardeşimi memleketinden uzaklaştırdı ve onu yıllardır görmedim.
Detectives, no sé qué les habrá dicho pero se llevó a mi hermana de nuestra ciudad natal y hace años que no la veo.
Kentucky'ye taşınmakla beni tehdit ediyor. Kaldı ki Kentucky nerede onu bile bilmiyorum.
Amenaza con mudarse a Kentucky y ni siquiera sé dónde cojones está Kentucky.
Nasıl başa çıkıyor onu da bilmiyorum.
No sé cómo lo lleva.
Adını bilmiyorum, ama kadının onu gizlice izlediğinden endişe ediyordu.
no sé su nombre, pero le preocupaba que lo estuviera acosando.
İnsanların onu duymasını istiyor. Bilmiyorum.
Quiere que la gente le escuche.
Onu mezardan çıkarabileceğine inanıyordu ve nasıl oldu bilmiyorum ama geri getirdi de.
Whale. Él pensaba que podía resucitarlo y, no sé cómo... -... pero lo hizo.
Moo shu alacak mıyız onu bile bilmiyorum.
Ni siquiera sé si vamos a pedir moo shu.
Hayatta olduğunu bile bilmiyorum. Onu o dar sokakta bıraktım.
No sé si estaba vivo... pero le dejé en ese callejón.
Ben... Bu konuda sana neden yardımcı oluyorum onu da bilmiyorum çünkü kural olarak eczacılık sektöründen tiksiniyorum ama bu durum önemli.
Ni siquiera sé por qué te ayudo, porque, como regla detesto a la industria farmacéutica, pero esto es importante.
Ne çeşit bir silahı var, onu bile bilmiyorum.
Ni siquiera sé qué tipo de arma tiene.
Buraya nasıl girdi bilmiyorum ama onu buradan çıkarman gerek.
No sé cómo se ha metido aquí, pero tienes que sacarle.
Onu nasıl etkileyeceğimi bilmiyorum tam olarak.
Y realmente no estoy seguro como proseguir.
Helena... Arabayı nereye götürdüler, onu bile bilmiyorum.
Helena, ni siquiera sé donde se llevaron el coche.
Nedenini bilmiyorum ama onu sevdim.
No sé por qué, pero me gusta.
Açıkçası onu uzak tutabilir miyiz bilmiyorum.
Para serte honesto, no sé si podemos mantenerlo alejado.
Bu dünya gerçek mi onu bile bilmiyorum, ben gerçek miyim?
Demonios, ni siquiera sé si este mundo es real, no sé si yo soy real.
Onu tekrar gördükten sonra bir daha geri dönebilir miyim bilmiyorum.
Y ahora que he vuelto a ver a esa persona, No sé si podría volver para atrás.
Onu nerede arayacağımı bile bilmiyorum.
No tengo ni idea de donde buscarle.
Tanrım, artık yaptığım şeye inanıyor muyum onu bile bilmiyorum.
Dios, ya ni sé si creo en lo que estoy haciendo.
Onu sevdiğimi biliyorum ama ben... Bilmiyorum.
Sé que lo amé, pero yo no no lo sé.
Kenneth'e nasıl bir kanca attın bilmiyorum ama onu bunların dışında bırak.
Escucha, no sé que cuales son tus intenciones con Kenneth, pero sácalo de este juego.
Onu nerede tuttuğunu bile bilmiyorum.
Ni siquiera sé dónde lo tiene detenido.
Azimli bir kadından ne olur bilmiyorum ama onu bir öpücüğün yok edeceğini biliyorum.
No se como llegaría esa clase de ambición a una mujer, pero sé que un beso puede destruirla.
Ama aramız nasıl olur, onu bile bilmiyorum.
Pero ni siquiera sé cómo podrían funcionar las cosas entre nosotros.
Onu bilmiyorum.
( RISAS ) Eso, no lo sé.
Biliyorum her zamanki gibi artistik hareketlerle yapmadım... Bir daha dener miyim onu da bilmiyorum ama... Orada suyun içindeydim ve...
Quiero decir, sé que no he estado aquí como hago normalmente... demonios, ni siquiera sé si alguna vez lo haré de nuevo... pero... estaba ahí fuera en el agua.
Ben hiçbir şey bilmiyorum. Neden burada olmam gerekiyor, onu da anlamıyorum.
No sé nada, y no entiendo porque tengo que estar aquí.
Hank, ne olduğunu bilmiyorum ama Bud'ı bulursa onu öldürecek.
Hank, no se qué es, pero si encuentra a Bud, va a matarlo.
Onu nasıl kaybettim bilmiyorum.
No sé cómo lo perdí.
Bilmiyorum ama her neyse onu güvende tutacağı kadar değerli bir şey olmalı.
No lo sé, pero sea lo que sea debe haber sido lo suficientemente valioso para Bell...
Nereden başlanır onu bile bilmiyorum.
No sabría ni por dónde empezar.
Ayrıca nasıl radyasyona maruz kaldı ve alarmımı tetikledi onu da bilmiyorum.
Tampoco sé por qué irradió y disparó mi alarma.
Eski halimize geri dönebilir miyiz onu bile bilmiyorum.
No sé si podremos volver a estar de la manera en la que estábamos.
Bilmiyorum ama adam onu öpmeye çalıştı.
- No lo sé, pero intentó besarla.
Mirasının ne kadar olduğunu bilmiyorum, onu korumam lazım.
Aunque no sé cuánto tienes, debo asegurarme que no lo perderás.
İşte, onu ben de bilmiyorum. Se Ryung Lisesinde ve bizim okulda böyle bir söylenti dolaşıyor.
No estoy seguro de eso, pero el rumor corre en la Secundaria Serin de Niñas y en nuestra escuela.
Bilmiyorum, hâlâ onu arıyorlar.
No sé, aún están buscándole.
Çünkü, bilmiyorum... Onu çok iyi tanımıyorum, ama cinsel yolla bulaşan hastalıklar var ve Amy şu diğer çocukla değil miydi?
Porque, yo no sé yo realmente no la conozco bien y existen enfermedades, ¿ Amy ha estado con otros chicos?
Muirfield onu almış, o da "Hiçbir şey bilmiyorum." demiş ve onlar da öylece bırakmışlar mı?
Muirfield la agarró, dijo "no sé nada", ¿ y solo la dejaron ir?
Onu bir daha görür müyüm, bilmiyorum bile.
Ni siquiera sé si la voy a volver a ver.
Neyin peşindesin ya da Klaus'un elinde ne gibi bir koz var bilmiyorum ama bunun için seni geçmem de gerekse onu öldüreceğim.
No sé en qué andas metido ni lo que Klaus tiene contigo, pero aunque tenga que pasar por encima tuyo, lo voy a matar.
Bilmiyorum, çünkü birileri beni onu yığına atmak zorunda bıraktı.
No lo sé, porque alguien me obligó a lanzarlo en un hoyo.
Bilmiyorum ne Victoria ve Conrad'ı ne de onu bulamıyorum.
No puedo... No puedo encontrarla a ella ni a Victoria ni a Conrad.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]