English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ T ] / Tutun onu

Tutun onu Çeviri İspanyolca

915 parallel translation
- Daha sıkı tutun onu.
- Sujétala más fuerte.
- Tutun onu!
- ¡ Agárrenlo!
Tutun onu! Haydi!
¡ Vamos!
- Yakalayıp tutun onu! - Söylediklerini duydun mu?
¡ Un momento!
Tutun onu, çocuklar.
A por él, muchachos...
Tutun onu.!
¡ Deténganlo!
- Ben gelene kadar tutun onu.
- Esperen a que yo llegue.
Tutun onu Bay Hilfe. Polisi arayacağım.
Reténgale aquí, señor Hilfe, voy a llamar a la policía.
Tutun onu, beyler!
¡ Atrápenlo, muchachos!
Gazetedeki katil bu. Tutun onu.
SÉ QUE MUCHOS LE OYERON AMENAZAR A DRAKE.
Tutun onu!
¡ Ayudadme a sujetarlo!
Tutun onu. Tutun.
¡ Sujetalo!
Tutun onu!
¡ Oetenle!
- Şimdi, tutun onu, çocuklar.
Sujétenle fuerte, chicos. ¡ Lo tenemos!
İmdat! Bıçağı aldı! Tutun onu.
Socorro, ayudadme. ¡ Déjalo!
- Tutun onu.
- Sujétalo.
Tutun onu! Önümü açın!
¡ Colocadla bien para sacar fotos!
Tutun onu!
¡ Sujetadla!
Tutun onu!
¡ Sujétenlo!
- Tutun onu!
- ¡ Sujétenlo!
Tutun onu. Yakaladın mı Andre?
No lo suelten. ¿ Lo tiene, Andre?
Kesin bunu da tanımıyorsundur? Durdurun, tutun onu!
¿ Y de ésta?
Onu sıkı tutun.
¡ Agárralo fuerte!
Onu yeni gelenlerden arta kalanlarla birlikte tutun.
Ponedlo en la compañía de recibimiento con los nuevos.
Onu yatakta tutun, ve çenesini hardal yakısıyla sarın.
Que guarde cama, y póngale compresas de mostaza en el pecho.
Size söyleyebileceğim tek şey... onu güneşte tutun ve bolca kaymak ve tereyağı verin.
Nada más salvo que esté mucho tiempo al sol y que tome mucha leche y mantequilla.
Adamlarımız oraya gelene kadar onu orada tutun.
Reténgale ahí hasta que lleguemos.
Bulun, tutun, yaşayın onu! Kıskançlık!
Búscalos, aguántalos, vívelos. ¡ Celos!
Elinizden geldiğince onu evde tutun.
Aconsejadle que no salga de casa.
Ben onu gazetelerden uzak tutarım. Siz de onu duruşmadan uzak tutun.
Yo me ocupo de la prensa. ocúpese de que no comparezca al juicio.
Onu canlı tutun ve yaralanmalara karşı koruyun. "
Manténganlo así y protéjanlo.
Onu burada tutun.
Mantenlo aquí.
Onu sessiz tutun ve odayı da karanlık, ki ilerde sorun çıkmasın.
Que esté en un cuarto a oscuras.
Onu tutun.
Sosténgala.
Onu sıkı tutun.
Ocupaos de él.
Dikkat edin! Köpek serbest kaldı. Onu uzak tutun.
¡ Cuidado, se ha soltado, alejadla!
Yeni bir emre kadar onu orada tutun.
Confínelo allí hasta nuevo aviso.
Onu elinizde tutun efendim. Ayrıca, güvenle geri gelmem için elinizde rehine olmuş olur.
Retenlo, oh, kan, y también al macho joven... para asegurarte de que yo regrese a salvo.
Tutun onu!
¡ Atadle bien!
Tutun onu!
¡ Sujétalo! La policía está en camino.
En iyisi onu gözden uzak tutun.
Mejor.
Birkaç gün sonra hiç bir şeyi kalmaz. Sadece onu yatakta tutun.
Este pequeño indio andará por ahí cazando lagartos en un día o dos... si guarda cama.
Bana yardım edin. Onu sıkı tutun.
Inmovilizadlo.
Onu sıkı tutun!
¡ Reducidlo!
Onu burada tutun.
¡ Que no salga de aquí!
Onu Bud Stamper'dan uzak tutun.
Mantenedla alejada de Bud Stamper.
- Onu babasından uzak tutun.
Debería deshacerse de ella, padre. - ¿ Qué?
Şimdi, Quintal, Birkett, Onu iskelede tutun. Mills, benimle gel.
Bien, Quintal, Birkett... pónganlo en la pasarela.
- Tamam, ama onu evde tutun, Bir daha şehri karıştırmasın.
Bien, pero llévelo a su casa, que no le vuelva a ver por aquí.
Onu biraz daha burada tutun ve tamamen benim olsun.
Mantenedle aquí un poco más de tiempo... y me pertenecerá por completo.
Şimdi onu eyerleyin ve öyle tutun.
Ensíllelo y déjelo ensillado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]