English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Belki de vardır

Belki de vardır Çeviri Fransızca

2,394 parallel translation
Belki de vardır.
Il me semble.
Belki de bir eşarba ihtiyacı vardır.
On pourrait avoir besoin d'un foulard
Belki de evde seni bekleyen bir Bayan Colin vardır.
Peut-être qu'il y a une madame Colin qui t'attend à la maison.
Belki benim de üzerinde çalıştığım birşeyler vardır.
J'ai peut-être quelque chose en cours aussi.
Belki de DU'daki kardeşlerinin fikri vardır.
Tes frères de la D.U. Ont peut-être une idée?
Belki senin de çocuğun vardır.
Tu as des enfants?
Belki de Ajan Cooper'ın kalması için gerçekten bir nedenimiz vardır.
Il faut peut-être demander à Cooper de rester.
Bu işin bir yöntemi, ya da bir muhasebe hilesi falan vardır belki- -
Tu connais peut-être des combines de comptable...
Belki şüphelinin parmak izi de vardır.
- Espérons que le suspect y soit.
Belki de bir kılavuza ihtiyacı vardır.
Il ne doit pas s'égarer.
Yani, belki işi falan vardır.
Euh, je veux dire, il pourrait être au milieu de quelque chose.
Belki de bir kız arkadaşın vardır.
Tu es peut-être fiancé, qui ne l'est pas?
Belki de herkesin unutmasını istediği "iddiaya göre" ve "kanıtlanmamış" bir şeyler vardır.
Il veut peut-être qu'on oublie quelque chose, de "prétendu", "sans preuve" et toutes ces conneries.
- Belki de kar eden bir hisse senedim vardır.
Mes actions ont augmenté.
Belki de bu olanlarda bir anlam vardır.
Peut-être qu'il y a un sens à tout ça.
Belki de senin yeni elbisen vardır.
Votre nouveau costume, j'espère.
Belki de bunu kalıcı hâle getirmenin bir yolu vardır.
On pourrait le bloquer en permanence.
- Belki de telefonu denemelisin? Bu şeyi harekete geçirecek bir servis vardır.
Essayez l'interphone, on nous aidera peut-être.
Belki de bir sebebi vardır.
Il y a une raison.
Ama belki de satmak zorunda da değilizdir. Belki hâlâ hiçbir reklamın olmadığı, kendimizi düşünebileceğimiz bir yer vardır.
Il se peut qu'il existe une échappatoire, un endroit encore vierge de toute publicité, où l'on pourra penser par nous-mêmes.
Ben de öyle. Belki, rahibeler de vardır.
Et il y aura peut-être des Sœurs du Culte.
Belki El Cielo'da erkek de vardır.
Si ça se trouve, il y a aussi des hommes à El Cielo.
Hayır ama belki de Welke'nin vardır?
{ \ pos ( 192,220 ) } Je crois pas... { \ pos ( 192,220 ) } Et Welke?
Belki de bilinçaltının derinliklerinde saklı onu utandıracak ve suçlu olmasını düşündürecek bir anısı vardır.
Peut-être que c'est un leurre. Peut-être que c'est enfouit dans sa mémoire. Dans la profondeur de son subconscient par la honte et la culpabilité.
Belki de üstüne giyecek bir şeye ihtiyacın vardır.
Un pull, peut-être?
Olabilir belki de Elmo Ridgefield adında bir kuzenim vardır.
Oui ou alors j'ai un cousin qui s'appelle Elmo Ridgefield.
Eminim bir açıklaması vardır. Belki de bankayı aramalısın.
Appelle la banque.
Belki de benim gücüme karşı bağışıklığın vardır ya da hiç kimsenin doğrulara karşı bağışıklığı yoktur.
Tu es peut-être immunisé contre mes pouvoirs. Ou peut-être que personne n'est immunisé contre la vérité.
Belki de ona gerçek adaleti gösterecek vaktimiz vardır.
On a peut-être le temps de lui apprendre la justice.
Bir sanatçını hafızasını canlandırmanın daha iyi bir yolu vardır belki.
Il y a peut-être une meilleure façon de rafraîchir la mémoire d'un artiste.
Kaç kişiyi veya hangi sebeple olduğunu Tanrı bilir ama belki de bu amacına ulaşmak için tutuklulara ihtiyacı vardır.
Dieu sait combien ni pour quelle raison, mais... Peut-être qu'il a besoin des détenus pour atteindre cet objectif.
Ama belki de, hükümetinizden başka birinde vardır.
Mais peut-être que quelqu'un dans votre gouvernement le savait.
Sadece söylüyorum ben, belki de bu görevden alınmanın bir nedeni vardır.
Je dis juste que, cette suspension est peut-être arrivée pour une bonne raison.
Belki de sana bilgi veren biri vardır.
Peut-être que quelqu'un vous informe.
- Glakom vardır belki de.
C'est peut-être un glaucome.
Unuttuğun bir şey vardır belki de. Ayı içeri girdi, adamı yedi, kadını yedi ve dışarı çıkıp, şöyle dedi... Ne?
Tu as dû oublier un passage.
Zor olduğunu biliyorum ama belki kolaylaştırmak için yapabileceğim bir şey vardır.
- De quoi tu parles?
Belki de babanın faturaları ödemek için paraya ihtiyacı vardır.
Peut-être que ton père avait besoin d'argent.
Belki de ilanda bir adres falan vardır.
Va voir sur l'annonce. Il y a peut-être l'adresse.
- Belki de Herpes'i vardır.
- Il a peut-être un herpès.
Belki de defansta daha sağlam adamlara ihtiyacı vardır?
Peut-être que s'ils étaient plus au centre...
Belki de dediği gibi, başında çok fazla şey vardır.
C'est probablement, comme elle dit, trop de pression.
Ben seni benimle tanıştırmaya getirdi sandım. Belki başka bir şeyler de vardır diye düşündüm.
Comme il vous avait amené ici, j'ai cru qu'il y avait peut-être plus.
Belki de birkaç kardinale daha ihtiyacımız vardır.
Peut-être faut-il plus de cardinaux.
Belki benim bilmediğim bazı kumar borçların falan vardır?
Des dettes de jeu que j'ignore?
Belki hâlâ Bayan Udinov için bir umut vardır.
Il y a peut-être de l'espoir pour Miss Udinov après tout.
Belki de can simidine ihtiyacı vardır.
Ouais, peut être qu'il a besoin des petites barrières.
Ama belki de hizmet ettiğin Tanrı'nın başka planları vardır.
Mais Dieu a peut-être d'autres projets.
Bilmem. Belki onlara borcu vardır.
Il leur doit peut-être de l'argent.
Belki de senin bilmediğin başka gerekçeleri vardır, belki anlaşamıyorlardır.
Il y avait probablement d'autres raisons, ils n'étaient pas faits l'un pour l'autre.
- Belki ailesinin ilgisine ihtiyacı vardır.
Il aurait besoin de plus d'amour et d'attention de ses parents.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]