English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Ben bıraktım

Ben bıraktım Çeviri Fransızca

1,230 parallel translation
Çocuklar! Yerdeki fincan ipucu değil.. .. onu şimdi ben bıraktım.
Cette tasse n'est pas un indice, elle est à moi.
Aslında ben bıraktım.
J'ai démissionné.
Notu ben bıraktım.
Je t'ai laissé le mot.
- Çünkü onu oraya ben bıraktım.
- Je l'ai emmené.
Ben bıraktım ve işler iyi gidiyor.
Moi je l'ai fait, et ça roule pour moi.
Bugün işten çıkmıştı, ben de masasına bıraktım.
J'ai laissé mon article sur son bureau.
Oh hayır, Ben... kaba konuşmayı yıllar önce bıraktım.
Oh non-non-non-non, j'ai arrêté de délirer il y a des années.
John, ben kim olduğumu ya da ne olduğumu bundan tam 100 devre önce bir yana bıraktım. Neden sen yapmadın?
John j'ai dû oublier qui j'étais et ce que je faisais il y a cent cycles, pourquoi refuses-tu de l'accepter?
Sonra mesela ben ölürsem uzun bir hastalık sürecinden sonra ve sen benim için methiye yazısı yazacağın zaman masanın çekmecesini açınca benim bıraktığım notu bulup şunu okuduğunda "Her zaman senin yanında olacağım" yine de tek bir gözyaşı damlası bile dökmeyecek misin?
Et si je viens à mourir... d'une longue maladie... et qu'en cherchant un stylo... pour faire mon éloge, tu trouves un mot de moi disant : "Je serai toujours là avec toi"... si ça t'arrache pas une toute petite larme... en dedans, tu pleureras comme une fontaine.
İşler zora girdiğinde ben çocuk olmayı bıraktım tamam mı?
J'ai cessé de l'être au moment où le test a été positif.
- Ben mi bıraktım?
- Moi?
Ben onu bıraktım.
C'est moi qui l'ai laissé tomber.
Sıkıntı beynimi yedi sonunda, ben de artık... dağdan inip köylüleri rahatsız etmeyi bıraktım.
L'ennui me gagnait et je finissais par... dévaler la montagne et terroriser les villageois.
Ben senin şeyini odana bıraktım.
- J'ai mis tes trucs dans ta chambre.
Evet, ben açık bıraktım.
Oui, je l'ai laissée allumée.
Ben o kitabı sana partiye gitmeden önce bıraktım.
Je t'ai laissé ce livre avant d'aller à la soirée.
Ben, beş gün önce San Ska-reyi bıraktım.
J'ai quitté San-Ska-Re il y a cinq jours.
Ben, birini bıraktım
J'ai une balle.
Ben kariyerimin peşindeyken ebeveynlik işini Carla'ya bıraktım
Je reconnais... que j'ai laissé à Carla le soin de s'occuper de l'éducation de Reese pendant que je poursuivais ma carrière.
Bay Zelner yemekten sonra odama geldi sözleşmeleri masama bıraktı, ben de üstüne not yapıştırdım.
M. Zellner est venu dans mon bureau après le déjeuner. Il les a posés sur mon bureau et j'ai mis un post-it... qui disait...
Ben de centilmenlik yapıp onu odasına bıraktım ve iyi geceler dedim.
Tel un vrai gentleman, je l'ai raccompagnée et j'ai dit bonsoir.
Rahip Makaki, ben burada yokken ayinlerde yardımcı olmayı bıraktığını söyledi.
Le Père McConnaughy m'a dit qu'en mon absence, vous avez arrêté d'être enfant de chœur.
- çünkü sen... bıraktın ama ben bırakamadım?
- parce que... t'as arrêté et moi pas?
Miranda telefonunu açmadı, ben de umutsuz bir mesaj bıraktım ve sonra ona umutsuz bir e-mail yazmaya başladım.
Miranda ne répondait pas. Je lui laissai un message et m'apprêtais à lui envoyer un email désespéré.
Ben de bisküvilerimi bıraktım.
J'ai fait tomber mon gâteau.
Harika. Annem ayrıldı, ben de okulu bıraktım.
Super, ma mère s'est barrée, alors... j'arrête l'école.
Hayır. Hayır. Ben o işleri bıraktım.
On a votre photo au-dessus du lit.
Ben artık insanları öldürmeyi bıraktım.
Tuer les gens, pour moi, c'est fini.
Ben işi bıraktım Jim.
Au revoir, Jim.
Ben o işi bıraktım Simon.
Je ne suis plus dans le business, Simon. D'accord?
Geride bıraktığım onca şey ne olacak? Hepsiyle ben ilgileneceğim. Annene ve kızkardeşine bir yer bulma konusuyla da... yaşamın bazı alanlarında Onların bağımsız olabileceği...
Je me chargerai de leur trouver une place dans un domaine où elles puissent devenir indépendantes.
- Ben bıraktım.
Moi, j'ai arrêté.
Telefona cevap vermedi, ben de tekesekretere mesaj bıraktım.
Il ne répondait pas, alors j'ai laissé un message.
Bana bak, ben sigarayı bıraktım.
Ecoute... J'ai arrêté de fumer, alors plus de clopes dans la cuisine!
Teri'yle tekrar barıştığımızda... onunla konuşmaya çalıştım, ama... bilmek istemediğini söyledi, ben de bıraktım.
Quand je me suis réconcilié avec Teri... j'ai essayé de lui en parler, mais... elle préférait ne pas savoir. Alors je n'ai rien dit.
Ben de hikayeyi bıraktım. Bu adamın hayatı dedim. Kararlar ona ait olmalı, değil mi?
C'est sa vie, il prend ses propres décisions.
Ben olsam ne yapardım? İşi yarıda bıraktın.
Est-ce que j'ai commis une erreur?
O zaman sıraya gir, çünkü ben şimdiden 3 mesaj bıraktım.
T'attendras.
Sadece birkaç saatlik havamız kalmıştı, o yüzden ben de motorlarımızı söküp boşluğa bıraktım ve patlattım.
On fera de la navigation spatiale plus tard.
- Düşünsene bir, ben bir kaç günlüğüne gidiyorum. Ve döndüğümde erkek arkadaşım hamile bıraktığı kadınla yaşamaya başlıyor.
Je pars quelques jours, je reviens... et mon copain vit avec une femme enceinte de lui.
Ben seni bıraktığımda iyiydin.
Tout à l'heure, tu m'avais l'air bien.
Ben de gideyim. Eşim beni bir garson için bıraktı.
Mon "plus un" m'a quittée pour un M. Crevette.
Ben dördüncü sınıfta bıraktım ve aptal da falan da filan da olmadım.
Inutile. J'ai arrêté à 9 ans et je suis pas demeuré pour autant.
Apophis'in hizmetinden çıktıktan sonra Chulak'a döndüğümde, ben de bir hain olarak değerlendirildim, geride bıraktığım arkadaşlarım ve ailem için bir shol'va.
Quand je suis rentré sur Chulak après avoir servi Apophis, j'ai aussi été perçu comme un traître par mes amis et ma famille.
Ben benimkini bıraktım
Et moi, j'ai abandonné le mien.
Ben görevimi yaptım. Melekler işin peşini bıraktı.
J'ai fait ma part du marché.
- Ama - Ben ikinci haftada bıraktım
Sauf que... j'ai pas tenu quinze jours.
Kızı ne onlarla bıraktım, ne de ben getirdim.
Je ne l'ai ni laissée ni présentée à ces types.
Ama ben içkiyi bıraktım!
Mais moi, je bois plus!
Ben "Tribune" için yazmayı bıraktım, ve kasabaya taşındık.
Je quittai "Tribune" et on s'installa à la campagne.
Herkes beni Fed Ex'in bıraktığını söylüyor, çünkü ben bu aileye uymuyormuşum.
J'ai pas ma place ici parce que soi-disant c'est le mec de FedEx qui m'a livré.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]