English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Ben bir

Ben bir Çeviri Fransızca

114,966 parallel translation
Ben bir arama yaparken, bayanlar, esneyin siz.
Faites des assouplissements pendant que je passe un appel.
Jughead ve ben bir kız konusunda anlaşamıyorduk.
Jughead et moi on n'est pas d'accord au sujet d'une nana.
Dobbs, izin ver sana bir şey anlatayım. Ben bir taksi şoförü değilim, tamam mı?
Dobbs, je suis pas chauffeur Uber.
Ben bir şeyi kapatmadım.
J'ai rien fait du tout.
- Ben bir suçlu değilim.
Je suis pas un délinquant.
- Ben bir polis memuruyum.
- Je suis officier de police en service.
- Ben bir şey yapmadım!
- Je n'ai rien fait!
Bilmiyorum. Ben bir hemşireyim, benim işim insanlara yardım etmek.
Je suis infirmière, mon boulot, c'est d'aider.
Bak, ben bir hemşireyim, senin gibi mükemmel bir dedektif değilim.
Je suis infirmière, pas super limier, comme vous.
Ben bir bunu biliyorum işte.
C'est tout ce que je sais.
Bunu bir fırsat olarak kullanıp belki daha iyi bir ben olmak için kendimle bir anlaşma yaptım.
J'allais profiter de cette occasion pour essayer de devenir, avec un peu de chance, une meilleure version de moi-même.
Bir hafta önce, Veronica ve ben arkadaş değildik.
Il y a une semaine, on n'était pas amies, elle et moi.
Bir şey ekleyebilir miyim, ne ben ne de ailem Jason'ın intikamı alınana kadar rahat etmeyeceğiz.
Permettez que j'intervienne.
- Senin için bir işim var. - Ve ben de sana kabul etmeyeceğimi söyledim..
- C'est non.
Ben çocuklarla bir konuşacağım. Sessiz kalacaklar!
Nos hommes garderont ça pour eux.
Ben buraya geçerli bir pasaportla geldim.
J'ai un passeport en règle.
Bu duyuruyu bugün ben yapmak istedim çünkü bunu bir öğrenciden, ders dışı programların ve kulüplerin
J'ai demandé à intervenir, car je crois qu'un élève se doit de prendre la parole.
Şerif, ben eski bir mahkum olsam bulabileceğinizi bildiğim bir adres yazar ve tam tersi istikamete kaçardım.
Vous savez, shérif, si j'étais un ancien détenu, j'écrirai une adresse que je sais que vous trouveriez, et ensuite je partirai dans la direction opposée.
- Standart prosedürde iddianame de doldurulur ama ben öyle bir şey görmüyorum.
- Procédure standard donc déposer des accusations formelles, mais... je vois que ça n'est pas encore arrivé.
Bates Moteli bir aile işletmesi ve ben de bu ailenin bir parçası olduğumu hissediyorum.
Le Bates Motel est une affaire familiale, et j'ai l'impression d'en faire partie.
Ben yanındayım, bir yolunu bulacağız.
Je suis avec toi, on va trouver une solution.
Ben de evine bir uğradım.
Alors, je suis allé chez lui.
Ben Will ile sana böyle bir şey yapmış olsaydım ne hissederdin?
Si je faisais ça entre toi et Will?
Öyle mi... Görüşmemizde bir numaranın ben olduğumu söylemiştin.
Lors de votre entretien, c'était moi "le meilleur"
"Ben aslında büyük bir aile içinde yaşıyorum, üç yıldır da evliyim."
Hey!
"Bir araya geldiğimizden beri sen ve ben..." "Humma * Humma Humma Humma." ( * Humma'nın bir anlamı yok ritim için kullanılmıştır. )
Le sommeil m'a quitté.
"Bir araya geldiğimizden beri sen ve ben..."
le sommeil m'a quitté.
"Bir araya geldiğimizden beri sen ve ben..." "Humma Humma, Humma Humma Humma"
J'ai perdu le sommeil.
Bak, ben orta sınıf bir adamım.
T'étais partie..
Belki sen ailen için bir yüktün, ama ben değilim. Kendime bakabilirim.
Qu'est ce que tu veux de plus?
- Açık bir bar olabileceğinden emin değilim. - Ben...
Je doute que le bar soit encore ouvert.
Ben de bir şişe var.
J'ai une bouteille.
- Başka bir şey var.Lütfen. Ben...
- Prenez-en un autre. S'il vous plaît...
- Ben bu konuda bir şeyler yapıyorum.
- Mais je fais quelque chose.
Ben sadece bir polisim.
Je suis juste un policier.
Ben başka bir iş için buradayım.
Je suis ici pour un autre sujet.
Ben yanlış bir şey yapmadım.
Je n'ai rien fait de mal.
Böyle davranmaya devam edecekse ben başka bir şey söylemeyeceğim, ne hâliniz varsa görün.
S'il continue comme ça, j'arrête de parler et je vous emmerde.
Baban ve ben muhteşem bir hayat geçirmen için elimizden geleni yaptık.
Ton père et moi avons tout fait pour que ta vie soit formidable.
Keşke bu mesele daha kolay olsaydı Paige. Keşke karşı evde hoş bir erkek arkadaşın olsaydı da sadece sıradan sorunlar olsaydı. - Ben de öyle isterdim.
J'aimerais que tu aies un gentil copain en face de la maison et des problèmes normaux.
Babanın yanına gidince ne olacağını bilmiyorum ama ben hep onun iyi bir insan olduğuna inandım.
J'ignore ce qu'il se passera si tu vas chez ton père, mais j'ai toujours pensé qu'il était bon.
Çünkü şu an siz ve ben, Cersei, kim varsa bir oyunun başındaki çocuklarız, kurallar adil değil diye ağlıyoruz.
Vous, moi, Cersei et tous les autres, nous sommes des enfants qui jouent, et se plaignent que les règles ne sont pas justes.
Ben bu adada bir tutsağım.
Je suis prisonier de cette île.
Ben bu adada bir tutsak olduğunu söylemezdim.
Vous n'êtes pas réellement prisonier.
Ben de dürüst bir adamın gözlerine, herkesin bildiğinden daha çok güvenirim.
Et je me fie aux yeux des honnêtes hommes, plus que je ne me fie à ce que chacun sait.
Ben ne naziğim, ne de bir lord majesteleri.
Je ne suis pas doux Seigneur, Votre Majesté.
Savaşarak hayatımı riske atmayacaksam nasıl bir kraliçe olurum ben?
Reine que je ne serais pas risquer ma vie?
Ben onlara bir seçim sundum.
Je leur ai donné le choix.
Ben size güvendim, bir yabancıya güvendim. Çünkü halkım için, halklarımız için en iyi fırsatın bu olduğunu biliyordum.
J'ai fait confiance à une étrangère, car c'était la meilleure chance de mon peuple, de nos peuples.
Ben hiç tanımadığım bir adam ya da kadın kılıçlardan yapılmış bir tahtta otursun diye savaşmıyorum.
Je ne me bat pas pour qu'un homme ou une femme que je connais à peine Puisse s'asseoir dans un trône en épées.
- Ben de ona sizin fevri bir hareket yapmanızı engelleyeceğimin sözünü verdim.
Et je lui ai promis Que je vous empêcherais de faire quelque chose d'impulsif.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]