English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Bir daha yapmam

Bir daha yapmam Çeviri Fransızca

889 parallel translation
- Tamam, bir daha yapmam.
Je ne le ferai plus.
Benden bir daha yapmamızı istedi.
Il m'a demandé de remettre le couvert encore une fois.
Bir daha yapmam.
Je me sens coupable. Je ne le ferai plus.
Bir daha yapmam.
Je ne recommencerai pas.
- Yapma Ana! Vallahi bir daha yapmam! - Gel buraya!
- Maman, je ne le ferai pas encore.
Hans, bunu senin için yapmam gerekseydi daha iyi bir iş çıkartamazdım!
Si j'avais dû le faire pour vous, Hans, je n'aurais pas pu mieux faire!
Başka bir şey daha bölgeye giden odun kafalı hacılara da benim mi süt annelik yapmam gerekiyor?
Oui. Autre chose, autre chose... Suis-je censé être nourrice pour ces pèlerins à travers les plaines?
Gil Martin, seni öpeceğim, ve bunu şimdi yapmam daha iyi, böylelikle bir dulun tadıyla çekip gitmezsin.
Je vous embrasse maintenant, pour que vous ne partiez pas sur le baiser d'une veuve.
Böyle bir şeyi hiç yapmamıştı daha önce.
Ça ne Iui ressemble pas de faire ça.
Şu an yaptığım işten daha farklı bir şey yapmam gerektiğinin farkındayım.
Je sens bien que je suis attiré par d'autres horizons.
Daha önce hiç böyle bir yolculuk yapmamıştım.
Jamais fait un voyage comme ça.
Bir tanığı ayartmaktan daha iyi olmayan bir şey yapmamı istiyorsun.
Vous me demandez de suborner un témoin.
Belki yapmamı isteyeceğiniz daha fazla bir şeyler olacağını düşünmüştüm.
J'attends vos ordres, monsieur.
Daha ne yapmamı istiyorsun? Sana bir buket...
Vous voulez que je vous envoie des fleurs?
Evet, Solly, sayfayı bir kez daha yapmamız gerekecek.
Ça veut dire qu'il faut refaire la mise en pages.
Daha önce yapmam gereken bir iş var.
J'ai une chose à faire.
Eğer beni kurtarırsan, bir daha asla yapmam.
Sors-moi de ce pétrin. C'est la dernière fois.
Kimse daha iyi bir başlangıç yapmamıştı.
C'est à toi.
Bir telefon görüşmesi daha yapmam gerekiyor.
Je dois passer un autre appel.
Daha önce hiç böyle bir şey yapmamıştım.
C'est mon 1er fric-frac.
Ve daha önce bir kadına oraI seks yapmamıştım.
Je n'avais jamais sucé une fille.
Daha önce yapmam gereken bir şey var.
Attends-moi là une seconde et on y va.
Bundan daha iyisi olamazdı. O ilk akşam, Ussoni'nin sevgiliniz olduğunu bana söylediğinizde ve siz onun Venedik'de kalması için benim bir şeyler yapmamı mı umdunuz?
Vous auriez dû me dire, l'autre soir, à l'opéra, qu'il était votre amant et que vous vouliez le garder près de vous.
Kimse daha önce benim için böyle bir şey yapmamıştı.
Personne n'a jamais rien fait de semblable pour moi.
Daha ciddi bir şey yapmamız gerek.
Il faut trouver du solide!
- Albay için yaptıklarımızdan daha çoğunu Bayan Eğik için yapmamız neden idamlık bir suç olsun ki?
Après le Major, on aggraverait notre cas avec la mère Fofolle.
İyi atlattık. Daha önce hiç böyle bir yolculuk yapmamıştım...
C'est le 1er voyage de ce genre que je fais
Dinle, Marcia, onları kaybettim ama tek yapmam gereken onlarla bir kez daha konuşmak.
Je les ai perdus, mais je n'ai qu'à leur parler une fois de plus.
Daha fazla bekletemem. Bir anons yapmam gerek.
Impossible de les retenir plus longtemps.
Fakat bir daha asla yapmam.
mais je ne le referais jamais. Jamais!
Yapmam gereken bir şey daha var sonra tamamen geçmişten kurtulacağım.
Juste une chose encore et je serai libéré du passé
Daha kötü bir şey yapabilirim, ama onu bir daha asla yapmam.
Je ferai peut-être pire, mais plus jamais?
Yapmamız gereken bir iş daha kaldı.
Bien, nous avons autre chose à faire.
Ve bay Canon bana bir daha asla, yaşadığım sürece süpürge yapmam için baskı yapmayacağını söyledi.
M. Canon m'a dit que je toucherais plus un balai de toute ma vie.
Ama daha önce bunun gibi bir iş yapmamıştım George.
J'ai jamais fait un truc pareil.
Keşke dış dünyayı bir daha asla görmesem. Ama bunu yapmamı emrediyorsanız... Gideceğim.
J'aimerais ne pas revoir le monde, mais si vous me l'ordonnez...
Bir konuşma daha yapmamı istiyorlar, yani biraz daha kalmam gerek.
Les organisateurs ne m'avaient pas dit que la séance avait lieu deux soirs de suite. Je suis resté un peu plus longtemps, mais je rentre cette nuit à la maison.
Böyle bir şey bir daha asla yapmam!
Je ne le ferai plus.
Bu iltifatlarınızla, birkaç hararetli yorum daha yapmamı bekliyorsunuz. İyi bir yazı olsun diye mi?
Avec cette petite flatterie, vous espérez m'extorquer des... déclarations impudentes?
Fakat bir şey daha yapmam gerekiyor.
Je vais me promener dehors.
Yapmam gereken bir iş daha var.
Il me reste une chose à faire :
Lütfen, iyi çocuk olacağım. Bir daha asla yapmam.
Je vous en prie, je serai gentil.
Bir daha yapmam efendim.
Je ne le ferai plus.
- Ne? Sanki daha önce bir şey yapmışsın gibi, ama aslına yapmamışsındır.
L'impression d'avoir déjà fait quelque chose.
Sonra daha detaylı bir vasiyet yapmamı kabul etmişti. Ama...
Il m'a laissé rédiger une version plus détaillée, mais...
Senin gibi, Muriel de yazarlık yapmamı istiyor ama ben daha durağan bir iş düşünüyorum mesela Bay Flint'in yanında.
- muriel pense, comme vous, que je devrais écrire. Mais je préférerais avoir un salaire fixe. Peut-être en travaillant avec M. FIint.
Daha şehirde yapmam gereken bir çok iş var
Je dois encore aller en ville.
Daha önce hiç böyle bir şey yapmamıştım.
Je n'ai jamais... rien fait de tel.
Eğer Sartoris'e zarar vermek istiyorsak bir daha toparlanamayacağı bir şey yapmamız gerek.
Si on attaque Sartoris, on doit faire en sorte qu'il ne se relève pas.
Gitmeden önce yapmam gereken bir şey daha kaldı.
II me reste une chose à faire avant mon départ.
Daha fazla şey yapmamız gerektiği gibi bir his var içimde.
J'ai l'impression que nous devrions faire quelque chose.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]