English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ C ] / Canını sıkan ne

Canını sıkan ne Çeviri Fransızca

217 parallel translation
Ne oldu şekerparem? Canını sıkan nedir?
C'est pour quoi, tronche de cake?
Canını sıkan nedir?
Qu'est-ce qui ne va pas?
- Canını sıkan nedir, Patsy?
- Qu'est-ce qui ne va pas, Patsy?
Canını sıkan ne? Ruth senin kardeşin.
C'est ta sœur.
- Bu denizcinin canını sıkan ne acaba?
- Tu es bien songeur, marin.
Canını sıkan ne?
Comme une symphonie Que t'arrive-t-il?
- Canını sıkan ne?
Il y a autre chose?
# Birazcık cila, canını sıkan ne varsa siler süpürür...
Un peu de brillant chasse les tracas
Canını sıkan ne, Kentuck?
Qu'est-ce qui te perturbe, Kentuck?
- Pat, bu kadar canını sıkan ne?
- Pat, qu'est-ce qui ne va pas?
Sen de hepsi var, canını sıkan ne?
Vous avez tout ça. Qu'est-ce qui vous chagrine?
Çekirge, canını sıkan ne?
Petit Scarabée, qu'est-ce qui te peine?
Canını sıkan ne söyle bana.
- Dis-moi ce qui ne va pas.
- Canını sıkan ne?
- Qu'est-ce qui te gêne?
Violet, canını sıkan ne?
Qu'est-ce qui te prend?
Canını sıkan ne?
Qu'est-ce qui vous tracasse?
Canını sıkan ne? Seni bir binlik ödemekten kurtardım.
- Tu y as gagné mille dollars.
Canınızı sıkan ne Kaptan?
Qu'est-ce qui vous tracasse, capitaine?
- Canını sıkan şey ne?
- Qu'est-ce qui t'arrive?
Canınızı sıkan ne, leydim?
Qu'y a-t-il?
- Canını sıkan ne?
- Qu'as-tu?
Ama ben canını sıkan tek şeyin bu olduğunu sanmıyorum.
Je ne crois pas que ce soit la seule chose qui vous ennuie.
Canını sıkan bir şey var Danny. Ne olduğunu bilmesem de anlayabiliyorum.
J'ignore ce que tu as, mais quelque chose te tracasse.
Baba, ahmağın teki olduğumu biliyorum ama sana bir şey söylesem, bir aptal olduğumu düşünmezsin, değil mi? Neden, elbette ki yavrum? Canını sıkan şey ne?
Si je te dis ce que je ressens... tu ne me traiteras pas de folle?
Canını sıkan bir şey mi var, Joe?
Quelque chose ne va pas, Joe?
- Bu akşam canını böyle sıkan da ne?
Toi et tes conseils!
Canını sıkanın ne olduğunu biliyorum.
Je le sais, ce qui te tarabuste.
- Canını sıkan şey ne?
- Qu'est-ce qui te tracasse?
Chico, nedir canını sıkan?
Qu'est-ce qui ne va pas?
Canını sıkan nedir Ernst?
Ça ne va pas?
- Canınızı sıkan bir şey mi var, Bay Mackay?
- Quelque chose ne va pas?
- Canımı sıkanın ne olduğunu sormuştun.
- Et après? - Voilà ce qui me bouleverse.
Canını sıkan bir şey mi var, Deanie?
Deanie, qu'est-ce qui ne va pas?
Canını sıkan şey ne?
T'as des ennuis, toi!
- Canını sıkan birşey mi var?
Quelque chose ne va pas?
Canını sıkan ne, Jim?
Qu'est-ce qui vous ennuie, Jim?
Şu andan itibaren, canınızı sıkan bir şey varsa gelin bana anlatın.
Si ca ne va pas, vous viendrez me le dire.
Ve FBI'ın tüm verebildiği, sizin de canınızı sıkan bir rapor.
Et le F.B.I. Ne nous offre qu'un rapport fastidieux.
Canımı sıkan ne söyleyeyim. Gırtlağımın mahvolması.
Ce qui m'embêtait le plus, c'était d'avoir le gosier esquinté.
Hayatının ihtiraslarla dolu olduğunu. Sık sık birilerinin canına kıyıp cesedi saklamaktan, sonra da cinayetle ilgili kanıtları evin bir köşesine saklamaktan bahsettiğini anlattım. Zavallı ve saf polisleri ikna ettiğini polisin olanları asla anlayamadığını söyledim.
Que la grande ambition de votre vie... était de commettre un vrai meurtre, de cacher le corps, et de laisser des indices vous compromettants partout dans la maison, convaincu que ces idiots de flics... ne les trouverait pas.
Canını sıkan ne?
T'as l'air emmerdé.
Canını sıkan şey ne?
Qu'est-ce qui te tracasse?
Lucia, canını sıkan şey ne?
Lucia, qu'est-ce qui te met mal à l'aise?
- Canını sıkan ne?
Sans en venir...
Canını sıkan ne?
Qu'est-ce qui te prend?
Canını sıkan şey ne, söylesene.
Luke, qu'est-ce qui vous préoccupe?
- Canını sıkan bir şey mi var? - Hayır, neden?
Quelque chose qui ne va pas?
Hayır Sıçan suratlı, ben merasimimi yaptım senin tanrıların ne dediğini bilmiyorum ama benimkiler, çok kan akacağını söylediler.
Nous avons fait une cérémonie, sur la crête. Je ne sais pas ce que t'ont appris tes visions, moi, j'ai vu qu'on allait vers du sang.
Bak. Canını sıkan bir şey varsa, ne olduğunu söyle bana!
Si quelque chose te dérange, parle-moi.
Canını sıkan şeyin ne olduğunu biliyorum tabii ki.
Je sais ce qui te ronge.
Bana canını sıkan şeyin ne olduğunu söylemiyorsun.
Mais tu ne me dis rien.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]