Dondum Çeviri Fransızca
187 parallel translation
Üstelik dondum. Sıcacık kürküm üzerimde olsaydı keşke.
Je tremble, si au moins j'avais mon vison...
O zaman bana da bir kahve ısmarla soğuktan dondum.
Alors paye-moi en plus un café pour m'être gelé.
Soğuktan dondum be! Kıştayız sanki.
Il fait un froid de canard dehors!
Dondum!
Moi, je suis toute gelée.
İliklerime kadar dondum.
Je suis gelé jusqu'aux os.
- Hadi acele edin, dondum! - Ona güven.
Il s'y entend dans ce genre de chose!
Ve tüm gece çekimleri yaparken dondum.
Et j'y ai passé toute la nuit, dans le froid.
Lanet olsun. Şimdiden dondum yahu. - Joyce.
Je suis déjà gelé.
Dondum kaldım.
Je reste sans voix.
Şok oldum Öylece dondum
Il m'a secouée M'a prise par surprise
Dondum, perişanım ve ıslandım. Sesim gidecek.
J'ai froid, je suis mouillée, mal fichue et je vais perdre ma voix.
Dondum.
J'ai froid.
Soğuktan dondum ve de eğlenemiyorum.
J'ai froid et je ne m'amuse pas.
- Dondum burda.
- Je meurs de froid.
İşte böyle. Dondum kaldım.
C'est le mot : fascinant.
Çünkü dün dondum.
Dommage! Parce que j'ai eu trop froid, hier.
Tüm gece soğuktan dondum.
Je me suis cassé les couilles toute la nuit.
Zaten dondum.
Je suis déjà figée de froid.
Onu kurtarabilirdim. Ama ben dondum kaldım.
J'ai pas pu le sauver... j'était tétanisé.
Bayan, bir battaniye veya benzer bir şey, dondum burada.
Madame, une couverture. Je caille.
O neydi? - Dondum.
- Qu'est-ce qu'il y a?
- Yani teklif etmedin mi? - Hayır, dondum kaldım.
- Donc, tu ne l'as pas invitée?
Aç kaldım, dondum. Tıpkı herkes gibi.
J'ai crevé de faim, de froid, comme tout le monde.
- Yapamam, dondum.
- Peux pas. Gelé.
Görmüyor musun? Dondum kaldım ve konuşamıyorum.
Tu ne vois donc pas que je suis bloqué?
Dondum.
Il gèle.
Dondum kaldım.
J'en suis restée figée!
Dondum kaldım. - Yalancılık özelliğimi kaybediyorum.
Je crois que j'ai perdu la main.
- Neden sadece dondum?
Pourquoi je me suis figée?
- Ben dondum, ki bu ikimizi de riske ediyor.
Je nous ai mises toutes les deux en danger.
- Hadi, Gaz. Dondum be.
- Allez Gaz, on y va, j'ai froid.
Dondum neredeyse!
Je suis complètement gelée!
Soğuktan dondum.
Mes tétons sont d'accord.
Dondum kaldım.
j'ai été paralysé.
Dondum, burada bir amatörle çalışıyorum.
Je me suis immoblisé, je travaille avec un amateur.
Dondum kaldım. Felç oldum.
Plutôt le choc, l'apoplexie!
Buna inanamadım. Bir anda dondum.
J'en reviens pas, ça me glace
Dondum kaldım.Banyoda başka birinin daha olduğunu hissediyordum.
Je me suis figée. Je sentais une présence dans la pièce.
- Gittim. Şenlik için dondum.
On dirait une brochure.
Kahretsin, donuyorum, dondum
Je me gèle. Je fais de l'hypothermie.
- Baba seni bilmem ama, ben dondum sanırım.
Papa, je suis scotché au sol par le froid.
Dondum kaldım.
Pétrifié.
Bittim. Dondum kaldım.
Mortifié.
O da bana, "hayır, buz gibi, kIima açık, dondum" dedi.
Elle a répondu : "Au contraire, on gèle, ils ont mis la clim à fond."
- İliklerime kadar dondum.
Quand j'ai froid, ce n'est pas à moitié.
- Bilmem. Dışarısı soğuktu ve ben dondum.
- Il faisait froid dehors.
Ne biçim ülke burası, dondum.
Qu'est-ce que c'est que ce pays?
Dondum be!
J'ai froid!
- Dondum.
J'ai les pieds gelés.
Haydi içeri girelim dondum.
Entrons, je me gèle.
Ben dondum ve sen öldün.
Je suis congelé, tu es morte.
döndüm 95
döndür 35
dondur 23
döndü 69
dondurma 106
döndüğünde 18
döndüğümde 48
döndük 21
döndün mü 51
döndün 59
döndür 35
dondur 23
döndü 69
dondurma 106
döndüğünde 18
döndüğümde 48
döndük 21
döndün mü 51
döndün 59