Düsündüm Çeviri Fransızca
34,707 parallel translation
Tabii ki düşündüm. Ama öyle bir şey yapmadım çünkü kurallara aykırı.
Si, bien sûr, mais je ne l'ai jamais fait, parce que c'est contre les règles.
Düşündüm de sizin gibi güçlü kuvvetli adamların biraz daha uzun ayakta kalması gerekirdi.
Vous savez, j'aurais imaginé que deux grands gaillards comme vous, auriez combattu avec plus de rigueur.
Birine açılmakta epey zorlandım ve sonra Jess ile tanıştım... ve birlikte harika olduğumuzu düşündüm.
J'avais beaucoup de mal à m'ouvrir à quelqu'un, puis j'ai rencontré Jess et... et je pensais qu'on était... On était bien tous les deux.
Ben de burada davaya takılı kaldı diye düşündüm.
Donc j'ai supposé qu'il devait être ici immergé dans l'affaire.
Şey, son zamanlarda yaşanan onca heyecandan sonra, Düşündüm ki sessiz bir gece geçirmemiz hoş bir değişiklik olur.
Étant donné les récentes agitations, j'ai pensé qu'une soirée tranquille serait sympa pour changer.
Hiç düşündüm mü neden casuslar olarak birlikte bu kadar efektif çalıştık?
Tu sais pourquoi on était des espions si efficaces?
Biliyorum, ve ben sadece... düşündüm ki
Je sais, et je...
Çok daha iyi bir kutlamayı hakettiğini düşündüm.
J'ai pensé que tu méritais une fête convenable.
İtiraf edemesem de senin ardından ne kadar mutlu bir insan olacağım aklıma geldi ve en azından sana bir "elveda" demem gerektiğini düşündüm.
Je déteste l'admettre, ce qui va faire de moi un homme très heureux, c'est pourquoi le moins que je puisse faire est d'entrer dans ton cerveau pour te dire au revoir.
Çünkü bunun ben Damon and Enzo arasında bir şey olduğunu düşündüm ve sorun değildi.
Car je croyais que ça ne concernait que Damon, Enzo et moi, et ça allait.
Düşündüm ki Caroline'a olan aşkım o kadar büyüktü ki onu korumak için her şeyi yaparım sanıyordum.
Je pensais que mon amour pour Caroline était tellement fort que je ferais n'importe quoi pour le protéger.
Dün bunu düşündüm. "Damon'ı seçtiğim" zaman.
Et j'ai repensé à ça hier, quand j'ai "fait mon Damon".
Neler hissettiğini anlayamıyorum ama eğer buraya gelirsen.. - Enzo.. - Belki son bir kez yemek yeriz ve bir şeyler içeriz diye düşündüm.
Je ne peux imaginer ce que tu ressens mais peut-être qu'en revenant ici on pourrait partager un repas et un verre, une dernière fois.
Benim gibi çocuklara yardım edebilirim diye düşündüm.
Figure je peux aider les enfants comme moi.
Bir daha düşündüm de...
À la réflexion...
- Ben de öyle düşündüm.
- Je pense.
Eğer öğretmeye, cezalandırmaya devam edersem yarattığım bu güzel şeylerin büyüyeceğini düşündüm.
J'étais certain que si je continuais d'intervenir, que je j'enseignais, que je punissais, que ces magnifiques créatures que j'avais créé grandiraient.
Bunu düşündüm.
J'ai bien réfléchi.
Bilmen gerektiğini düşündüm.
Tu devais le savoir.
Onların her zaman garip olduğunu düşündüm.
- Ou les oreilles, c'est étrange.
Mühür seni de değiştirmeye başlayınca insanlığa bir tehdit olacağını düşündüm ve sana da aynı şeyi yaptım.
Et quand la marque t'a corrompue, tu étais une menace pour l'humanité, alors j'ai fait pareil pour toi.
Çünkü bunu kaldıracak kadar güçlü olduğunu düşündüm.
Car je te croyais assez fort pour la porter.
Seni sevdim ve düşündüm ki... Senin de beni sevdiğini biliyordum.
Je t'aimais et je croyais que... non, je savais, que tu m'aimais aussi.
İntikamın beni mutlu edeceğini düşündüm.
Et je croyais que ma revanche me rendrait heureuse.
Spagetti gecesinde bunu giymek istersin diye düşündüm.
J'ai pensé que tu voudrais mettre ça pour la soirée spaghetti.
Arabayla dolaşıp düşündüm.
J'ai fait un tour pour réfléchir.
Evet. Külotumu çantama tıkıştırıp merdivenden inerken şunu düşündüm...
En descendant l'escalier, j'avais ma culotte dans mon sac et je me suis dit :
Uzay ve yıldızları ne kadar sevdiğin de düşünülürse buranın senin için en iyi yer olduğunu düşündüm.
Tu vois, et puisque je sais que tu aimes tellement parler de l'espace tout le temps. J'ai pensé que, ce serait le meilleur endroit pour toi.
Bitirdikten sonra fıçıyı yakarız diye düşündüm.
Je me suis dit qu'on pourrait brûler le tonneau après qu'on l'ai finit.
Evet ama ben kendisi hakkındaki şeyleri bir kadına, daha rahat anlatır diye düşündüm.
Ouais, j-je pensais juste que ça la rendrait plus à l'aise de parler à une femme de ses abus. Pourquoi m'avoir envoyé?
Ben düşündüm.
Mais en fait si.
Mağduru sorgulama şeklimi tekrar düşündüm...
Je repensais mon interrogatoire pour la victime...
Bunu tekrar kullanabilirdim, fakat düşündüm ki yeni prototipimi tanıtmak için ne kadar şahane bir fırsat olmaz mı?
Et je pourrais l'utiliser encore, mais j'ai pensé que c'était une occasion pour révéler mon nouveau prototype.
Düşündüm de, spor yapmak istiyorum.
Oh, euh, j'ai réfléchis et j'aimerai faire du sport.
Böylesinin daha profesyonel olacağını düşündüm.
Je pensais que ce serait un peu plus professionnel.
Bilmen gerektiğini düşündüm Tim. Konuşmak için çok özel bir hayran grubun seni bekliyor.
Tim, tu devrais savoir, un fan club exceptionnel t'attend.
Bir süre sonra her şey düzelecek diye düşündüm ama...
Je pensais que ça se tasserait, mais...
Kimse doktora ve Ramakant Vijay'a sormadı... o yüzden, düşündüm ki...
Personne n'a parlé des origines du Docteur ou de Mr Vijay... Donc je me dis que..... si Mr.
Sadece arkadaş canlısı tipler diye düşündüm
J'ai juste pensé qu'elles étaient sociables.
Yani, tehlikeli insanlar olmadıklarını düşündüm. Düşündünüz.
Je ne pensais pas qu'ils étaient agressifs.
Sanırım adamı bulduk, bilmek istersin diye düşündüm.
Je pensais que tu devais savoir, on dirait qu'on l'a trouvé.
Gidersem belki herkes için daha iyi olur diye düşündüm.
J'ai pensais qu'il valait mieux que je parte.
Belki gitmen gereken bir yer vardır diye düşündüm.
Tu avais l'air pressé.
Biraz ara verirlerse iyi olabileceğini düşündüm ama Janine Cody'yle işe girişerek büyük bir hata yaptılar. J'in büyükannesi.
Ils s'en seraient sortis en prison, je pense, mais malheureusement, ils ont monté une affaire avec Janine Cody, la grand-mère de J.
Olanları duyduktan sonra içkiyle çözebilirsin diye düşündüm.
J'ai pensé que t'aurais besoin d'un remontant.
Artık bilmen gerekir diye düşündüm.
T'as pas encore compris?
Bütün gece sahilde yürüdüm, söylediklerini düşündüm ve bana geri dönsün diye Nicky'yi aramaya çalıştım.
J'ai marché sur la plage toute la nuit. J'ai réfléchi à ce que tu as dit. J'ai essayé d'appeler Nicky pour la récupérer, en vain.
İkinizin yakınlaştığını anlıyorum, Bu yüzden şahsen söylemenin daha iyi olacağını düşündüm.
Je comprends que vous soyez devenus proches, je me suis dit que ce serait mieux si je vous le disais en personne.
Yardıma ihtiyacınız olacağını düşündüm.
J'ai pensé que vous pourriez avoir besoin d'un coup de main.
Hayır, bu mekân 24 saat açık lokantası olmasıyla meşhurdur ben de düşündüm ki ay ışığı altında terasta oturup geç bir yemek yiyebiliriz.
C'est juste que, cette place est connue pour ses 24 heures de salle à manger, donc j'ai pensé que nous pourrions avoir un dernier repas, assis sur la terrasse au clair de la lune.
1863'teki yiyeceklerin iğrenç olabileceğini düşündüm.
Je me suis dit que la nourriture en 1863 ne devait pas être très bonne.
düşündüm 122
düşündüm de 330
düşündüm ki 259
düşünüyorum 297
düşünüyorsun 44
düşün 451
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünmüyorum 81
düşünceler 16
düşündüm de 330
düşündüm ki 259
düşünüyorum 297
düşünüyorsun 44
düşün 451
düşünün 108
düşüneceğim 105
düşünmüyorum 81
düşünceler 16
düşünmek 24
düşünmedim 36
düşünemiyorum 69
düşünceli 20
düşünürüm 38
düşünme 63
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmem lazım 60
düşününce 41
düşünmedim 36
düşünemiyorum 69
düşünceli 20
düşünürüm 38
düşünme 63
düşünüyor 23
düşüneyim 58
düşünmem lazım 60
düşününce 41
düşünmeliyim 39
düşünüyorum ki 20
düşünüyordum 129
düşünüyor musun 27
düşünsene 342
düşünsenize 76
düşünüyorum da 210
düşündüğüm gibi 49
düşün bunu 33
düşün bakalım 35
düşünüyorum ki 20
düşünüyordum 129
düşünüyor musun 27
düşünsene 342
düşünsenize 76
düşünüyorum da 210
düşündüğüm gibi 49
düşün bunu 33
düşün bakalım 35