English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ D ] / Dışarda

Dışarda Çeviri Fransızca

2,229 parallel translation
Ama dışarda sen... çok iyisin.
Mais dehors, tu es si... cool.
Dışarda hiç garip bir şey gördünüz mü? Herhangi bir koşturma, çığlık, şöyle gece yarısı civarında...
Avez-vous entendu quelque chose d'inhabituel dehors... des bruits de poursuites, des cris aux environs de minuit?
Belki bilinçaltın bu kez dışarda kalmanı istiyordur.
Ton subconscient te dit peut-être que tu ne veux pas travailler là-dessus.
Dışarda yürürken yerin ıslaklığını fark etmek gibi.
Comme quand dehors, on remarque que c'est mouillé.
Ev yapımı aletler ve sigortalar dışarda ortalıkta, İçeri girmeden önce ön tarafta yere atmış olabilir.
Un appareil fait maison, avec un minuteur, qu'elle lâche devant la porte juste avant de rentrer.
Opie artık dışarda.
Opie est sorti, maintenant.
Dışarda.
Dehors.
Genellikle dışarda iki memur, içerde bir ATS ajanı oluyormuş.
Selon lui, y a deux shérifs à l'extérieur, un agent ATF à l'intérieur.
Rapor tuttular, Hale dışarda arıyor.
Ils ont fait un rapport. Hale fait une recherche.
Dışarda kalmak varsa...
Si quelqu'un est contre...
Dışarda beraber görünmemeliyiz.
- On ne fait rien en public.
- Kevin dışarda içmem için birşeyler verdi.
Kevin me fait boire dehors.
Beni sevdiğini söylemek için dışarda bekliyor.
Il espère que je lui dise "je t'aime."
Kitty, dışarda onlarca bebek var, ve sen onlardan birine harika bir anne olacaksın.
- Il y a beaucoup de bébés sur cette terre. Vous allez sûrement être une maman formidable.
Yani bu nu da belirgin bir hale getirmek gerek, bilirsiniz, dışarda şarap içenler, evde şarap içenler.
Vous devriez vous centrer là dessus, le vendre comme, vous savez, une soirée entre filles en boîte, une soirée entre filles chez elles.
Dışarda pizzacıyla karşılaştım.
J'ai croisé le livreur de pizzas en arrivant.
Dışarda, biraz düşünüyordum.
T'étais où? Dehors, je réfléchissais.
Onunla dışarda buluşayım.
Je le rejoindrai dehors.
İki gün oldu ve hiç bu kadar uzun süre dışarda kalmamıştı.
Depuis quand? Deux jours. Il n'est jamais parti aussi longtemps.
Dışarda, arkadaşın Karen'i gördüm.
J'ai vu Karen dehors.
Bayan, dışarda beklemelisiniz. Bırakın doktorlar işini yapsın.
Madame vous devez rester dehors, laisser les médecins travailler
Kalan tüm KnightMareleri dışarda toplayın!
À toutes les unités, sortez!
Dışarda zaten bir sürü cinsel sadist var.
Il doit y avoir des sadiques sexuels qui écument ce monde.
Sorun şu ki : Sen işlerin dışarda nasıl gittiğini biliyor musun?
La question est : te rappelles-tu comment ça marche dehors?
Bir ayağı dışarda olan erkeklere zaafım var gibi görünüyor.
On dirait que j'ai un faible pour les hommes qui s'enfuient.
Dışarda bir yerde, hafızası yerine gelmeden önce Nicole'u sustarmak isteyen biri var.
Quelqu'un va vouloir la faire taire avant qu'elle retrouve la mémoire. - C'est ce que vous dites.
Bu yüzden dışarda polis var, kaçmayayım diye.
On me met sur surveillance, on a peur que je m'enfuie.
Dışarda onun peşinde koşturmam gerekti, korkunçtu.
J'ai dû le poursuivre dans le jardin. C'était horrible.
Dışarda her şeyi hazırlamıştım.
Tout le matériel est prêt.
Dışarda olabilir.
Il pourrait être n'importe où.
Dışarda olabilir.
Il pourrait être quelque part.
Telefonu açmadılar, dışarda olmalılar.
Pas de réponse. Ils ont dû sortir.
Sanırım makyöz kızlar dışarda beni bekliyolar.
- Je crois que la maquilleuse cherche à m'éliminer.
- Gelin dışarda konuşalım.
allons dehors plutôt.
Onu bir kağıda sarıp ucu dışarda kalır, çekersin ve... .. ve uçarsın.
Tu prends du papier absorbant, tu le roule, tu pulvérise dedans, et là et tu planes.
Dışarda ne işin var?
Qu'est-ce que tu fais là?
Dışarda daha birsürü adam var.
Un de perdu, dix de retrouvés.
Rex karısıyla dışarda.
Rex est dehors avec sa femme.
adanın ilk gizemi birdenbire bütün ağaçlar hareket ettiği ve bizim karakterlerimiz sesi duyduğu ve dışarda ne cehennem olduğunu merak ettiği zaman idi
Le premier mystère de l'île était soudain là, les arbres remuaient, et nos personnages ont entendu un bruit, et ils se sont demandés que, diable, se passait-il.
Biz dışarda kellemizi tehlikeye atarken emekliliğini sağlama alacaksın.
pendant qu'on sera là-bas à risquer nos vies, vous toucherez votre pension.
T-Bag denen herif de kaleyi fethedecek anahtarla dışarda volta atıyor. Enselenmiş birini düşünene kadar yeterince derdimiz var.
Et avec ce T-Bag dans la nature qui a les clés du château, on a assez de soucis pour pas se préoccuper de ce type en prison.
Başladığında dışarda olman riskini göze alamam.
Je peux pas prendre le risque que ça arrive sur le terrain.
Dışarda iki polis memuru var.
Il y a deux agents de police dehors.
Bu dışarda çalışmamızın sebebi.
C'est pour ça qu'on travaille comme ça.
Arabam hemen dışarda.
Ma voiture est garée juste dehors.
Babanı vuran insanlar hala dışarda.
Les gens qui ont tiré sur ton père sont toujours en liberté.
- Siz dışarda bekleyin. - Başüstüne.
Attendez dehors!
- Dışarda görüşürüz.
- Désolé, mec - Mon Dieu.
Arabam dışarda.
Ma berline est en bas.
Dışarda seni bekleyen biri var.
- Une personne vous attend.
Dışarda harika bir hava var.
- Faisons un tour.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]