English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ D ] / Dışarı

Dışarı Çeviri Fransızca

84,934 parallel translation
Dışarı!
Dehors!
Tüm gün dışarıdaydın, akşam koltukta uyudun...
T'es sorti toute la journée, t'as dormi sur le canapé.
İçeri girer, odayı tarar, sonra tekrar dışarı çıkarlar.
Ils entrent, fouillent la pièce et repartent aussitôt.
Bu dışarıda bizim gibi bir sürü insan olduğunu kanıtladı.
Ça prouve qu'on est plus nombreux qu'on ne le croyait.
Çünkü adli sisteminizi içeriden de dışarıdan da gördüm.
Parce que je connais votre système judiciaire par cœur.
Yatakta yatıp, erkek arkadaşı yerine seninle dışarı çıkmayı dilemektense, harekete geçmeye karar verdi.
Au lieu de rester allongée sur son lit et de rêver d'être avec toi, et pas son copain actuel, elle décide de prendre les choses en mains.
Çalışmam lazım. Çıkın dışarı.
Je dois travailler.
Dışarıda buluşuruz.
Je vous attends dehors.
Hatırlıyorum, ilk kez dışarı çıktığımda, kaybolmuştum.
La première fois que je suis sortie, je me suis perdue.
Hiçbir kadife kurdele, kapalı kapı ve VIP girişi Daniela Velázquez'i dışarıda... tutamaz.
Aucun cordon de sécurité, aucune porte, aucune liste VIP ne va écarter Daniela Velázquez.
Güvenlik görevlileri, Başkan'ı dışarı çıkarın.
Faites sortir le Président.
- Dışarısı çok kalabalık.
Il y a du monde.
Buradan çıktığınızda dışarıda gazeteciler ve kameramanlar olacak.
Quand vous partirez d'ici, il y aura des journalistes, des caméras, à l'extérieur.
Onu dışarıda bırakacağımı mı?
Que je l'aurais laissé dehors?
Sen asla dışarı çıkmıyorsun!
Tu ne sortiras plus jamais.
Sipariş verin, dışarı çıkın.
On peut se faire livrer, on peut sortir...
Dinle, düşünüyordum da... Belki bu akşam dışarı çıkmalıyız.
Et si on sortait, ce soir?
Bir süredir dışarıda değiliz.
Ça fait longtemps que je ne suis pas sorti.
Oh, dışarıdasın. Harika! Nereye gidiyorsun?
Tu es sorti de la douche.
Kocanı al Ve çık dışarı!
Prenez votre mari et partez.
İnsan dışarıdaki. Içindeki şeytan.
Humaine en apparence, mais démoniaque à l'intérieur.
Flores elinde şişle dışarıda bekliyor ve kapıya senden daha yakınım.
Y a Flores là-dehors avec un schlass, et je suis plus près de la porte que toi.
Dışarıda işler iyice rayından çıktı.
Elles déraillent complet là-dehors.
Çık dışarı orospu çocuğu!
Sors, enfoiré.
Dışarı açılan tüm kapılar kilitli.
Toutes les portes extérieures sont condamnées.
Çıkın dışarı.
Sortez d'ici.
Rory dışarı çıkmana müsaade edemem.
Rory... Je ne peux pas te laisser sortir.
- Sho. Dışarı çıkmaya çalışıyor.
Les gars, il essaye de s'échapper
Ama tamir etmek ve dünyayla iletişimi tekrar sağlamak için birinin dışarı çıkması lazım.
Mais nous devons aller dehors pour le réactiver et rétablir le contact avec la Terre.
Alıcı tamiratı için dışarı çıkman çok riskli.
Ce n'est pas le protocole, c'est trop risqué pour toi d'aller dehors pour réparer la communication.
- Dışarıda nefes alabiliyor mu?
- Il peut respirer dehors? - Non.
Ama dışarıda daha fazla dayanamaz.
Mais il ne pourra pas vivre longtemps ici.
O zaman onu dışarıda tutmak zorundayız.
On doit le laisser dehors.
Reynard hala dışarıda mı?
Ce Reynard est toujours dans le coin?
Sıkı dostlarıyla dışarı çıktı.
Il sort avec son meilleur ami.
- Akşam yemeği dışarıda yiyelim.
Ce soir, on va au resto. Ca marche? Bye.
Dışarı çıkın!
Sortez tous!
Şuan dışarıda.
Il est sorti.
Dışarıda olduğunu söyledim anlamıyor musun?
Tu comprends pas "il est sorti"?
Ayrıca, dışarı çıkmak için izin mi almalıyım?
J'ignorais qu'il fallait une permission.
Çık dışarı.
Sors de ta cachette!
Ee şimdi ne olacak? Dışarı çıkacak mı?
Il va sortir?
Bu yağmurda dışarı çıkmamı mı istiyorsun?
Sous cette pluie?
Çık dışarı!
Vas-y!
- Dışarıda.
Elle est dehors.
Matteo Godardes dışarıda!
Il y a Matteo Godardes dehors.
Gerçekten. Ama buna rağmen bu konu hakkında eşime tek kelime edersen dışarıdaki taşların öbür ucuna döve döve götürürüm seni.
Je te jure, mais tout en étant un homme bien, je suis tout à fait capable de traîner ton cul sur ces graviers si tu souffles le moindre mot de cette histoire à ma femme.
Hadi anne, dışarı.
Sors, maman. Dehors!
Daha çok dışarı çıkmam lazım, gerçek insanları görmem lazım.
Il faut que je sorte davantage, que je voie du monde.
Willy bu adama dışarıya kadar eşlik eder misin?
Willy, vous voulez bien raccompagner cet homme dehors?
- Dışarı çıkıyorum.
- Je sors.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]