English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ G ] / Gelmek üzere

Gelmek üzere Çeviri Fransızca

724 parallel translation
Havadaki partneri gelmek üzere.
Sa partenaire du ciel arrive dans 1 minute.
gelmek üzere Haghi Bankasına.
... fait route vers la banque de Haghi.
Genç adam buraya gelmek üzere.
Le jeune homme va venir ici.
O zaman size şunu söylemeliyim ki beyler Ulusal Muhafızlar buraya gelmek üzere.
Je dois vous prévenir que la Garde Nationale est déjà en route.
Buraya gelmek üzere oradan ayrılırken. Onu Joe'ya vermiştim.
Je l'avais offerte à Joe le jour de mon départ.
Giderin kapağını kaldırdı kabzası aşağı gelmek üzere silahı içine attı.
Il a ouvert le tuyau, y a mis le revolver, crosse d'abord.
Bay Brewster'a gelmek üzere olduğunu söyleyin.
Oui. Dites à M. Brewster qu'il monte tout de suite.
Richard Stanley, tehlikeli bir cani, şu anda buraya gelmek üzere.
Richard Stanley, un criminel, arrive.
Julia gelmek üzere.
Julia va descendre.
Bir müşteri gelmek üzere.
Il y a un client qui arrive.
en iyisinin gelmek üzere olduğuna sizi temin ederim.
Je vous assure... le plus beau est à venir!
Bir hafta önce istediğim yedek kuvvetlerle beraber gelmek üzere.
La compagnie de réserve dont j'ai fait la demande est arrivée.
Johan, ihtiyar gelmek üzere.
Voilà le patron!
Kamyon gelmek üzere.
- Le camion va arriver.
Bay Reid, sabrım sonuna gelmek üzere.
Monsieur Reid, ma patience a des limites.
Mr. Arkadin havaalanına gelmek üzere. O uçağa binmesi gerekiyor.
M. Arkadin doit prendre cet avion.
Sonum gelmek üzere.
Je suis en train de crever.
Teyzem içeride ve babam gelmek üzere.
Ma tante est là et J'attends mon père.
- İlkbahar gelmek üzere.
- Le printemps sera bientôt là.
Biz çavuşa söylüyordum, Duyduk ki bazı en önemli generaller, ve gazeteciler buraya gelmek üzere yoldalarmış.
Comme je disais, on dit que vos plus grands généraux et des journalistes vont arriver.
- Misafirler gelmek üzere.
- On attend les invités.
Buraya gelmek üzere.
Elle arrive.
Ah evet, domuzlar da gelmek üzere.
Ah oui, les porcins vont arriver.
Yemek hazırlama vakti gelmek üzere.
C'est bientôt l'heure du dîner.
Bir muhabir az önce buradan yanına gelmek üzere yola çıktı.
Un journaliste vient de partir d'ici pour ton bureau.
- Tam kıvamına gelmek üzere.
- Ça commence â être au point.
- Ambulans gelmek üzere.
- L'ambulance arrive.
Bu da Sylvester Marcus, onu yaşlı kadın çağırdı buraya gelmek üzere ama farklı yönden geliyor.
Et Sylvester Marcus, que la vieille dame a appelé, est là, et va dans l'autre direction.
- Odaya gelmek üzere.
- Il va arriver.
General Bogan gelmek üzere olmalı.
Le général Bogan va arriver.
Geri gelmek üzere dönüyor şimdi.
Ils font demi-tour.
Ocak'ı az önce bitirdim. - Şubat da gelmek üzere.
J'ai terminé Janvier et Février est en route.
Öbür dünyadan gelmek üzere olduğunu hissediyorum.
Je sens que tu t'approches, venant de l'au-delà.
Lobiye gelmek üzere olduğunu söyledi.
Où est-il? Là-haut au salon, monsieur. Il a dit qu'il descendait.
Hughes'un kendisi kodu kıracağı şifreyi bilmiyor olsa da düşmanımızın en iyi şifre çözücüsü olan Victor Belson elçiliğe gelmek üzere yola çıkmış.
Hughes ne peut le décoder seul. Victor Belson, l'un des meilleurs cryptographes de l'ennemi, est donc en route pour l'ambassade.
Buraya her an gelmek üzere olan iki genç hanımı bekliyoruz.
On a deux filles qui vont arriver d'une minute á l'autre.
Sanırım cevap gelmek üzere.
Elle ne va plus tarder.
Bilmek isteyeceğinizi düşündüm, Ray Markstone ailesini almak için kasabaya gelmek üzere.
Je voulais vous prévenir, Ray Markstone est allé chercher sa famille.
Polis gelmek üzere.
Ils envoient les flics.
Müşterim gelmek üzere!
Mon client va arriver!
Bay Merrick gelmek üzere.
M. Merrick arrive.
Eşimin akrabaları buraya gelmek üzere...
Ma belle-famille arrive.
Sanırım korkunç bir baş ağrısı gelmek üzere.
Je commence à me sentir vraiment mal.
Gelmek üzere olan, bir ordu daha yolda.
Une autre armée est en route.
Tilki ve gelincik gelmek üzere. "
Le renard et la fouine arrivent.
Ve o "Başkaları" gelmek üzere.
Et les autres viendront.
Evet, ama arkadaşlarım gelmek üzere.
Oui, mais les autres vont arriver...
Korkarım başınıza bir bela gelmek üzere.
Je soupçonne un danger proche.
Ortağım gelmek üzere.
Midi?
3 milyon dolarlık otomotiv işiyle, elemanın nerede? Gelmek üzere, Bay Misrell.
Où est-il, avec notre contrat à 3 millions de dollars?
- Katiller geliyor. - Lütfen sakin olun. Diğer polis ekibi de gelmek üzere.
- Non! Le Tueur arrive!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]