Gelmem Çeviri Fransızca
1,707 parallel translation
Son zamanlarda bizi bir arada tutan şey benim senin yaptıklarını görmezden gelmem oldu.
Derniérement c'est ce qui nous a maintenu unis c'est ma capacité à passer au-dessus de tout ce que tu fais.
- Buraya artık gelmem.
- Je ne viendrai plus ici.
Sen istersin de gelmem mi, ahbap.
- Tout ce que tu veux, mon vieux.
Buraya gelmem uzun sürdü.
J'ai mis du temps pour arriver ici.
Üzgünüm, seninle gelmem gerekirdi.
Excuse-moi, j'aurais dû y aller avec toi.
Tüm yolu yürüyerek gelmem gerekti.
J'ai dû finir á pied.
Hayır. - Yarın işe gelmem gerekiyor mu?
- Je viens travailler demain?
Beni sinirlendirmeye devam edersen, bir daha seni görmeye gelmem.
Si tu continues à m'agresser, je viiendrai plus te voir.
Çok pis adrenalin lazımdı bana. En azından gerçekliğin benzerliğine gelmem için.
Il me fallait un fix intense d'adrénaline, pour me ramener à un semblant de réalité.
Öyleyse senin tarafına gelmem lazım, değil mi?
Alors, tu comprends que je dois venir de ton côté?
Tekrar gelmem gerekecek.
Je repasserai.
Ama bu pislik herifle gelmem.
Mais je ne veux pas de lui.
Kendime gelmem için bir saniye ver.
Il m'a fallu une bonne seconde pour me remettre.
Hayır, seninle karşılaşırsam görmezlikten gelmem. Ama seninle birlikte takılmazdım, hayır.
Je t'éviterais pas mais je ferais rien pour te voir.
Bu oyuna bir daha gelmem. Yıldönümümüz için de özel bir şey yapmama gerek olmadığını söylemiştin.
Je me ferai pas avoir, c'est comme quand t'as dit que j'étais pas obligé de faire un truc pour notre anniversaire.
Gelmem iki saat sürdü. - -11 Saattir Kayıp- -
Ça m'a pris 2 heures pour venir depuis New York.
Buraya gelmem yanlıştı.
Vous savez, je... je n'aurais pas dû venir.
Buraya gelmem hataydı. - Bir hataydı.
J'aurais jamais dû venir, j'ai eu tort.
Babam hemen eve gelmem için bir sürü mesaj atmış, o yüzden...
J'ai environ 6 messages de mon père me disant de rentrer immédiatement, alors...
Benim de sizinle gelmem gerekiyor.
Il faut que je vienne avec vous.
Merhaba. Gelmem uzun sürdüğü için özür dilerim.
Hey, désolé d'avoir mis si longtemps.
Oh, hayır. Ben Palm Springs'e gelmem... Bir daha mı...
Oh non, je ne vais pas à Palm Springs... pas encore.
Kendime gelmem lazım. - Hayır. Hayır.
Pour m'en remettre.
Kendime gelmem lazım.
- Non! - Je dois m'en remettre!
Ziyaretine gelmem gerekirdi.
J'aurais dû venir.
Eve gidip kestirmek için uzansam hemen geri gelmem gerekecek.
Le temps de rentrer à mon appartement pour dormir un peu, je devrais revenir direct.
Parker'ın partisine gelmem gerekir mi...
Alors, pour la fête de Parker. Si je dois venir...
Gelmem için Nina ısrar etti.
Nina a insisté pour que je vienne.
Bu akşamüstü gelmem gerekiyor, Dr Farkas.
Je dois repasser vous voir, Dr Farkas.
Kendime gelmem birkaç dakika aldı.
J'ai eu besoin de quelques minutes pour revenir à moi.
Oraya gelmem en az 24 saat sürer.
Je mettrai au moins 24 h.
Neden iki ay önce, davetiyeyi aldığımızda seninle gelmem konusunda bu kadar istekli değildin?
Hé, pourquoi tu ne tenais pas tant à ce que je vienne quand tu as reçu l'invitation, il y a deux mois?
Benim de gelmem gerekiyordu çünkü imgende ben de vardım.
Et tu avais besoin que je vienne parce que j'étais dans ta vision.
Saatim 8 dakika ileri, bu yüzden hiç bir yere erken gelmem... yada gecikmem.
Je la garde avec huit minutes d'avance pour ne jamais être en avance... ou en retard.
Evet, biliyorum, işte bu yüzden size gelmem gerektiğini hissettim.
Oui, je me suis sentie coupable, voilà pourquoi j'ai estimé devoir me dénoncer.
Acil servisin başındayım. Erken gelmem gerekir diye düşündüm.
Je suis le chef, j'ai pensé devoir arriver en premier.
Üzgünüm, gelmem biraz zaman aldı.
Désolé. Dr Wilson.
Bir daha gelmem buraya.
Je ne redescendrai plus ici.
Hayır ben gelmem. Hadi.
Je n'irai pas.
Yalvarmayı kes yoksa yarın seçime gelmem.
Arrêtez de supplier, ou je ne vais pas à votre rassemblement. Très bien.
- Depo odasına gelmem için çağrı aldım.
- On m'a bipé au placard du matériel.
- Neden benim de gelmem gerekiyor?
- Pourquoi je dois y aller?
- Benim de gelmem gerekiyor mu?
- Je dois quand même y aller?
Size olan bağlılığım ve sevgim o kadar fazla ki topluluk içinde size asla karşı gelmem.
Ma loyauté et mon affection pour Votre Majesté sont telles que je ne dirai rien contre vous en public.
Nasıl gelmem?
Bien évidemment.
Hey, D. Yunan yemeği alıp gelmem ne kadar sürdü?
Dis-moi, quand je vais chez le Grec, c'est long?
O kadar şaşırma Janice. Buraya gelmem şarttı.
N'ayez pas l'air choquée, Janice, je devais venir ici.
Saat beşe kadar gelmem.
Je serai de retour vers 17 h.
Gelmem gereken saati söyle.
Dis-moi à quelle heure
Benim sana gelmem daha iyi olur.
C'est mieux que je vienne chez vous.
Bir kez geldim ama bir daha gelmem.
- Je comprends. - Moi, je suis venu une fois et je reviendrai pas une 2e fois.
gelmemeliydin 21
gelmemeliydim 30
gelmedi 96
gelmek ister misin 244
gelmeyeceğim 32
gelmeni istiyorum 22
gelmeyecek misin 17
gelmez 23
gelmek istemiyorum 21
gelme 75
gelmemeliydim 30
gelmedi 96
gelmek ister misin 244
gelmeyeceğim 32
gelmeni istiyorum 22
gelmeyecek misin 17
gelmez 23
gelmek istemiyorum 21
gelme 75