English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ H ] / Herhalde yani

Herhalde yani Çeviri Fransızca

271 parallel translation
- Rocky korkak değil. - Herhalde yani.
Ce n'est pas un lâche.
- Herhalde yani.
- Si je veux?
Çocuklara benziyorsun. Herhalde yani.
Toi non plus, un vrai gamin.
Herhalde yani, malın onlar izin verdiği sürece senin.
Mais oui, tu n'y couperas pas.
- Herhalde yani.
- Bien entendu.
Herhalde yani.
Bien sûr.
Herhalde yani, dostlarımız her şeyi söyleyemezler. Çok teşekkür ederim.
On a des amis qui peuvent pas tout dire!
Herhalde yani.
Evidemment.
- Şaşırtmak mı, herhalde yani!
- Si ça me surprend!
Herhalde yani.
Naturellement.
Herhalde yani, o bir dilenci değil.
- Laurent est pas fauché.
- Baba, dolandırıcılık bu. - Herhalde yani.
- Papa, c'est de la triche!
Herhalde yani!
- Elle l'a attrapé? Bien sûr!
Doğrudur herhalde yani.
Je crois que c'est bon.
- Herhalde yani.
- Pour le moins.
Bay Burns, Küba başkanına güvenebiliriz herhalde yani.
Je crois que vous pouvez vous fier au président de Cuba.
Yani Güney Konfederasyonu Savaşı demek istediniz herhalde.
De Sécession, vous voulez dire?
- Herhalde yani, muhteşemdir o.
Bersagliere est imbattable!
Sağlamdır herhalde. Yani arabaya dair bir bilgi var mı?
Tous les logements sont pareils.
Yani, herhalde.
Enfin, j'essaierai.
Nasıl yani? Pasqual amcaya mı? Şaka yapıyorsun herhalde?
Ne dis pas ça, c'est vilain!
Pazar sabahı seviştik ve sonra New York Times okuduk... Yani sevgilim denebilir herhalde.
On dort ensemble le dimanche matin, puis on lit le New York Times, alors ça doit être ma petite amie.
Yani normaldir herhalde...
Sûrement de taille norm...
Yani en çok demek istiyorsun herhalde! Ne kadar sürdüğü kimin umurunda?
Non, il vaut mieux prendre son temps.
Yani herhalde bir erkek arkadaşın vardır.
Vous devez avoir un petit ami.
Oh, Al. Para kazanmayan bir adamın işten çıkarılmasındaki.. ... komik yani görebilirsin herhalde.
Tu vois bien que c'est drôle, un homme qui ne gagne rien qui perd son boulot.
yani, hayır... demek istediğim, eğer buraya gelmek için özel bir sebebim olmasaydı, gelmezdim herhalde.
Non, pas sans raison précise.
Herhalde öyle de denebilir. Evet. Yani gözleriniz gerçekte olan şeylere gecikmiş bir tepki veriyor.
on pourrait dire ça, ok donc vos yeux ont une perception retardée de la réalité?
Şimdi siz geldiniz, beni sînîfîn en arkasîna oturttunuz. Buradan doğru düzgün göremiyorum bile. Yani herhalde bu yaz da mezun olamayacağîm.
Et vous arrivez, vous m'envoyez au fond de la classe d'où je ne vois pas comme il faut, ce qui veut dire que je vais encore rater mon examen cet été.
Yani herhalde evlendiler, çünkü adam bize taşındı.
Je ne sais pas si elle l'a épousé mais il s'est installé chez nous.
Yani "çay" demek istedin herhalde ama "evlilik" olarak söyledin.
Vous vouliez dire thé, vous avez dit mariage.
Yani, herhalde sorun olmaz. Önemli değil.
Il sera probablement content.
O yaz baharda bu evi satın almıştık. Yani herhalde buradaydık.
On avait acheté la maison au printemps, on devait être ici.
Yani şimdi benle işte bir gün daha geçirmek istemezsin herhalde, değil mi?
Alors tu n'a pas envie de passer une autre journée à mon boulot.
Yani bir sonraki adım herhalde aletin bize veya çocuklarımıza takılması.
De là, il n'y a qu'un tout petit pas logique pour en mettre à nous et à nos enfants.
Bak, bence sen düşünmüyorsun. Yani oraya gidip hamile kalmamasını sadece... şansa bırakacak değilsin herhalde, böyle düşünmüyorsun öyle değil mi?
Tu vas pas aller là-bas en priant pour qu'elle tombe pas enceinte.
Yani bir zamanlar vardı, herhalde.
Enfin, j'en ai eu un, je suppose.
Yani... Resmen dumur oldum. Bu herhalde yeni bir stil.
On m'a envoyée promener de nombreuses façons... mais jamais comme ça.
- Yani herhalde mecazi olarak...
- Métaphoriquement.
Yani hissettiklerin hakkında... Herhalde bir şey hissediyorsundur.
Croire que tu "ressens" quelque chose.
Yani bilmiyorum herhalde öyledir.
Oui, c'est... Je sais pas. Mais ça doit être vrai.
- Herhalde her zaman böyle birşeyler yapmak için hırslı olmuşsundur, yani...
- Vous avez dû toujours avoir... - l'ambition de bien faire...
Herhalde yani.
À fond.
Yani, herhalde hepimizin istediği gibi sadece biraz kafasını boşaltmak istiyordur.
Il a sans doute besoin de faire un break tout court.
Yani, herhalde siz de bir şey söylemezsiniz, değil mi?
Promettez-moi de pas leur dire.
Yani zevkle işkence etmek. Çok hoşlarına gidiyordu herhalde.
Elles devaient se pâmer de plaisir dans les bois.
Yani, hayati tehlikesi yoktur herhalde?
Elle n'est pas en danger?
- Yani herhalde yaşlıdır değl mi?
- Il est sans doute vieux, non?
Yani çıkmayacağız herhalde.
La soirée est annulée, je suppose.
Bu, Linux ve FreeBSD deki en iyi gidişattı herhalde. yani halkın bu OS ları tercih etmeleri ve kullanmaları hem de halkın bunlara katılmasının asıl sebebi aslında Apache, dimi?
Il fonctionne probablement mieux sur Linux et FreeBSD parce que les communautés autour de ces systèmes d'exploitation sont aussi les communautés qui contribuent les mieux à Apache, d'accord?
Yani, beyin cerrahı değilsin ya. Gecenin bir yarısı arayıp hayat kurtarmanı istemiyorlar herhalde.
Ce n'est pas comme si tu étais un chirurgien qu'on appelait en urgence.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]