Istedim ki Çeviri Fransızca
883 parallel translation
Bunu o kadar çok istedim ki.
Je le désirais tant.
O kadar çok istedim ki bunu yapamadım.
C'est pourquoi je ne suis pas venue.
Sizi hazırlıksız yakalamayı istedim ki konuşabilelim.
Simple procédé psychologique. Une sorte de "choc"
Yanında olmayı öyle çok istedim ki...
Je le voulais tellement que...
Öyle çok istedim ki, geceleri gözüme uyku girmedi.
J'en avais tellement envie que je n'en dormais pas Ia nuit.
Evliliğimle göstermek istedim ki,... her ne kadar yoldan çıkmış olsa da, ben inanıyorum ki bir kadının sunduklarını reddetmesine engel olan..... doğuştan sahip olduğu şefkat ve inceliğidir. Tüm bunlara rağmen, ben kendisini ömrümün sonuna dek güvenebileceğim bir erkek olarak görüyorum.
J'ai voulu montrer par ce mariage, qu'en dépit de certaines erreurs d'ailleurs causées par cette courtoisie innée qui fait hésiter à repousser une femme je le tiens pour un homme à qui je puis confier ma vie.
Bunun sürmesini kendim için, o kadar çok istedim ki.
Je voulais tant que ça dure, pour mon propre bien.
Hiçden daha fazlasını alabilirsin daima. - Ama ben sadece demek istedim ki- -
Vous en aurez fatalement plus, c'est très logique.
Yalnız şunu söylemek istedim ki...
Je voulais vous dire...
Demek istedim ki, yarın İspanya'ya gidiyorsun. Ben de gidecektim.
Je vais aussi en Espagne.
Demek istedim ki, kaçakçılık yapıyor.
Il organise.
Demek istedim ki onu çok seviyordu.
Elle aimait son père.
Seninle evlenmeyi o kadar istedim ki o parayı çaldım.
Je l'ai volé pour toi!
Öyle bir yer göstermek istedim ki birisi kendisini mahvedebilir orada delirebilir bir suç işleyebilir.
J'ai essayé de montrer un endroit où un homme peut se détruire, devenir fou, commettre un crime.
Külotlu çorap almayı istedim ki karaborsadan almayayım.
Je les voulais tellement, ces bas. Je refuse d'en acheter au marché noir.
Size yanaştım, çünkü... Yani, istedim ki... Ama ardından farkettim ki siz...
Je me suis approché parce que... j'aurais aimé... et je me suis aperçu que vous n'étiez pas...
Son görüşmemizden sonra, sizi tekrar görmeyi o kadar çok istedim ki.
Depuis notre rencontre fortuite, je voulais absolument vous revoir.
Demek istedim ki, amcamın her mektubunda... geleceğinizin haberini almayı bekliyorduk. Çok heyecanlanıyorduk.
Depuis la lettre de mon oncle, on vous attendait tous avec impatience.
Ben yalnızca demek istedim ki, eğer zamanında... Duyarsa ölür.
Il pourrait peut-être...
Karımdan istedim ki yerleri yıkasın
# I asked my wife to wash the floor
Demek istedim ki, her şeyi zevkinize uygun hazırlayacağım.
Je voulais dire que tout sera mis en oeuvre pour vous satisfaire.
Demek istedim ki... biraz garip değil mi?
C'est juste que c'est assez inhabituel, non?
Ben... yalnızca demek istedim ki beni de aldığınız için teşekkür ederim.
Je... voulaisjuste dire... Merci de m'avoir choisie.
O kadar sık söz etmek istedim ki.
J'en ai envie si souvent!
Demek istedim ki- -
- Je veux dire....
Nasıl olduysa Galaksinin öte ucundayız, bulunduğumuz noktadan 500 parsek mesafede... yani demek istedim ki... yani
Nous nous retrouvons à l'autre bout de la galaxie, à 500 parsecs d'où nous sommes... Je veux dire... étions. Enfin...
- Sadece demek istedim ki...
- Ce n'est pas ce que...
Demek istedim ki, Ölen bir adamı kurtarmanın ardına sığınmak nasıl bir şeydir?
Je veux dire, à quoi ça aurait servi de se faire scalper
- Ben sadece istedim ki...
Mais je voulais...
Paltom, Jim'in ki gibi olsun istedim, fakat nereden aldığını bulamadım.
Mon manteau. Je voulais le même, mais impossible de savoir d'où il venait.
Tabii ki istedim.
Bien sûr.
Hep onun gibi olmak istedim. Sakin ve iyi kalpli. Ama ne yazık ki, bir hayal kırıklığıyım.
Je rêvais d'être comme elle, calme et douce... et malheureusement je l'aurais déçue.
Hem de en seçkin şairimiz tarafından Bay Necval, şunu bilin ki her zaman sizinle kişisel olarak tanışmak istedim...
Je rêvais de vous rencontrer, M. Necval.
Ve bu süre boyunca... hep cömert olmanızı istedim - ki oldunuz. -
Et pendant tout ce temps... je vous ai toujours demandé d'être généreux, et vous l'avez été.
Şöyle ki, ben hep bir otel sahibi olmayı istedim ve bunun satılık olduğunu duydum ve satın aldım.
J'ai toujours voulu gérer un hôtel. Celui-ci était à vendre. Je l'ai acheté.
İstedim ki...
Je voulais...
Bu zamanla o kadar dayanıImaz hale geldi ki, gerçeği açıklamak istedim.
C'est devenu si intolérable, que J'ai voulu dire la vérité.
"Jerinin" sayın üyeleri... yani, jürinin sayın üyeleri demek istedim. Buradaki gösterilerin birçoğu beni oldukça eğlendirmekle beraber... hatırlatmak isterim ki davayla hiç bir ilgisi yoktur.
Mesdames et messieurs les jembres du Mury les membres du Jury... j'ai beaucoup apprécié... le spectacle présenté... mais il n'a rien à voir avec ce procès.
- Ta ki bunu görene kadar demek istedim. - Ne demek istediğinizi anladım.
- J'étais décidé avant de voir ça.
Bunu yapmak istedim, çünkü sen Musashi konusunda o kadar çok konuştun ki.
J'ai agi ainsi parce que... vous parlez beaucoup de Musashi.
Son oyununuz beni derinden o kadar duygulandırdı ki, hakkında ne hissettiğimi bilmenizi istedim.
Votre dernière pièce m'a vraiment touché et je voulais que vous le sachiez
Belirmek isterim ki, takviye istedim ama siz kabul etmediniz.
Je vais signaler que j'ai demandé du renfort et que vous avez refusé.
İyi ki geldin, iyi vakit geçirelim istedim.
Chic. Je veux m'amuser.
Önemli olan şu ki... Her zaman güzel bir hayat yaşamak istedim.
Le fait est que... j'ai toujours voulu la belle vie.
İstedim ki ağaca bağlı kocasını o büyük albayı görsün.
J'ai voulu qu'elle le voie attaché. Son grand colonel.
Uzun uzun seviştiler. O kadar hoşlandım ki, onları alkışlamak istedim.
Ils l'ont si bien fait que j'ai eu envie de les applaudir!
Tıpkı buna benzer bir kaza geçirdim ve kendimi o kadar güçsüz hissettim ki sporu bırakmak istedim.
Je voyais un accident et je me sentais si faible que je voulais tout arrêter.
Gerçek şu ki, müşterilerimiz ilk defa geri dönmeye başladığında her şeyden vazgeçmek istedim, ama yapamadım.
Lorsque nos premiers clients ont commencé à revenir ici j'ai voulu tout laisser tomber, mais je n'ai pas pu.
Seni ilgilendirmez ki. Yanlış anladın, ben yalnızca bilmeni istedim.
- Le prends pas comme ça, moi, je te disais ça pour...
Bu konuda ondan önce davranıp inisiyatifi ben ele almak istedim ve düşündüm ki, "Evet, bu formu ben dolduracağım!" Ama dürüst olmak gerekirse, vicdan sahibi biri olarak birşeyden emin olmak istedim.
Mais non, je suis tombé sur ce formulaire avant elle... et j'ai décidé de répondre, mais je voulais être honnête... et je suis un homme de conscience, alors je voulais être sûr.
Söylemek isterim ki, yaşamım boyu böyle bir araba istedim.
J'ai toujours rêvé d'une voiture pareille.