English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ K ] / Korkunç bir şey

Korkunç bir şey Çeviri Fransızca

2,414 parallel translation
- Hadi canım. - Korkunç bir şey, değil mi?
- C'est pas flippant?
Korkunç bir şey yaşandı.
Hé bien, cette horrible chose est arrivée.
Ya bu anlaşmaya uyarız ya da o bizi açığa çıkarır. Ya da ben size korkunç bir şey yapmanız için bir emir veririm.
Soit on respecte ce marché, soit il nous expose, soit je vous ordonne de faire quelque chose d'extrême.
Korkunç bir şey.
Quelque chose de terrible.
Korkunç bir şey bu.
C'est affreux.
Bir kız için veya inancı için böylesi bir yeteneği heba etmek korkunç bir şey.
Détruire un tel don pour une fille ou la religion... c'est terrible.
Bu olan, korkunç bir şey.
C'est arrivé. C'est horrible.
Bu korkunç bir şey.
C'est terrible.
Mike öyle korkunç bir şey yapmaz.
Mike n'aurait jamais fait une chose pareille.
Korkunç bir şey.
C'est terrible.
Bu korkunç bir şey.
C'est horrible.
Korkunç. Korkunç bir şey.
Vraiment horrible.
... derken korkunç bir şey oldu.
J'ai six cannetes de Tantrum. { \ pos ( 192,230 ) } Enfin, quatre.
Oh, Marge, korkunç bir şey oldu!
- Une chose horrible vient d'arriver!
Korkunç bir şey.
C'était horrible.
- Ancak sana çok korkunç bir şey söylersem benim kadar sinirlenebilirsin!
Si seulement il y avait... une insulte horrible que je pourrais te donner, qui te mette autant en pétard que je le suis!
... derken korkunç bir şey oldu.
Quand une chose terrible arriva.
Onu korkunç bir şey görmekten koruyorsun.
Tu ne veux pas la choquer.
Jake sadece, korkunç bir şey gördüğünü söylemişti. Hepsi bu.
Jake a dit qu'il avait vu quelque chose d'horrible.
Bence mümkün, eğer biri sana gerçekten korkunç bir şey yaptıysa.
Je crois qu'on peut, si quelqu'un vous fait quelque chose d'horrible,
Gerçekten korkunç bir şey... Sana çok acı veren bir şey...
de vraiment horrible, qui vous fait si mal,
- Korkunç bir şey.
- Ça a dû être terrible.
Çok korkunç bir şey oldu, Cara.
Il est arrivé un malheur.
O kadar korkunç bir şey olmuş ki evi yıkmak zorunda kalmışlar.
Ils ont dû la détruire, car il s'y passait des choses affreuses.
- Korkunç bir şey.
Et c'est affreux!
5 saniyeliğine korkunç bir şey yapmasan?
Vous pourriez ne rien faire d'affreux pendant deux secondes?
Tanrım, korkunç bir şey.
Mon Dieu que c'est moche.
Yaptığın korkunç bir şey.
C'était méchant.
- Bodrumda korkunç bir şey oldu.
Un drame a eu lieu dans cette cave.
Korkunç bir şey bu, korkunç!
C'est monstrueux... monstrueux!
Korkunç bir şey yaptım.
J'ai fait une chose horrible.
Almaları için korkunç bir şey yapmış olman gerekir.
Pas à moins que tu fasses quelque chose d'horrible.
"Birinin korkunç bir şey yaptığından şüpheliyim..."
"pas beaucoup de doutes sur celui qui fait ce macabre..."
Korkunç bir şey yaklaşıyor ve hazırlıklı olmalıyız hepimiz.
Quelque chose de terrible se prépare. Et nous devons tous être prêts. Chacun d'entre nous.
- Şekerim, iftira korkunç bir şey!
La calomnie est une si vilaine chose!
Sizi anlıyorum hanımefendi, gerçekten korkunç bir olay. Şu an eşiniz için yapabileceğiniz en iyi şey, biz işimizi yaparken beklemeniz.
Je sais que vous avez peur, mais il faut nous laisser travailler.
Bir şey için ısrar eden bir müşterinin olması ve sonra bunu görür görmez fikirlerini değiştirmeleri korkunç olmalı.
C'est dur d'avoir un client qui insiste et qui change d'avis après la projection.
"Hiçbir şey insan kalbindeki... vicdandan daha korkunç bir şahit veya... daha dehşet verici bir suçlayıcı olamaz."
Il n'y a pas de témoin aussi affreux Pas d'accusé si terrible que la conscience qui habite dans le coeur des hommes.
Bir çocuk, babası... ya da amcası gibi güvendiği kişiler tarafından... uğradığı o korkunç tacizi anlattığında, elimden gelen tek şey ayakta kalmak oluyor.
Chaque fois que j'écoute un enfant retracer de manière réaliste les plus horribles actes d'abus faits par les mains d'un père, d'un oncle, de quelqu'un de confiance... C'est tout ce que je peux faire pour ne pas m'effondrer.
Ama korkunç bir şey oldu.
Oh que si!
Bu dengesiz akla kazıdıkları korkunç ve ucuz bir fantezi değil. Bu ülkeye milyonlardan fazlasına bana ise her şeye malolan hain bir şey.
Je ne parle pas d'horribles fantasmes qu'ils ont gravés dans un esprit instable, mais de quelque chose de plus insidieux, de quelque chose qui a coûté plus que des millions à ce pays et qui m'a coûté...
Başına korkunç bir şey geldiğini biliyordum.
Je pressentais une chose terrible.
Bu korkunç bir şey.
C'est affreux.
# Bunu çok korkunç buldun ama bu tam da benim yapacağım cinsten bir şey. #
Ça t'a fait flipper Mais je suis comme ça, j'y peux rien
Ona çok korkunç, çok feci, çok berbat bir şey yapacağız ki insanlar, robotları rahat bırakmaya mecbur kalacak.
Faire un truc si affreux, si effrayant, si choquant que les humains devront libérer tous les robots.
Haklı öfkem kuruntudan başka bir şey olmayan zekice ama korkunç planı mı ateşlemişti.
La colère légitime qui avait motivé ma vengeance n'était qu'illusion.
Bu çok korkunç bir şey.
C'est affreux.
Korkunç bir şey bu.
C'est très blessant.
Bu korkunç bir şey.
C'est macabre.
Geminin böyle korkunç bir şekilde parçalanması seni çok etkilemiş ve sarsmış. Oysa ben hünerimle öyle ayarladım ki her şeyi battığını gördüğün o teknede çığlıklarını duyduğun insanlardan hiçbirine bir şey olmadı hiçbirinin kılına bile zarar gelmedi.
L'effroyable naufrage qui a éveillé ta compassion, je l'ai su régler de si prudente façon que pas une âme n'a souffert, nul n'a perdu un cheveu à bord du vaisseau.
Korkunç bir şey.
C'est horrible!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]