Ne yapayım yani Çeviri Fransızca
133 parallel translation
Ne yapayım yani? Beni rezil etmek mi istiyorsun?
Mais ils ont été réalisés d'après vos propres croquis.
Ne yapayım yani?
Que voulez-vous?
Ne yapayım yani, kaza mı yapayım? Onu mu istiyorsun?
- Vous voulez la casser?
- Ne yapayım yani?
- J'suis pas le Bon Dieu. Démerde-toi!
- Ne yapayım yani? Ona biraz mentol koklattır, arzusunu dindirsin.
Il n'a qu'à soigner ses démangeaisons avec de la pommade.
Namus meselesiymiş onlara derdimi bir türlü anlatamıyorum ne yapayım yani öleyim mi? Haklısın.
Ils préfèreraient que je me tue et qu'on en parle plus?
Fidyeyi ödeyerek kendi ipimi çekmiş olurum. Ne yapayım yani?
Payer revient à me suicider.
Ne yapayım yani?
Que veux-tu que je fasse?
Gece yarısı ne yapayım yani, kaptanı mı öpeyim?
Et à Minuit, c'est moi qui embrasserai le Commandant?
Ne yapayım yani, lambayı telefondan mı ittireyim?
Je dois lui passer la lampe par téléphone?
Ne yapayım yani sabah Stuttgart'a uçacaksan?
Ne me dites pas que vous avez un vol pour Stuttgart demain matin.
Ne yapayım yani?
Que voulez-vous que je fasse?
Ne yapayım yani, yolun ortasında mı durayım?
Vous voulez que je m'arrête au milieu de la rue?
Ne yapayım yani?
Que voulez-vous que je fasse? Elle s'est endormie.
Ne yapayım yani, ekspres kurye mi çağırayım?
Tu préfères l'envoyer par colis express?
Ne yapayım yani?
Que vais-je faire?
Peki ne yapayım yani?
- Tu veux que je fasse quoi?
İnsanlar duyuyorsa ne yapayım yani?
Qu'est-ce que j'en ai à faire si on m'écoute?
Ne yapayım yani, sırf onu mutlu etmek için taşralı gibi mi konuşayım?
Faut causer comme les culs-terreux pour faire son bonheur.
Ne yapayım yani, yüzeyim mi?
Qu'est-ce que je dois faire, nager?
Ne yapayım yani?
Alors, que dois-je faire?
Ne yapayım yani? Ortaya çıksın diye dua mı edeyim?
Je fais un vœu pour qu'il se montre?
Ne yapayım yani.
Il me reste plus rien.
Benim Medicaid kartım yok. Ne yapayım yani, gidip şimdi bir tane alayım mı? Fuck that!
Et merde, j'ai pas envie de payer pour une mutuelle, moi!
Ama ne yapayım yani?
Que devrais-je faire?
Ne yapayım yani çığlık mı atayım?
Vous voulez que je crie?
Ne yapayım yani, kör gibi mi davranayım?
Que voulez-vous que je fasse? Que je me crêve les yeux?
- Ne yapayım yani?
Je suis censé faire quoi?
Ne yapayım yani, gidip bir ruh çağırma tahtası mı alayım?
Que faire? Acheter un jeu de voyance?
Peki, ne yapayım yani?
Et que suis-je censée faire?
Ne yapayım yani?
Je fais quoi, moi?
- Ne yapayım yani?
- Ce que je suis supposé faire?
- Ne yapayım yani?
Qu'est-ce que je pouvais faire d'autre?
Ne yapayım yani, üstüne mi yatayım?
Et qu'est-ce que j'allais faire? M'asseoir dessus?
Ne yapayım yani? Birini mi döveyim?
Que voulez-vous que je fasse?
"Düşmüş işte ne yapayım yani?"
"Elle est tombée dedans, que voulez-vous?"
Ne yapayım yani?
Qu'est-ce que vous voulez que j'y fasse?
Ne yapayım yani?
- Et alors? Vous êtes chez moi.
Ne yapayım yani, Terry? Uslanıp senin gibi bir cadalozla mı evleneyim?
Je devrais épouser un machin aigri comme toi?
Ne yapayım yani?
C'est quoi, ce bordel?
Ne yapayım yani?
Hop!
Yani dedim, kız tuhaf davranıyorsa ne yapayım?
Tout à coup, je me dis : " Peu importe cette fille.
Yani ne yaparsam yapayım, Annabel benden nefret etmeye devam edecek.
Donc quoi que je fasse, Annabel me déteste.
- Ne yani, koşu mu yapayım?
Je dois faire du jogging avant?
- Ne yapayım yani?
- Quoi?
Yani ne yaparsam yapayım ben kötü olacağım. Kızlar hep kötü kişi olur değil mi?
Quoiqu'il arrive, je suis la méchante.
- Ne yapayım bunu yani?
- J'en fais quoi?
Ne yapayım duygularımı kapatayım mı yani?
Je dois faire quoi, ne plus rien éprouver?
Yani artık plan ya kendimize yeni bir danışman bulmak, ya eskisiyle kalıp daha sık gitmek, ya da kendimizi ne yaparsam yapayım onun mutlu olmayacağı gerçeğine bırakmak, yani bu boşa harcadığımız parayı alalım ve Lakeview'de bir üyeliğe yatıralım.
Donc maintenant le plan, c'est soit nous trouver un nouveau conseiller, tenir le coup avec le vieux mais y aller plus souvent, ou bien nous résigner au fait qu'elle ne sera jamais heureuse peu importe, alors récupérons l'argent que l'on gâche et l'orienter vers une adhésion à Lakeview, tu vois?
Ne yapayım yani?
Tu veux quoi?
Ne yaparsam yapayım, önümde bir şişkinlik olacak, yani...
Tout ce que je veux, c'est une poitrine plate.
ne yapayım 319
yani 12090
yanında 38
yanımda 72
yanılmışım 190
yanımda kal 49
yanılıyorsun 708
yanındayım 92
yanında kim var 24
yanındaki kim 31
yani 12090
yanında 38
yanımda 72
yanılmışım 190
yanımda kal 49
yanılıyorsun 708
yanındayım 92
yanında kim var 24
yanındaki kim 31
yanıma gel 79
yanıyor 120
yanıyorsun 21
yanıldım 24
yanılmıyorsam 96
yanılıyorsunuz 182
yani o 46
yanılıyor 29
yanıldın 34
yanılmıyorum 35
yanıyor 120
yanıyorsun 21
yanıldım 24
yanılmıyorsam 96
yanılıyorsunuz 182
yani o 46
yanılıyor 29
yanıldın 34
yanılmıyorum 35
yanına geliyorum 25
yani ben 120
yanıyorum 101
yanında olacağım 35
yani biz 33
yanılıyorlar 22
yanında mı 21
yanılıyor muyum 134
yanıt yok 52
yanımdasın 16
yani ben 120
yanıyorum 101
yanında olacağım 35
yani biz 33
yanılıyorlar 22
yanında mı 21
yanılıyor muyum 134
yanıt yok 52
yanımdasın 16