Ne yapmam gerek Çeviri Fransızca
518 parallel translation
Kaptan, ne yapmam gerek?
Oh, capitaine, que dois-je faire?
- Peki ne yapmam gerek.
- Que dois-je faire?
Ne yapmam gerek biliyorum efendim : biraz daha sıkı çalışma.
Ce qu'il me faut, c'est du piston!
Ne yapmam gerek?
Qu'est-ce que je suis censé faire?
- Bunların karşılığında ne yapmam gerek? - Hiçbir şey.
- Je ne peux rien vous dire de plus.
Masumiyetimi sana kanıtlamam için ne yapmam gerek?
Comment montrer mon innocence?
Hey Stroud, ne yapmam gerek, ha?
Stroud, qu'est-ce que je dois en faire?
Sizi 24 saatliğine dizginlemek için, ne yapmam gerek, acaba?
II faut que je vous tienne en bride 24 heures par jour?
öyle mutluyum ki, uçabilirim... elime geçenleri kaybetmek istemiyorum... gökyüzünü böyle masmavi tutmak için ne yapmam gerek?
Je suis si heureuse Comme si je volais Je ne veux pas la perdre Alors que faire Pour que le ciel demeure si bleu?
öyle mutluyum ki, uçabilirim... elime geçenleri kaybetmek istemiyorum... gökyüzünü böyle masmavi tutmak için ne yapmam gerek?
Je suis si heureux Comme si je volais Je ne veux pas la perdre Alors que faire Pour que le ciel demeure si bleu?
Artık sevgilin olmadığım gerçeğini, sana ispatlamam için ne yapmam gerek?
- Qu'est-ce que je dois faire pour te convaincre? Je ne suis plus ta nana.
Onlara ne yapmam gerek?
Je devrais en penser quoi?
Biz de seni bekliyorduk. Şimdi ne yapmam gerek?
- Qu'est-ce que vous fabriquiez?
Öyleyse ne demem gerek? Ne yapmam gerek?
Alors qu'est-ce que je dois dire, et qu'est-ce que je dois faire?
Fakat... artık ne yapmam gerek biliyorum. Ve ne yapacağımı.
Cependant... je sais ce que je dois faire... et ce que je vais faire.
Şimdi ne yapmam gerek?
Qu'est-ce que je fais?
Onları ayaklandırmak için daha ne yapmam gerek bilmiyorum. Büyük zafer!
Je ne sais que faire pour les provoquer.
Ne yapmam gerek?
- Que doit je faire?
Adrian, ne yapmam gerek?
Adrian, qu'est-ce que je fais?
Ne yapmam gerek?
Que suis-je censée faire?
Tamam ne yapmam gerek?
Que dois-je faire? - Attendre.
Ne yapmam gerek?
Que faire?
Ne yapmam gerek? - Tam olarak.
- Je devrai faire quoi, exactement?
Ne yapmam gerek söyleyin bana. Nasıl davranmam gerek gösterin bana.
Dites-moi que faire, je vous obéirai.
Böyle bir dünyada ne yapmam gerek?
Que dois-je faire au milieu de ce monde?
- Sektor G'nin oksijeni kalmadı. Ne yapmam gerek?
Le niveau d'oxygène est au minimum en secteur G. Que dois-je faire?
Ne yapmam gerek? Polisi mi arayayım?
Dois-je appeler la police?
Ne yapmamız gerek Bay Jurika?
Que devons-nous faire, M. Jurika?
Neden zormuş, devam etmek için ne yapmamız gerek?
Il va bien falloir réparer, pour continuer notre route?
- Diğer çocuklar ne zaman geliyor? - Plan yapmamız gerek.
Où sont les autres?
- Bakacağın yeri nereden biliyorsun? - Bilmiyorum. - Ama bir şeyler yapmam gerek.
Je ne sais pas où le chercher, mais je n'en peux plus ici.
- Bir şeyler yapmamız gerek.
- Je ne sais pas. Faisons quelque chose.
- Ne yapmamız gerek?
Qu'est-ce qu'on peut faire?
Aslında bir şey yapmamıza gerek yok. Kimseye bir zararı yok sonuçta.
Je veux dire, il ne fait de mal à personne...
Bir konuşma daha yapmamı istiyorlar, yani biraz daha kalmam gerek.
Les organisateurs ne m'avaient pas dit que la séance avait lieu deux soirs de suite. Je suis resté un peu plus longtemps, mais je rentre cette nuit à la maison.
Ne yapmam gerek?
Qu'est-ce que je dois faire?
öyle mutluyum ki, uçabilirim... elime geçenleri kaybetmek istemiyorum... gökyüzünü böyle masmavi tutmak için ne yapmam gerek?
Je suis si heureux Comme si je volais Aiguisez vos couteaux! De belles fraises bien mûres!
Burada birbirimizi anlamamız için ne yapmamız gerek Kelly?
Est-ce que quelqu'un peut comprendre ça?
Eğer Sartoris'e zarar vermek istiyorsak bir daha toparlanamayacağı bir şey yapmamız gerek.
Si on attaque Sartoris, on doit faire en sorte qu'il ne se relève pas.
Ne yapacağız, ne yapmamız gerek, neyi göz önüne alacağız diye.. ... o lanet ince eleyip sık dokumalar.
Ce qu'en pensent ta mère et les enfants.
Sence ne yapmamız gerek?
Que fait-on?
Hem de çok. O zaman ne yapmamız gerek?
Eh bien, que faudrait-il faire?
Birkaç telefon görüşmesi yapmam gerek. Ama bunu sabahtan önce yapamam. Üzgünüm.
Je vais me renseigner, mais je ne peux rien faire avant demain matin.
Ralph, sence ne yapmamız gerek?
Ralph, qu'est-ce que tu penses qu'on devrait faire?
- O halde bir şey yapmamıza gerek yok.
Alors, ne faisons rien du tout.
Ne yapmamız gerek? Hiçbir şey.
Que devons-nous faire?
Bir yıl prova yapmamız gerek. - Ne?
Faudrait un an de répétition.
Ne yapmamız gerek?
- Je l'ignore.
Babu.... sana söylemem gerek, bunu hiç yapmam, ama karides biraz iplik iplik olmus.
Vous savez, je dois vous dire, je ne fais jamais cela, mais les crevettes... sont un peu filandreuses.
Bu işleri genelde kendim yapmam. Ama dün arabama girdiğine göre birinin seni durdurması gerek.
D'habitude je ne fais pas ces choses moi-même mais puisque tu t'es introduit dans ma voiture hier je savais que tu devais être arrêté.
Gitmemiz gerek. Ne yapmamızı öneriyorsun? Otele mi gidelim?
Tu proposes qu'on aille à l'hôtel?
ne yapmam gerekiyor 155
ne yapmam gerektiğini bilmiyorum 16
ne yapmam gerektiğini biliyorum 28
ne yapmamı istiyorsun 384
ne yapmamı istersin 37
ne yapmamı bekliyorsun 62
ne yapmamızı istiyorsun 27
ne yapmamı istiyorsunuz 67
ne yapmamı bekliyordun 22
ne yapmam lazım 35
ne yapmam gerektiğini bilmiyorum 16
ne yapmam gerektiğini biliyorum 28
ne yapmamı istiyorsun 384
ne yapmamı istersin 37
ne yapmamı bekliyorsun 62
ne yapmamızı istiyorsun 27
ne yapmamı istiyorsunuz 67
ne yapmamı bekliyordun 22
ne yapmam lazım 35
ne yapmamız gerekiyor 38
yapmam gereken bir şey var 27
yapmam gereken işler var 42
yapmam gerekeni yaptım 16
yapmam gereken bir iş var 17
yapmam gereken şeyler var 19
gerekiyor 29
gerek yok 917
gerek 16
gerekli 27
yapmam gereken bir şey var 27
yapmam gereken işler var 42
yapmam gerekeni yaptım 16
yapmam gereken bir iş var 17
yapmam gereken şeyler var 19
gerekiyor 29
gerek yok 917
gerek 16
gerekli 27
gerekmiyor 26
gerek yoktu 39
gereksiz 31
gerek kalmadı 36
gerekmez 98
gerekirse 81
gerekli değil 44
gerektiği kadar 17
gerek yoktu 39
gereksiz 31
gerek kalmadı 36
gerekmez 98
gerekirse 81
gerekli değil 44
gerektiği kadar 17