Rahatsız etmek istemedim Çeviri Fransızca
304 parallel translation
Ama siz müfettişle birlikteydiniz ve ben de sizi rahatsız etmek istemedim.
Vous étiez avec l'inspecteur.
Sizi rahatsız etmek istemedim madam.
Je ne voulais pas vous déranger, m'dame.
Ama onları rahatsız etmek istemedim.
Mais je ne voulais pas les déranger.
Meşgul görünüyordunuz, sizi rahatsız etmek istemedim.
Je ne voulais pas vous déranger dans vos occupations.
Ev halkını rahatsız etmek istemedim.
Je ne voulais pas réveiller l'auberge.
Hayır. Dinlendiğini biliyordum. Seni rahatsız etmek istemedim.
Non, je voulais que vous vous reposiez.
Seni rahatsız etmek istemedim.
Je ne voulais pas vous déranger.
Geç saatte geldim, Seni rahatsız etmek istemedim.
- Hier dans la nuit.
- Kimseyi rahatsız etmek istemedim.
- Avez-vous décroché le boulot? - Non. - Pourquoi?
Ne de olsa sıradan bir şeydi. Sizi rahatsız etmek istemedim.
C'était juste une affaire de routine.
- Kimseyi rahatsız etmek istemedim.
Je ne voulais pas déranger.
Komiserim, Başkomiser içerideyken size telefon geldi. - Rahatsız etmek istemedim. - Kimdi?
Il y a eu un appel pour vous.
Oh, hayır, öyle değil, Siz bana kibar davrandınız, Ben sizi daha fazla rahatsız etmek istemedim.
Oh, non, ce n'est ça, vous avez été si gentil, je ne veux plus vous déranger
- Neden geldin? Onları rahatsız etmek istemedim.
C'était un peu gênant de rester.
Konunun onu ilgilendirmediğini düşündüğüm için onu rahatsız etmek istemedim.
Cette réunion ne la concerne pas.
- Rahatsız etmek istemedim.
- Je ne veux pas déranger.
Seni rahatsız etmek istemedim.
Je ne voulais pas te déranger.
Sizi rahatsız etmek istemedim, dolayısıyla onu kendim yazdım.
Je ne voulais pas vous embêter.
Yemekte rahatsız etmek istemedim sizi.
Je ne voulais pas vous déranger pendant le déjeuner.
Rahatsız etmek istemedim...
Je ne voulais pas.
Bayan Easton, giderk en uyuyordunuz ve sizi rahatsız etmek istemedim.
Vous dormiez quand Je suis parti.
Rahatsız etmek istemedim.
Je dérange.
Artık sizi rahatsız etmek istemedim.
Je ne voulais pas vous déranger davantage.
Kediyi yemek yerken rahatsız etmek istemedim.
C'est à cause d'un chat qui mangeait...
- Rahatsız etmek istemedim...
- Je ne voulais pas vous interrompre...
Çünkü adam modelin çok hassas olduğunu söyledi. Bilezik için üzgündüm....... ama sizi rahatsız etmek istemedim.
- Parce que le monsieur américain m'a dit que la maquette est très fragile, et je regrette beaucoup mon bracelet, mais je veux pas vous déranger pour ça.
Rahatsız etmek istemedim, sürekli arkadaşlarınla beraberdin.
- Je voulais pas te déranger, je te voyais avec tes camarades.
Ah, affedin. Rahatsız etmek istemedim.
Je ne voulais pas déranger.
- Sizi rahatsız etmek istemedim.
- Je ne veux pas déranger.
Giyinirken sizi rahatsız etmek istemedim.
Je ne veux pas vous déranger alors que vous vous habillez.
Rahatsız etmek istemedim Paul. İş anlaşmasının ortasındasındır diye düşündüm.
Je ne voulais pas risquer de vous déranger en plein travail.
- Rahatsız etmek istemedim.
- Je ne voulais pas déranger.
Ah, onu rahatsız etmek istemedim.
C'est marrant. Il veut nous faire croire...
Şey, konukların olduğunu gördüm. Rahatsız etmek istemedim. Oh.
Vous avez des invités, je voulais pas vous déranger.
Ayrıca uyuduğun için rahatsız etmek istemedim.
Et je savais que tu dormais. Je voulais pas te déranger.
Üzgünüm, sizi rahatsız etmek istemedim ama Marian'ı arıyordum.
Je ne voulais pas vous déranger, je cherchais juste Marian.
- Rahatsız etmek istemedim. - Saat kaç?
Quelle heure est-il?
Rahatsız etmek istemedim.
- Je ne voulais pas vous déranger.
Seni rahatsız etmek istemedim, eğer başkası ile berabersen.
Je ne veux pas gêner tes amours.
- Seni rahatsız etmek istemedim.
- Je te dérange.
Yerken seni rahatsız etmek istemedim.
Je ne voulais pas te déranger pendant ton repas.
Kafamı içeriye doğru uzattım ve Kenneth'in çalıştığını gördüm ve... elbette rahatsız etmek istemedim.
J'ai mis le nez ici et j'ai vu Kenneth... en plein travail. Je ne l'ai pas dérangé.
Murdock, seni rahatsız etmek istemedim.
Murdock, je ne voulais pas vous déranger.
Kız arkadaşının yanında rahatsız etmek istemedim.
Je ne voulais pas t'embarrasser avec ta copine.
- Ben sizi rahatsız etmek istemedim.
- Je ne veux pas vous déranger.
Tuvaletini kullanıyordum ve seni rahatsız etmek istemedim arka kapıdan çıkacaktım ama bir yerlere dokunmuş olmalıyım.
J'utilisais les toilettes, je ne voulais pas te déranger, j'allais sortir par derrière mais j'ai dû toucher un truc.
Beni mi? Sizi rahatsız etmek istemedim, benim adım Konstantin.
Excusez-moi de vous déranger.
- Sizi rahatsız etmek istemedim.
- Vous savez bien que vous ne nous...
Rahatsız etmek istemedim.
- Je craignais de vous déranger.
- Seni rahatsız etmek istemedim. - Rahatsız mı?
Me déranger?
Çekilin millet! Jerry üzgünüm. Seni rahatsız etmek istemedim.
Je ne voudrais pas être importun, mais je peux vous parler une minute?
rahatsız etmek istemem 22
istemedim 58
rahat 453
rahat ol 368
rahatladım 62
rahatsız mı ediyorum 24
rahatsız ettim 55
rahat bırak beni 249
rahatlayın 102
rahatsız ediyorum 27
istemedim 58
rahat 453
rahat ol 368
rahatladım 62
rahatsız mı ediyorum 24
rahatsız ettim 55
rahat bırak beni 249
rahatlayın 102
rahatsız ediyorum 27
rahatsız etmeyin 24
rahatsız ettiğim için özür dilerim 156
rahatsız mı oldun 22
rahat bırakın beni 59
rahat bırakın 25
rahatsız mı ettim 20
rahatsız olmayın 47
rahat dur 117
rahatla 772
rahat mısın 71
rahatsız ettiğim için özür dilerim 156
rahatsız mı oldun 22
rahat bırakın beni 59
rahat bırakın 25
rahatsız mı ettim 20
rahatsız olmayın 47
rahat dur 117
rahatla 772
rahat mısın 71