Sandım ki Çeviri Fransızca
1,090 parallel translation
- Sandım ki bu adam... - Bir dakika. Akbaba'ya tabanca kullanma vasfı kazandırılmış mıydı?
Condor est-il un tireur qualifié?
Doğrusunu söylemek gerekirse, beni buraya getirdiklerinde ödüm kopmuştu. Sandım ki o beni...
Je vais te marier... avec l'oncle Claude!
Sandım ki, kendini işe verirsen...
Je pensais qu'en t'occupant...
Sandım ki, adam...
Je pensais qu'il pourrait...
Anladım! İki doktoruz deyince sandım ki...
Quand vous avez dit deux, j'ai cru...
"İki doktor" deyince, sandım ki... hem tıp doktorusunuz, hem de... şey doktorusunuz...
Par ici, docteurs. Quand vous avez dit deux docteurs, j'ai cru que vous étiez docteur en médecine et peut-être docteur... j'ai cru que vous étiez docteur en médecine et peut-être docteur...
Ama sandım ki.
Mais je me suis dit...
Sandım ki isyan taburu geldi.
C'est toi! On aurait dit un hold up!
- Sandım ki...
- Capitaine, j'espérais aller...
Sandım ki, biz...
Je pensais...
- Şey, ben sandım ki...
- J'ai présumé que...
"Gidebilirsin" deyince sandım ki...
J'avais compris que...
Dün gece sizi onunla öyle görünce, sandım ki...
En vous voyant avec elle hier soir... Grace...
Ben de sandım ki, zaten sen beni aradın değil mi?
Au fait, pourquoi tu m'appelles?
Mutfaktan gelen sesleri duyunca, sandım ki ikiniz...
J'ai entendu du bruit dans la cuisine et peut-être...
- Ben düşündüm ki... sandım ki...
Je... Je pensais...
Sandım ki sen bizden bahsediyorsun.
Je crois que... Je croyais que tu parlais de nous. Toi et moi.
Sandım ki benim için ideal flörtün sen, senin içinde ben olduğumu düşünüyorsun.
Je croyais que tu croyais être la personne idéale pour moi et vice-versa.
- Ama sandım ki...
- Mais je pensais...
Şimdi 16 yaşın önemli olduğunu sandım. Sandım ki uyandığımda bu yüzümden okunurdu.
Mais je pensais qu'avoir 16 ans serait tellement capital... que je me reveillerais avec un meilleur etat d'esprit visible sur mon visage.
Sandım ki ücretsiz bir parti bu.
C'est une soirée gratis, non?
Sandım ki...
J'étais.. je pensais...
Birlikte olduğum ilk erkek "mamma" diye bağırdığında sandım ki annesi içeri girdi.
La 1 e fois que ça m'est arrivé, il a crié :'Mama! Mama mia! '.
Ben sandım ki üzerimde bir çeşit lanet vardı. Terbiyem yeterince temizdi.
Un horrible scandale datant d'avant mon arrivée faisait qu'on était très tenu le jour
İlk kez seninle oldum. Sandım ki...
La seule chose de bien à Pendersleigh.
Bir an için sandım ki...
Un instant, j'ai pense- -
Neden farklı olduğunu sandım ki.
J'espérais pas autre chose.
Bunca yıldan sonra, sandım ki ;... daha güçlüyümdür ve pek çok şeyi unutmuşumdur.
Et là, après tant d'années, je croyais être devenu plus fort... et avoir oublié un tas de choses.
- Üzgünüm. Sandım ki o şey- -
- Excuse-moi, je croyais...
Evet, bunu biliyorum! Ama sandım ki ben... Unut gitsin.
Simplement je pensais ça fait rien.
Yüzbaşı Blackadder, ben de sandım ki, siz...
Je vous croyais...
Sandım ki bu küçük şehirde kayıp ve yalnızsın.
Je pensais que tu étais seul et perdu dans cette petite ville.
Belli ki zavallı adam sandığımızdan da deli.
Nul doute que cet homme est plus fou qu'on ne le prétend.
Ben de sandım ki sen...
Je croyais...
Ona sorduğumda, gözlerindeki dehşet öyle büyüktü ki, kafasının patlayacağını sandım.
La peur devenait si grande dans ses yeux que j'ai cru que sa tête allait éclater.
İtiraf etmek gerekir ki Karanlık Çağlar'a sandığımızdan daha yakınız.
Le Moyen-Age n'est pas si loin que nous le croyons.
Karım öyle kızdı ki benden boşanacağını sandım.
Ma femme était furieuse et j'ai cru qu'elle allait divorcer.
Ama bana öyle müşfik davrandınız ki kendimi sizin öz evladınız sandım.
Mais vous avez été si tendre avec moi que je me sens aimé comme votre fils.
O kadar güzel ve huzurlu görünüyorsun ki... bir an öldüğünü sandım.
Tu es si belle et si calme. On te croirait morte.
Beni sevecek bir adam tabii ki. " Size bir şey diyeyim. Bir keresinde gerçekten bir tane buldum sandım.
Une fois, j'ai cru que je l'avais trouvé.
Ama önemli olduğunu sandığım bir şey var. Belki de... Bunun benimle ne ilgisi var ki?
Excusez-moi de vous interrompre, mais je crois avoir un élément qui pourrait avoir de l'importance.
Neden sandık alayım ki?
Pourquoi achèterais-je une caisse?
Senin ayak seslerini duyunca Gestapo geliyor sandım ve ellerimi Yvette'in entarisine sildim ki duvar ördüğümü anlamasınlar.
Quand je t'ai entendu venir, j'ai cru que c'était la Gestapo et j'ai essuyé mes mains sur la blouse d'Yvette, ils n'auraient pas vu ce que je faisais.
Beni sigara sararken gördü sandı ki marihuana içiyorum.
Elle m'a vu rouler une clope. Elle a cru que c'était de l'herbe.
O bedenin, ölmüş kardeşimin ki olduğunu sandım.
- Je pensais voir le cadavre de mon frère.
Ben sandım ki...
J'ai cru que...
Sandım ki...
Je pensais que...
Ben sandım ki, size...
complètement solide.
Stevenson o kadar hoş ki, portakal sandığından raflarımı utandırıyor.
Le Stevenson est si beau qu'il fait honte à mes étagères en cageots à oranges.
Ama sen de o kadar kibarsın ki, sen de bir şey saklıyorsun sandım.
Tu es tellement lisse... j'ai pensé que tu dissimulais aussi.
Saat o kadar geç ki açık olur sandım. Hadi geç bakalım.
Il est si tard, je croyais que c'était ouvert.