Sebebi ne Çeviri Fransızca
2,660 parallel translation
Fikrinin değişmesinin sebebi ne?
Pourquoi as-tu changé d'avis?
Sebebi ne olursa olsun eğer seni bırakmam gerekiyorsa seni Matlock'tan önce Mossad'ın bulmasını sağlarım.
Donc si, pour n'importe quelle raison, Je suis forcée de vous laisser partir Je ferai en sorte que le Mossad vous trouve avant Matlock.
Leron'dan mal almıyorsa, kavganın sebebi ne olabilir?
Alors, si vous n'achetiez pas à Leron, quel était le sujet de la bagarre?
Diğer çiftlerin, hayatın kolayca üstesinden geliyor gibi görünmelerinin sebebi ne acaba?
Pourquoi les autres couples semblent valser à travers leur vie?
Etrafta in cin top oynuyor. Massachusetts'teki evde çakılıp kalmamızın tek sebebi ne olduğundan bir haber olmamızdı!
Y'a rien à des kilomètres et la seule raison pour laquelle on s'est retrouvé coincés dans cette baraque du Massachusetts, est qu'on savait pas vraiment ce qui se passait!
Bu görevin sana uygun olmasının sebebi ne?
En quoi cette mission te correspond?
Tamam da o zaman aileyi kaçırmanın öldürmenin sebebi ne?
Alors quelle était le motif pour kidnapper et tuer le reste de la famille?
Orda durmasının sebebi ne?
Comment peux-tu en être sûr?
Aramasının sebebi ikinizde değilsiniz. Pekala, aramasının sebebi ne o zaman?
Bon, elle a appelé à propos de quoi?
Bunun sebebi hiç durmadığımdandır.
C'est parce que je ne m'arrête jamais.
Bu konuşmayı kabul etmemin tek sebebi... elinde bana karşı ne olduğunu merak ettiğim içindi.
La seule raison pour laquelle j'ai accepté d'avoir cette conversation... Était de voir, si tu as des preuves contre moi.
- Sebebi maalesef Lily'di, sahneyi bırakamadı.
C'était malheureusement à cause de Lily elle ne laissait pas Ali parler
Bunun sebebi belki de kör olduğumdan dolayı giydiği 1000 dolarlık John Lobbs takımlarını ve parıltılı aksesuarları görmediğimden dolayıdır.
Peut-être que c'est parce que j'étais aveugle et je ne pouvais pas voir ses chaussures John Lobbs à 1000 dollars. ou ce regard insensible.
Yani benimle yakınlaşmak istememenin sebebi Noah'yla bir sözleşmen olması mı?
Alors c'est pour ça que tu ne veux pas être intime avec moi, parce que tu as un contrat avec Noah?
Ölüm sebebi hakkında ne biliyoruz?
Bien, qu'est ce que nous devons savoir sur les causes de la mort?
Lao Tzu demiş ki, her yere bakmana rağmen hâlâ aradığını bulamadıysan bunun sebebi, aradığın şeyin zaten elinde olmasıdır.
Lao Tzu a dit que si vous cherchez partout, vous ne pourrez pas trouver ce que vous recherchez. C'est car ce que vous cherchez, vous le possédez déjà.
Adî bir şey belki ama cinayet sebebi mi?
Sordide, peut être, mais mobile de meurtre? Je ne pense pas. Je suis plus intéressé par l'autre secret d'Ian.
Konuşmamanın sebebi, benim ne kadar şey bildiğimden emin olmaman.
Vous ne parlez pas car vous ne savez pas à quel point je sais déjà.
Bunun sebebi yaralanman mı, yoksa zor bir çekim olması mı?
Et je ne sais pas si c'était à cause de ta blessure ou parce que l'exercice était difficile?
Ne yapmayı planlıyorsan onu aklında tutsan iyi edersin. Bu şehirde durabiliyor olmanın sebebi benim.
Quoique tu manigances, il y a quelque chose que tu devrais garder à l'esprit... tu existes dans cette ville parce que je t'y autorise.
- Henüz sebebi bilmiyoruz ama eminim mantıklı bir açıklaması vardır.
Nous ne savons pas encore, mais je suis sûr qu'il y a une parfaite explication logique.
Tek sebebi muayenehanedeki doktorlar- - Biz her şeyi konuşuruz ve galiba- - Bilmiyorum, galiba seni paylaşmak istemedim.
Très bien, la seule raison... les docteurs au cabinet... on parle toujours de tout, et je suppose... je ne sais pas, je suppose que je ne veux tout simplement pas te partager.
Öyleyse kavga etmesinin sebebi öfkesi değildi.
Donc, il ne se bats pas pour sa rage.
Ajan Burke, kabalık etmek istemem ama Tanık Koruma Programı'nda olmamın iyi bir sebebi var.
Agent Burke, Je ne voulais pas être méchante mais je suis dans le programme de protection des témoins pour une bonne raison
Bu yer kalbimi titretiyor, bugün özel bir sebebi de var.
Aujourd'hui, je ne sais pas pourquoi, mais cet endroit a fait battre mon coeur plus vite.
Hye Jung'un nefret etme sebebi bu.
Tu ne détestais pas cette fille avant?
Kalemin saplanması ölüm sebebi değilmiş.
Je ne pense pas que le coup de couteau soit la cause du décès.
Belki de başka bir sebebi vardı. Ne gibi?
Peut-être qu'ils ont d'autres raisons.
Fakat senin bir ailen, bakman gereken çocukların vardır onlar için her şeyi yaparsın. Kızgınlığımın sebebi bu değil.
Mais il y a les enfants, la famille dont il faut s'occuper, on ferait n'importe quoi, c'est pour ça que je ne suis pas fâché.
Joe bunu duymak istemese de asıl sebebi sanki bir kasırga gibi insanları kırıp geçiyor.
Joe ne semble pas comprendre... que dans ce genre d'histoire, les gens se blessent.
Şu an ne kadar çok acı çektiğini hayal bile edemem ama bunu sebebi biz değiliz.
Je ne peux pas imaginer la peine que tu ressens, mais ce n'est pas à cause de nous.
Tabii, tabii. Aynı seni yemeğe davet etmemek için gayet geçerli bir sebebi olduğu gibi.
Comme il avait aussi une excellente raison de ne pas t'inviter à diner.
Evet, benim hapiste olmamamın bir sebebi var.
Oui, et il y a une raison pour que je ne sois dans aucun de ces deux cas.
Aşkı bulamıyor olmanın tek sebebi onu hak etmemiş olman.
La raison pour laquelle tu ne trouves pas l'amour c'est parce que tu ne le mérites pas.
Ne var biliyor musun? Bunun işe yaramasının sebebi çok seksi vücudun var.
Ça marche, parce que... je te trouve super sexy.
Belki de böyle olmasının sebebi uzun zamandır kimseyle birlikte olmamandır.
Tu sais Mark, peut être que ça t'arrive parce que tu ne sors plus avec personne depuis un moment.
Bu durumun sebebi de Roxanne.
C'est à cause de Roxanne que je ne sors avec personne.
ABD Hükümeti sözde mali istikrar sözü veriyor sebebi de Rezerv'in hiçbir şey olmasa bile para basabilmesi ama ne olursa olsun, hükümet sürekli Rezerv'e borçlu kalacak.
Le gouvernement am ricain est assur d'une soi-disant stabilit financi re, parce qu'elle peut juste cr er de l'argent partir de rien. mais le gouvernement aura toujours une dette envers la R serve F d rale.
Eğer öyleyse, muhtemelen beni şu an duyamıyorsunuz Bunun sebebi ceninken Chatterton sendromu geçirmiş olmanız.
Si oui, vous ne m'entendez pas à cause du syndrome Chatterton!
Eminim seni aramamasının iyi bir sebebi vardır.
Je suis sûre qu'il a de très bonnes raisons de ne pas t'avoir appelé.
Şey, belki de sürüş testine girmemesinin sebebi budur.
Et bien, peut être que c'est pour cela qu'il ne repasse pas le test.
Sorunlarının sebebi ben değilim.
Je ne suis pas la cause de tes problèmes.
En azından Max'in geri dönmemek için iyi bir sebebi var.
Au moins, Max a une bonne raison de ne pas revenir.
- Beni seviyor olmanın sebebi onun hayatını dikizlemenin benim işim olmamasındandır.
La raison pour laquelle elle m'aime bien est que je ne me mêle pas des parties de sa vie qui ne me regardent pas.
Burnuma pis kokular geliyor ve bence kokunun sebebi köpek değil.
quelque chose craint et je ne crois pas que ce soit le chien.
Tek sebebi benden başka hasta almanı istemediğim içindi.
Je l'ai juste fait parce que je ne voulais pas que tu m'enleves d'autres cas.
Kayıplara karışmasının sebebi ne sizce?
Je veux dire, pourquoi pensez-vous qu'elle a disparu?
Belki de sebebi benimle hiç zaman geçirmemenizdir.
Bien, peut-être à cause que vous les gars ne passez pas de temps avec moi.
Tabii ki bilmiyorum ama eminim ki iyi bir sebebi vardır.
Je ne sais pas pourquoi, évidemment, mais il y a une bonne raison.
Amelia'dan söz ettiğimizi biliyorum. Tüm yetkilerini elinden alıp seni buradan atmamamın sebebi de bu.
Je sais que c'est Amelia, c'est pourquoi je ne vais pas révoquer tes privilèges et te jeter hors d'ici.
Ama olay şu ki istememenin gerçek sebebi bu değil.
Mais le truc c'est, que ce n'est pas pourquoi tu ne feras pas le prélèvement.
sebebi nedir 18
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neon 28
neyi var 56
new york times 63
nero 36
new york 2524
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neon 28
neyi var 56
new york times 63
nero 36
new york 2524
nepal 33
newt 42
newman 169
nellie 86
newsweek 23
neşter 48
nerede yaşıyorsun 103
nelly 65
new york city 26
ne iş yapıyorsun 139
newt 42
newman 169
nellie 86
newsweek 23
neşter 48
nerede yaşıyorsun 103
nelly 65
new york city 26
ne iş yapıyorsun 139