English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Y ] / Yanlış olan ne

Yanlış olan ne Çeviri Fransızca

554 parallel translation
Yanlış olan ne olursa olsun, doğruya dönüşecek, kanun olsa da olmasa da.
Ce qui est injuste doit être corrigé, la loi ou pas la loi.
Bunda yanlış olan ne var?
Et alors, où est le mal?
Micah, yanlış olan ne?
Micah, qu'est-ce qui ne va pas?
Bir adamda yanlış olan ne varsa, sonradan gelen çocukta onu değiştirmeye çalışıyor.
J'ai essayé de lui faire faire ce que je n'ai pas réussi.
Yanlış olan ne, Krugger?
quel est le problème, kruger?
Bunda yanlış olan ne?
Et alors?
Yanlış olan ne?
Qu'est-ce qui ne va pas?
- Yanlış olan ne?
Qu'est-ce qui ne va pas?
Örneğin, yeni saç modeli... - Saçımı yanlış olan ne?
- Je ne l'ai jamais vue avant.
Yanlış olan ne yaptım?
- Je n'ai rien fait! - Pascalino!
Yanlış olan ne? Ne de olsa, evlat, sen bir balıksın.
Après tout, c'est bien normal, tu es un poisson.
Bunda yanlış olan ne?
Que trouvez-vous à y redire?
Yanlış olan ne?
Que se passe-t-il?
Abim bir taneydi! Bunda yanlış olan ne?
Mon frère était en tort.
Dünyada yanlış olan ne biliyor musun?
Vous savez ce qui ne tourne pas rond?
Şimdi yanlış olan ne, Mr. Dvorak?
Mais qu'est-ce qui se passe, M. Dvorak?
Yanlış olan ne?
Qu'y a-t-il de mal?
Şimdi eğer yolculara rahatlama fırsatı verirsem, takımlara dinlenme imkânı sürücülere yiyecek, içecek ve herkese su bunda yanlış olan ne olabilir?
Je peux donner du repos aux voyageurs... et aux chevaux, et de l'eau à tous. Y a pas de mal à ça.
- Yanlış olan ne?
- Qu'ai-je dis de mal?
Ödüllü bir adam olarak döndüm, bunda yanlış olan ne?
Qu'est-ce que je fais de mal?
Bunda yanlış olan ne anlamıyorum.
Je ne vois pas où est le problème.
Bu dünyada yanlış olan ne? O gerçekten de öyle.
II dit guérir des patients.
- Onlar olsalarda bunda yanlış olan ne?
- Et si c'était vrai, ce serait une erreur?
- Yanlış olan ne?
Quel mal à ça?
Yanlış olan ne yaptım ki?
Qu'ai-je fait de mal?
- Yanlış olan ne? - Yanlış olan ne?
Qu'est-ce qui n'est pas juste?
- Eee? Bunda yanlış olan ne var?
- Pourquoi?
- Gidersen git Bu kadar yanlış olan ne yaptım?
Mais qu'est-ce que j'ai fait!
- Yanlış olan ne?
- Qu'est-ce qui va pas?
- Yanlış olan ne?
- Pourquoi pas?
Ama ne yazık ki, hikayeye olan ilgilerini yanlış yorumlamışım.
Je me trompais complètement.
Haksız ve yanlış olan hiç bir şeye izin vermeyeceğim.
Je ne tolère rien de malhonnête ou d'injuste.
Yanlış anlaşılmış, güçlü ve sessiz adamı dün gece ormanda ne olduğunu açıklayamayacak kadar gururlu olan yaralı aslanı biliyorum.
Le lion blessé, incapable de décrire sa vie dans la jungle, la nuit.
Beni yanlış anlama ama. Gerçekten uçuk bir şeyler isteseydim Fransız olanı alırdım.
Ne te méprends pas, il y avait encore plus osé!
Evliliğinizde yanlış olan bir şey mi var?
Quelque chose ne va pas dans votre couple?
- Yanlış olan sensin zenci.
- C'est toi qui ne vas pas, le nègre!
Ben bir katil olsaydım, beni suçlayacak kanıtı tabiatıyla nehre atmaya çalışır ve böylece böyle bir yanlışı yapmış olan geniş kitleye katılırdım.
Je pense que la simplicité de mon histoire, son apparence stupide, me fait demander si ses premières suspicions ne sont pas légèrement injuste. Suis-je un assassin, j'aurai surement essayé de me débarrasser des indices m'incriminant dans la rivière
- Ne kadar yanlış olduğunu göremiyor musun? - Doğru olanı görebiliyorum. Neyin yanlış veya doğru olduğu umurumda değil.
Je me moque de ce qui est bien ou mal.
Efendi Miles'ın Quint'le beraber olmasında yanlış olan birşey yoktu ama.
Ils ne faisaient rien de mal ensemble.
yanlış olan birşey mi var?
Qu'est-ce qui ne va pas encore?
Ve bir öğretmen olarak bilirim ki... Öğrencilerime aynı dersleri yüz kere öğretmeye çalışsam bile, halen daha anlamıyorlarsa, bu, beni tek bir sonuca götürür : Yanlış olan bir şeyler var.
et à ce titre, je sais qu'après avoir répété la même leçon cent fois, si l'elève ne comprend toujours pas, je dois en conclure que quelque chose ne va pas, soit avec la leçon... soit avec le professeur.
Bunda yanlış olan da ne?
Pourquoi pas?
Komik olan ne? Yanlış bir şey mi var?
Pourquoi riez-vous, Mlle Dubois?
Yanlış olan bir şeyler var.
Ça ne va pas?
B-52ler, Çin sınırına yanlızca 15 mil uzaklıkta olan Pem Dog'daki Kuzey Vietnam Askeri Kuvvetler Merkezi'ne karşı büyük bir hava saldırısı başlattı.
Les B52s ont lancé une attaque massive sur la base d'armement de Pem-Dong, au Nord Viêt-nam, à 24 km de la frontière chinoise.
Hayır. Yanlış olan birşeyler var.
Je ne comprends pas.
Bunda yanlış olan ne?
- Plus d'un.
Beni yaratmış olan dâhi, benim sadece şık görünüşümle ilgilenmiş. ... benim ustura kadar keskin zekam ve yanlış kadınlara hitaben karşıkonulmaz cazibem.
Le génie qui m'a créé s'est concentré sur mon beau minois, mon esprit plus tranchant qu'une lame de rasoir et un penchant irrésistible pour les femmes qui ne me valent rien.
Ee, yanlış olan ne?
Et alors?
Bu adam serbest kalırsa... o zaman burada gerçekten yanlış olan bir şey var.
S'il est autorisé à partir libre, c'est que quelque chose ne fonctionne vraiment pas ici.
Ama dünyada yanlış olan bir şeyler vardı.
Mais il ne tourne pas rond.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]