English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Y ] / Yola devam

Yola devam Çeviri Fransızca

712 parallel translation
"Eğer cehennemden geçiyorsan, yola devam et".
"si tu t'embarques pour l'enfer, fonce"
Arazilerinizin yanına geri dönmek yerine bizimle birlikte yola devam ediyorsunuz hala büyük şaşkınlık içerisindeyim, Bay Thorpe.
Je suis perplexe, M. Thorpe... que vous soyez venu au lieu de rentrer dans votre plantation.
ÖLENLER BİLE GERİ DÖNMEDİLER KALDILAR VE YOLA DEVAM EDİYORLAR.
ILS N'ONT PAS REBROUSSÉ CHEMIN, CEUX QUI SONT MORTS ; ILS RESTENT ET ILS VONT QUAND MÊME DE L'AVANT. LEUR ESPRIT MÈNE.
Değilse, ben ördekle yola devam etmeyi tercih ediyorum.
si c'était vous je préfère rester avec le canard! .
- Onsuz yola devam etmemek konusunda kesin emirler aldım.
- J'ai ordre de ne pas partir sans lui.
- Haydi Saidi, yola devam etsinler!
- Allez, Saidi, on y va!
Haydi Saidi, yola devam etsinler!
Allez, Saidi, on doit y aller!
- Yola devam etsinler Saidi.
- lls doivent continuer.
Bizden kurtulmak işlerine gelir ama yola devam etmeliyiz.
ça les arrangerait bien de nous perdre, mais nous devons continuer.
Sadece artık yola devam etmem gerektiğini söylemeye geldim.
Il va falloir que je m'en aille.
- Tren yola devam edecek.
- Le train va repartir.
- Hayır. Buralarda iş yok. Babam yola devam edebilmek için eşyaları satmaya çalışıyor.
- Non, il n'y a pas de travail et Pa'essaye de trouver de l'essence pour continuer.
Ömrümün geri kalanını burada geçirmeyi çok isterdim ama... yola devam etmeliyiz.
J'aimerais rester. Mais c'est impossible.
Vapurunuz üç gün sonra yola devam edecek.
Vous repartez dans trois jours.
Yerlerinize geçin ve yola devam etmeye hazırlanın.
À vos postes et préparez-vous à appareiller.
Gece yola devam etmedin mi?
Vous ne roulez pas cette nuit?
Grant, o kolla yola devam edersen sakat kalacaksın.
Si tu pars ainsi avec ce bras, tu vas le perdre.
Yola devam etmeliyiz.
Nous devons continuer...
Yola devam edelim.
- Ça va. Allons-y.
Uçağımız var. Özür dilerim poliscik, ama artık bizimle yola devam edemeyeceksin.
Désolé, tu viens pas avec nous, poulet.
Yola devam etmek istiyordum ve iyileşmesine seviniyordum.
J'étais assez pressé, et heureux de le voir se rétablir.
Neye ihtiyaçları varsa verin, yola devam edelim.
Ravitaillez-les et repartons.
Eğer iyi atış yapıyorsanız kendi başınıza yola devam edersiniz.
Vous vous en sortirez seul, si vous savez tirer.
Portland'a dönüyoruz. Belki oradan da yola devam ederiz.
On retourne à Portland, et peut-être plus loin.
Yola devam! - Onlar da yoruldu biz de.
- Ils sont fatigués, et nous aussi.
Yola devam! - Ne zaman öğle arası vereceğiz?
- Quand déjeunons-nous?
Red'in etrafından yola devam edin!
Contourne Red et continue.
Onları kuzeye doğru yola devam edin!
Poussez-les vers le nord!
- Yola devam etmemizi mi?
- Vous nous chassez?
Onlara Marsilya'dan ne kadar uzakta olduğumuzu ve yola devam etmek için nasıl bir araçları olduğunu sor.
Demande-leur si on peut gagner Marseille. Bien.
Yola devam edeceğiz.
On continue.
Yola devam edersek, iki günde sınıra varırız.
Si on avance, on peut être à la frontière dans 2 jours.
Böyle yola devam edemez, Clint.
Il ne peut pas continuer comme ça!
ve yetecek kadarını yanıma alıp paraları gömdüm ve yola devam ettim.
J'en avais assez. J'ai enterré le butin et j'ai continué ma route.
Yola devam edelim.
Suivez.
Yola devam etmeliyim.
Je passe seulement...
Bebeğim, Küba'dan sonra yola devam edelim.
Une fois à Cuba, on devrait continuer.
Büyük olasılıkla gece de yola devam eder.
Il va passer la nuit à cheval.
Yola devam ediyoruz.
Ne t'arrête pas.
Yola devam etmeliyiz.
Il faut partir.
Yakında yola devam ederiz.
Sûrement pas.
Hayır, yakında yola devam etmeyiz. 1 : 15'e kadar sürükleneceğiz.
Nous allons dériver... jusqu'à... 1h15.
Ted! Yola devam edelim.
On avance!
Ama bu yola beraber devam edeceksek, bu yazı yalnız geçirmeme müsaade etmelisin.
Mais si nous devons continuer ensemble, tu dois me laisser seule cet été.
Paris'te söylediğin gibi, eğer bu yola beraber devam edeceksek şimdi şana sunu söylüyorum, hemen buradan ayrılıp evimize, ait olduğumuz yere dönmemiz gerekiyor.
Mais si nous continuons ensemble, comme tu as dit à Paris... je le dis maintenant, nous devons rentrer chez nous où nous appartenons.
Hadi yola çıkalım. Devam et.
- Allez-y.
Devam etmek için çılgınca bir yola ihtiyaçları var.
Il faut qu'ils réagissent comme ça pour pouvoir continuer.
ve sen akıllanıp doğru yola girinceye kadar konuşmaya devam edeceğiz.
Et on en reparlera jusqu'à ce que tu reviennes à la raison.
Belki yola birlikte devam edebilirdik.
On pourrait faire un bout de chemin.
Yola buradan devam etmek zorundayım.
Je dois me débrouiller avec ça.
Buradan sonra yola yaya devam etsek daha iyi olur.
À partir d'ici, il vaut mieux continuer à pied.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]