Çıkarın Çeviri Fransızca
27,181 parallel translation
Çıkarın bizi! Çıkarın bizi!
Laissez-nous sortir!
- Dokunma ona. - Çıkarın bizi!
- Ne le touchez pas!
Çıkarın bizi!
- Laissez-nous sortir!
- Çıkarın bizi buradan!
- Laissez-nous sortir de là!
Çıkarın beni buradan!
Sortez-moi de là!
Dışarı çıkarın bizi!
Laissez-nous sortir!
Çıkarın onu buradan...
Sortez-la d'ici...
Güreş bu kadarını alıyor. Erkek güreşçilerin yanında antrenör, beslenme, ulaşım, ekipman gibi şeyleri çıkarınca geriye kadınlar için bu kadar bir şey kalıyor.
dont ça pour la lutte, pour les lutteurs, les entraîneurs, la nourriture, le transport, les équipements.
- Beyefendiyi çıkarın.
- Sortez-le de là.
Flash'ı ben hallederim, siz Kuzgun'u oradan çıkarın.
Je m'occupe de Flash. Allez chercher Raven.
Yapabiliyorken her anın keyfini çıkarın.
Profitez de chaque minute tant que vous le pouvez.
Kemerleri ve ayakkabıları çıkarın lütfen.
S'il vous plait enlevez vos ceintures et vos chaussures.
Çıkarın onu! Çıkarın içimden, lütfen!
Faites-le sortir, par pitié!
- Herkesi dışarı çıkarın.
- Sortez tous. - Allez-y.
Ayakkabılarınızı çıkarın lütfen.
Sans chaussures, merci.
Çıkarın.
Retirez-le.
Kıyafetlerinizi çıkarın.
Enlevez vos vêtements.
Bu geri kalanını tamamlar, artı bir kişilik daha çıkar.
Ceci couvrira l'autre moitié, plus une autre personne.
O zaman bu, savunmanın iddia ettiği gibi bir kazaysa ve Bay Cox su sesini duyduğu gibi limana koştuysa karısını kurtarmak için en az yedi dakikası olurdu yani?
Donc si c'était un accident, comme le prétend la défense, et M.Cox a couru directement vers ce quai dès qu'il a entendu le splash, il aurait eu au moins 7 minutes - pour sauver sa femme?
Kendi hüsranını masum bir çocuktan çıkarıyor.
Il reporte ses frustrations sur un enfant innocent.
Önemli olan tek şey, Chip'in senin karılaştığın bütün gerçek veya hayali zorluklarda yanında olması. Sen ise burada böylece duruyorsun. O sana nasıl bir arkadaş olduysa sen de ona öyle olacaksın.
La seule chose qui compte, c'est que tu te ressaisisses, que tu oublies les injustices que Chip a commises envers toi et que tu sois là pour lui comme il l'a été pour toi.
Lütfen müvekkilimin sözlerini çıkarıp, yeminli ifade olmadığını belirtin.
S'il vous plaît, effacez les dires de ma cliente et notez qu'elle n'était pas sous serment.
Monty Emma'nın mesajından sesini çıkarıp arka plandaki sesleri yükseltmiş.
Ok, Monty a réussi à récupérer la voix d'Emma du répondeur et augmenter les bruits de fonds.
Alnında bayağı nasır var. Alnında bayağı nasır var. Ayakkabılarını çıkar.
Il y a du cal sur votre front.
Ayakkabılarını çıkar.
Enlevez ses chaussures.
O zaman... herif senin karını sikiyor, sonra da seni yerinden çıkarmaya mı çalışıyor?
Ouais, alors du coup, il se tape ta femme et il essaie de te virer de ta boutique?
Hala karın o.
C'est encore votre femme.
Anladın mı? Aşk, sorumluluk demektir. İyi zamanların tadını çıkarıp kötü zamanlar üzerinde konuşursunuz ve her zaman birbirinize doğruyu söylersiniz.
L'amour c'est un engagement où vous profitez des bons moments, et vous parlez pendant les mauvais, et vous vous dites toujours la vérité.
Şunu çıkarır mısın?
Tu pourrais l'enlever?
Kızı cehennemden çıkarırsın ama...
C'est le prix à payer quand on a une fille d'enfer.
- Deneyimin tadını çıkar.
- Savoure cette expérience.
- Danton'ın bu işten bir çıkarı olabilir mi?
Danton peut y avoir un intérêt?
Havada olduğun sürece endişelenme ve uçmanın tadını çıkar.
Donc, tant que vous êtes en l'air, soyez insouciants et profitez du vol.
Çünkü onlar için karınlarını tıka basa doyurup deliler gibi düzüşmek arzu edebilecekleri en büyük şeydir.
Parce que pour eux, manger à s'en faire éclater la panse, baiser comme des brutes, c'est le maximum auquel ils pourront jamais aspirer.
Yarın mahkemeye çıkarılacak.
Son audience a lieu demain.
Kürsüye çıkar mısınız?
Prendrez-vous la parole?
Önünüze gümüş tepsiyle sunulan bilgilerden müthiş çıkarımlar yapmışsınız.
Votre façon de faire ces brillantes déductions avec toutes ces infos servies sur un plateau d'argent.
Herkes foyalarını nasıl ortaya çıkarırız biliyor.
Tout le monde sais faire tomber leurs protection. Tu le sais? Oui
- Beşe kadar say ve gözbağını çıkar.
Maintenant, compte jusqu'à cinq, et retire ton bandeau.
Çıkarın beni buradan!
Laissez moi sortir d'ici!
Ayrıca dairende görünmez bir yangın çıkarırsan o hâlâ yangındır.
Tu devrais éviter de déconner avec Google Magic, et démarrer un feu invisible dans ton appartement, ça reste du feu.
- Dur ve anın tadını çıkar.
Arrête, savoure le moment.
Şüpheli yaptığını takdir etmiyor, sonrasının tadını çıkarıyor.
Le suspect n'admire pas son travail, il profite des répercussions.
Neden plaklarını çıkarıyorsun?
Pourquoi tu sors tes vinyles?
Yüksek seviyeli eskort hizmeti olarak kendi parasını çıkarıyor.
s'autoproclame comme un service d'escorte de luxe.
Kaynağımız, aktif gizli görevdeki FBI ajanlarının listesinin bilgisayar hackerları istihbaratı hackleyip kara markette pazarlığa başladığında açığa çıkarıldığını onaylıyor.
Notre source confirme que la liste des agents actifs sous couverture a été dévoilée lorsque les hackers ont volé les données, et on commencé à le marchander sur le marché noir.
Roarke'un Bitotu'ndan alınan tohumlardan çıkarılan yağ Senatör Morra'nın sana verdiği aşıların içindeki malzemelerin sonuncularından biri.
L'huile qu'on extrait des graines de Roarke's Delphinium... C'est l'un des derniers ingrédients de l'injection que te donne le sénateur Morra
Sen burada holde bir tür köprü trolü gibi bir sandalyede oturuyorsun ve ben içeride bu güzel, sıcak, lezzetli, zanaatkar işi İtalyan yemeğinin tadını çıkarıyorum.
Tu es là, assis sur une chaise dans le couloir comme une sorte de troll de pont, pendant que j'apprécie de la bonne, chaude et délicieuse cuisine italienne artisanale.
Hiç DNA testi yaptırmadım ama siz yaptırırsanız kim bilir kim çıkar.
Je n'ai jamais fait de test ADN, mais si vous le faites, qui sait ce que vous pourriez trouver.
Bu özellikler listesi ve yazılımlarına birkaç ufak hamle ile Hawks'ın bir kopyasını çıkarıp bunu taratabiliriz ve... Harika olur ancak Quentin ile kısa bir süre önceki çok garip randevumu düşünürsek belki iyilik istememize gerek kalmaz?
avec cette liste de caractéristiques, plus le peaufinage de leur logiciel nous pouvons maintenant imprimer une copie de Hawks, règle ça sur... ça serait géniale, sauf pour un vrai rendez-vous embarassant que j'ai eu avec Quentin, il y a quelques temps,
Huston onu en dipten çıkarıp hayatını kurtardı.
Huston l'a aidé quand il était au plus bas, il lui a sauvé la vie.
çıkarın beni 132
çıkarın onu buradan 84
çıkarın beni buradan 119
çıkarın onları 26
çıkarın onu 68
çıkarın şunu 19
çıkar 159
çıkart 35
çıkardım 26
çıkartın 17
çıkarın onu buradan 84
çıkarın beni buradan 119
çıkarın onları 26
çıkarın onu 68
çıkarın şunu 19
çıkar 159
çıkart 35
çıkardım 26
çıkartın 17
çıkaramıyorum 22
çıkar beni 102
çıkar ağzındaki baklayı 23
çıkar onları 25
çıkar şunu 136
çıkar baklayı 18
çıkar onu 100
çıkar beni buradan 115
çıkar bizi buradan 32
çıkart onu 22
çıkar beni 102
çıkar ağzındaki baklayı 23
çıkar onları 25
çıkar şunu 136
çıkar baklayı 18
çıkar onu 100
çıkar beni buradan 115
çıkar bizi buradan 32
çıkart onu 22