English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Ş ] / Şunu bil ki

Şunu bil ki Çeviri Fransızca

542 parallel translation
Kaçmazsan... Eğer ayrılmamız gerekirse, seni nereye koysalar, nerede olursam olayım, şunu bil ki, ben- -
Si vous ne pouviez pas vous échapper... si nous devions être séparés... où que nous soyons, vous et moi... je veux que vous sachiez...
Ama şunu bil ki soylu oğlum benim, babanın canına kıyan yılan, onun tacını giyiyor şimdi.
Mensonge, mon noble fils. Mais le serpent qui a tué ton père porte aujourd'hui sa couronne.
Sen de şunu bil ki pazarlıkçı papaz, kardeşim koruyucu meleklere katılırken sen böğüreceksin cehennemin dibinde.
Elle sera un ange... et tu brûleras en enfer...
Şunu bil ki 28 senedir kimse zırhlı bir aracı soyup da kaçamadı.
Je vais te dire. Aucun casse de camion blindé n'a réussi en 28 ans.
- Şunu bil ki, yanılmıyorum.
Je te dis, j'ai pas tort.
Şunu bil ki, kötü bir vaka gördüm mü tanırım.
Je sais repérer les mauvais fruits.
Şunu bil ki, buradaki tüm yollar Kraliçe'nin yoludur.
Vous n'avez aucun moyen ici. Vous devez sans doute ignorer que tous les moyens sont à la Reine.
Ama şunu bil ki, bir hapishaneydi!
Mais c'était bien une prison!
- Soruma cevap ver! Şunu bil ki piknikle ilgili anlattığından fazlasını biliyorum.
Je te préviens que j'en sais plus que tu ne crois.
Sadece şunu bil ki, bunu unutacağımı hiç sanmıyorum.
Sache seulement que je ne l'oublierai jamais.
Şunu bil ki.. Ustalar kolay yakalanmaz.
Je ne sais pas ce qu'il ya en ce moment, je ne peux plus le tenir.
Şunu bil ki benimle çıktığın gün beni yalnız bırakıyorsun.
Tu ne dois sortir qu'avec moi.
Ally, şunu bil ki, ikimiz de gelip bizimle yaşamanı çok isteriz.
Je veux que tu saches qu'on adorerait que tu viennes vivre avec nous.
Ama şunu bil ki ben, kadın ve erkek herkesin kendi kararlarını verebildiği zamanları hatırlayan son kişiyim.
Seul ceci importe : Je suis le dernier qui se souvienne comment chacun de nous... homme ou femme, fit son propre choix.
Ama şunu bil ki : ne inancın ne şüphen inandırıcı değil.
Mais, tu peux me croire, Ta foi et tes doutes pèsent peu face à ton affabulation.
Ama şunu bil ki, asılışını görmek için yaşayacağım.
Mais je te préviens, j'attends ta pendaison impatiemment.
Şunu bil ki, kararιn ne olursa olsun... yanιndayιz.
Nous voulons que vous sachiez que quoi que vous décidiez, nous sommes tous avec vous.
Ama her şey için şunu bil ki Tanrı'ya hesap vereceksin.
Sache seulement que de tout ceci Dieu te demandera réponse devant Son tribunal.
"Ama şunu bil ki, İsa her erkeğin üstü..." "... ve her kadının üstü erkek ve İsa'nın üstü de Tanrı'dır. "
De chaque homme Jésus est le seigneur, de chaque femme le mari est le seigneur et du Christ le seigneur est Dieu.
Şunu bil ki, bana her zaman güvenebilirsin.
Mais saches que tu peux toujours compter sur moi.
Önce şunu bil ki bu olanlardan seni sorumlu tutuyorum.
Je voulais que tu sois le premier à savoir, car je t'en rends responsable.
Şunu bil ki burada özgürsün, İstediğin zaman girip çıkabilirsin.
Je veux que vous sachiez que vous êtes libre. Vous pouvez aller et venir où vous voulez.
20 yılı aşkın emeğimin üzerine kavga çıkarmaya istekliysen... şunu bil ki ben de kesinlikle burada olacağım!
- Si tu veux détruire ce que j'ai bâti en vingt ans je serai là.
Yine de şunu bil ki... eğitimine devam etmek ve şirketin sorunlarıyla ilgilenmek için... dilediğin kadar zamanın var önünde.
Pour commencer, continue tranquillement tes études avant de prendre l'affaire en mains.
- Şunu bil ki, biz hariç herkes... durmadan öpüşüyor.
- On n'a pas les moyens. - Sache qu'on est les seuls à n'embrasser personne.
Yalnız şunu bil ki, yaptıklarının karşılığını asla ödeyemem.
Je ne puis te dire que ceci : Plus te revient que ne puis dire.
Shelly ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum. Şunu bil ki ona büyük bir iyilik yapıyorum.
Je ne dois rien à Shelly... et je lui rends un grand service.
Benim hakkımda hüküm vermeden önce şunu bil ki Fraser'ı açıkta yakalamak için başka seçeneğim yoktu.
Ne me juge pas trop vite. C'était le seul moyen d'avoir Fraser.
Alayım, denemekten zarar gelmez. Şunu bil ki çok iyi bir şarap olmayacak.
Donnez moi ça ; je vais essayer Mais ne vous attendez pas à ce que ce soit du trés bon vin.
Bak, duymadıysan şunu bil ki Kertenkeleler onlara Crivit diyor.
Au cas où vous l'ignorez, les lézards les appellent des crivits.
Sana yüzde 10 veririm ama şunu bil ki ; benim için çalışıyorsun.
Je te donne 10 %, mais tu travailles pour moi, c'est compris?
Billy, şunu bil ki, artık sana başka bir iş bulmayacağım.
Billy, sache que je ne te trouverai pas d'autres boulots.
- Biz birbirimizi seviyoruz... şunu bil ki. - Tanrı aşkına, Maurice...
Nous nous aimons et nous le savons.
ve şunu bil ki : Sen asla ölmeyeceksin!
Tu dois savoir que tu ne mourras jamais.
Şunu bil ki buna karşı varlığımın tüm kıl kökleriyle savaşacağım!
Je vais te dire une chose : je vais me battre pour préserver chaque follicule.
Nasılsa bir hafta sonra yine çıkaracağım. Homer, sabahları evden dışarı çıkmadan önce..... şunu bil ki sen hep bir ezik olacaksın.
Nous voulions que les personnages aient de la profondeur, qu'ils fassent des choses inédites dans les dessins animés télévisés.
Ama şunu bil ki bu bittiğinde sen ölü olacaksın.
Mais comprenez... quand ceci sera fini, vous êtes morts.
Mac, şunu bil ki elinde çoklu bir cinayet vakası olduğunun farkındayız.
Nous sommes conscients qu'il s'agit d'une affaire de multiples meurtres.
Ama şunu bil ki şayet Polonyalıları buraya getirirlerse o bayrak sahnesini teğmenle birlikte oynayabilirsin! Yemin ederim!
Je te promets que s'ils amènent les polonais cette saloperie du drapeau tu la feras avec le lieutenant!
Şunu bil ki, ömrün boyunca çalışabileceğin bir işin var.
- Tu as un boulot à vie!
Kontrol edebileceğin kadar. Şunu bil ki, kontrolüm dışına hiçbir şeyin çıkmasına izin vermem.
Pouvoir la dominer, avoir le dessus.
Şunu bil ki bir kadın böyle ağlıyorsa, hiç eğlenmiyor demektir.
Pour ta gouverne, si une femme pleure comme ça, elle ne s'amuse pas.
İlk olarak şunu bil ki, seni suçlamıyorum.
Eh bien, laisse moi d'abord te dire que je ne t'en veux pas.
Şunu bil ki, senin kötü biri olmadığını düşünüyorum.
- Vous êtes un bon bougre finalement.
Şunu bil ki bu işe yaramaz, Phil.
Mais ça n'irait pas.
Ve şunu da bil ki, fazla sabırlı biri değilimdir.
Et tu sais que je ne suis pas du genre à attendre patiemment.
Ama şunu da bil ki bu genç adamla adil bir dövüş yaptık.
Mais je veux que vous sachiez que ce garçon s'est bien battu.
Çünkü şunu bil, bir gün öyle birini göreceksin ki tanıdığın bütün herkese bedel olacak.
"Parce que sache qu'un jour, " tu rencontreras un type " qui vaudra tous les autres,
Şunu da bil ki bu eve her bakmamda O'nu öldüresim geliyor, öldüresim Michael!
- Chaque fois que je regarde cette maison, je pourrais le tuer! Et Michael avec!
Güzel. Çünkü ben... Şunu açıkça bil ki, sana kesinlikle bir şey söylemek niyetinde değilim.
Tant mieux parce que je tiens à ce que ce soit bien clair, je ne dirai que...
Ve şunu iyi bil ki askeri mahkemeler yumuşaktır.
Autant que tu saches... que les tribunaux militaires sont indulgents.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]