English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ A ] / Altı tane

Altı tane Çeviri Portekizce

1,068 parallel translation
Konuşmaya çalıştım ve altı tane dişimin kırıldığını gördüm.
Tentei falar, mas vi que tinha partido seis dentes.
Altı tane Kartal'ın değişimi tamamlandı.
- Sim, Paul? Já terminámos a conversão nas primeiras seis Águias.
Artık sadece altı tane Bayan Brady var.
Restam apenas seis Meninas Brady...
Şunlardan altı tane alabilirim.
Acho que sou capaz de comer mais seis dessas.
Şu an şirketin altı tane yan kuruluşu var.
Neste momento, há 6 subsidiárias da empresa-mãe.
- Her araçta altı tane.
- Cerca de seis em cada camião.
Eğer onlar yakalanırsa altı tane daha gönderirim. Sonra altı tane daha, bir altı tane daha. Ta ki görev tamamlanana kadar.
Estou disposto a mandar seis mais se apanhassem estes e seis mais e seis mais até que alcancem o seu objectivo.
Sean Murphy'nin olayı olduğunda, altı tane daha olmuş.
No dia que o Sean Murphy teve, houve mais seis.
Emin olduğum altı tane vardı son nefeslerini yüzümde hissedecek kadar yakın... fakat bu sefer, bir Amerikalıydı ve bir subay.
Ouve aqueles seis que eu tenho a certeza. Suficientemente próximos para sentir o seu último respirar na minha cara. Mas desta vez, era um Americano...
... bir sayısını takip eden üç sıfır... veya bir milyonun onun altıncı kuvveti olarak yazılır yani bir sayısı ve takibinde altı tane sıfır.
Um milhão é escrito como 10 elevado a seis, 1 seguido por seis zeros.
Dahası, iki ucundan çekilerek açılan büyük bir ceviz masa ve altı tane kenarsız iskemle.
Mais, uma grande mesa em nogueira, com doze colunas ou pilares torneados, com abas de ambos os lados e seis bancos.
Bana altı tane Volkan toplarından... arkadaşıma da golf için ne gerekiyorsa ver.
Quero uma dúzia dessas bolas... e dá ao meu amigo tudo o que precisar.
Elton John'un annesinin altı tane vizon kürkü varmış.
A mãe do Elton John tem seis casacos de vison.
Altı tane vurduk.
Atingimos 6 deles.
Bir, iki, üç, dört, beş altı tane yetişkin antilop.
Um, dois, três, quatro, cinco seis órix adultos.
Sadece altı tane var. Sekiz olmalı.
Só vejo seis, mas deviam ser oito.
Bence altı tane tam olur.
Acho que quero ter seis.
Altı tane ne?
Seis, quê?
Altı tane 81 milimetrelik havan.
6 morteiros de 81mm.
Altı tane.
- São seis.
Beş altı tane fikrim var.
Tenho umas cinco ou seis ideias.
Hayır, altı tane çöp tenekesi olan çok akıllı bir adam öğretti.
Não. Não, foi um homem muito sábio com seis latas de lixo.
Beş altı tane daha park cezası makbuzu almışsın. Otobüs durağına mı park ediyorsun sen?
Quatro, cinco, seis multas.
Altı tane var.
Tem seis.
Kendisine altı tane savaş uçağı veremeyeceğimi söylediğimde benden on milyon sterlin istedi.
Quando lhe disse que não lhe podia dar seis aviões de combate, pediu-me 10 milhões de Libras Estrelinas.
Ama B.K.B. şimdiden altı tane kaybetti, sabotajı hesaba katmıyorum bile.
A Aliança perdeu seis, sem falar na sabotagem.
İkincisi ise tavuk severdi, ben de altı tane tavuğu alıp kıçına...
O segundo gostava de galinhas, então peguei nas galinhas e enfiei...
Altı tane diş fırçası lütfen.
Seis escovas de dentes, por favor.
Aynısından altı tane daha yap. Ben fitilleri hazırlıyayım.
Seis mais e começo com os fusíveis.
İçinde altı tane falan kelime vardı.
É muito simples. Só tem seis palavras toda a canção.
Altı tane yardımcısı vardır.
Ele viaja com 6 assistentes.
Altı tane çocuğum olsaydı, belki.
Talvez se eu tivesse seis filhos.
Altı tane tavşanım vardı, Papet'in de otuz tane var.
Sem dúvida já criou. Tenho sempre 6 e meu Papet uma trintena.
İlk mahsülümü satar satmaz size parayı ödeyeceğim. Bay Ingalls, kaç tane ailenin buraya taşınıp, ekip biçip, dağlar kadar borç altına girip, gece vakti kaçıp gittiğinden haberiniz var mı? Hmm?
Sr. Ingalls, sabe quantas famílias vêm aqui, plantam as suas colheitas, e compram mais coisas do que aquelas que podem pagar e que desaparecem a meio da noite?
- Üç tane altı.
- 3 seis.
Üç tane altıyı.
Os 3 seis.
- Üç tane altı.
- Os 3 seis.
Şarjörü altı mermi alır, Namluda da bir tane.
Tem seis balas no carregador e uma na câmara.
Hayır, altı çocuğum var diyordum, bir tane daha olursa hükümetin kalabalık ailelere verdiği şu ödülü alabileceğiz.
Não, dizia que tenho seis filhos. Mais um e temos apoio fiscal para famílias numerosas e...
Şu Altın şeyden bir tane daha.
Mais um Golden qualquer-coisa.
Bir tane maça ikilisi, maça üçlüsü, karo dörtlüsü sinek altılı, maça sekizli.
Um dois de espadas, três de espadas, quatro de ouros... Seis de paus, oito de espadas.
.. bu süveterlerin ve şapkanın altında - üstünde kaç tane vardı? 20 süveter mi?
Mesmo que esta rapariga seja toda envergonhada, por baixo das camisolas e do chapéu - o que é que tinhas vestido?
Yedi tane olduğunu söyledin. Diğer altısı nerede?
Onde estão os outros seis?
Pompaların altında kaç tane benzin deposu var bilmiyoruz.
Não sabemos quantos contentores de gasolina estão debaixo das bombas...
Doğu Almanya'da doğrudan benim emrim altında, 11 tank tümeni ile beraber, 31 tümen var ve Çekoslovakya'da beş tane daha var.
Na Alemanha de Leste sob o meu comando directo, tenho 31 divisões, incluindo 11 divisões de tanques e outras cinco na Checoslováquia.
Kaç tane içtim altı mı, yedi mi?
Quantos já tomei? Seis ou sete?
Bir Role, bir altın sigaralık, 3 tane...
Por um Rolex e a cigarreira de ouro 500.000 ptas.
Altında sanki 35 tane top var.
Estou a ver 35 bolas.
Tedarik etmek zor, şimdilik dört tane ama altı ay içinde, bir sürü olacak.
É que é muito difícil obtê-las. Hoje, só possuo 4, mas dentro de seis meses, o problema não será encontrar as sementes, mas de parar a sua proliferação.
Altı yüz tane muhteşem patates bitkilerim!
Os meus 600 pés de tomates grandes como o punho.
Bouffigue hendeğin altına kuşları avlamak için iki tane küçük pencere yapmıştı.
O Pic-Bouffigue havia instalado duas janelas pequenas, mesmo debaixo da goteira, para atirar aos tordos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]