English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ A ] / Anladınmı

Anladınmı Çeviri Portekizce

83 parallel translation
Bana şu yiyecekleri al. Anladınmı?
Traga estas coisas do armazém, você entendeu?
- Ne demek istediğimi anladınmı?
Vê, Sam?
- Şimdi anladınmı?
- Agora vê?
- Anladınmı?
- Ouviste?
Anladınmı?
Entendem?
Şimdi anladınmı?
Percebido?
Ne demek isteğimi anladınmı, sevimli şey?
Entendes o que te digo, doçura?
Bakış açınızı değiştirin, anladınmı?
Perspectivem a situação, sim?
Beni anladınmı?
Entendido?
- Anladınmı?
- Entendeste?
- Anladınmı?
- Percebeste?
Anladınmı?
Viste?
- Benim ne ima ettiğimi anladınmı?
- Olá. - Vês o que quero dizer?
Anladınmı, tatlım?
Percebeu, querido?
Ya da balıklarla uykuya dalarsın.Anladınmı?
ou dormirá com os peixes. Certo?
Anladınmı?
Percebido?
- Şimdi beni anladınmı?
- Bem-vinda a bordo.
İki dakika, anladınmı?
Dois minutos, entendido?
- Bebek yaşamayı seviyorum, anladınmı?
- Querido, não tenho esse poder, percebes?
Anladınmı?
Você sabe?
Anladınmı.
É isto.
Anladınmı.. KAPA
Entendes'100 %'?
Anladınmı, Charlie tatbikatların Nash'in asıl hedefi olmadığını düşünmüştü.
O Charlie pensou que os exercícios não eram o alvo principal do Nash.
- Hepsini de anladınmı?
- Entendeste?
Ne demek istediğimi anladınmı?
Entendes o que tou a dizer?
Anladınmı? JOEY : Onu hep koruyosun!
Salva-lo sempre!
Ve, bu onlarda işe yarıyor, yani... bilmem birşey anladınmı..
E, parece que funciona para elas, por isso... Caramba, isto vai demorar.
Ortadoğuluların başına nasıl çuval geçirdiğimizi, taşaklarını bir kaç saat içinde nasıl kızartığımızı anladınmı...
Amarrávamo-los no sol de Saracen, e os deixávamos a fritar os bagos por algumas horas.
0nu gemiden atmalıyız anladınmı.
Temos que a libertar para o espaço, levanta-a.
İstemiyorum, anladınmı?
Não te quero, percebes?
Şanslı Luke'u korumak için.Anladınmı?
Para proteger o Lucky Luke. Compreendes?
Anladınmı.
Fiz-me entender.
- Anladınmı?
- Entendes?
Burası bizim mekanızım, anladınmı?
- Que conversa é essa?
Anladınmı arkadaşım
Eu entendo meu amigo.
Anladınmı?
Seguras-a?
- Anladım. Kanatlarınız ödünç alınmış!
Suas asas são emprestadas.
Anladığım kadarıyla bir yardım çağrısı sinyali alınmış.
Soube que captámos um pedido de socorro.
Anladığıma göre, Buckley senin şamar oğlanınmış.
Ouvi dizer que o Buckley era o seu bode expiatório.
Anladınmı, şişko?
Percebes?
Anladınmı?
Compreendes?
Anladınmı?
Estás a ouvir?
Beni iyice anladınmı?
Entende o que eu quero dizer?
Anladınmı, orospu çocuğu?
Compreendes, meu filho da mãe?
Yanına taşınmış ve anladığım kadarıyla onunla evlenmek için can atıyor.
se for viver na casa dele, vejo que morrera por ter se casado com ela.
O zaman anladım, neden Jersey'e geri taşınmıyoruz?
Então, pensei : por que não voltar para Jersey?
Güzel bir şeyin faydasız yanı yoktur, ve süprüntü yanı da. Anladınmı?
Entendeste?
Ama sonradan anladım ki bulmacaya oluşan resmi göremeyecek kadar çok yakınmışım.
Mas estava demasiado perto do puzzle para ver a imagem que estava a formar.
Anladığım kadarıyla, keman emanet kasasından çalınmış, öyle mi?
Entendi que o violino foi roubado de um cofre de segurança.
Mundt... Eşya odasından hangi uyuşturucu alınmış olursa olsun elinde makbuzu hazır olacak, anladın mı?
Mundt, as drogas que desapareceram do depósito não têm mais recibo, percebeste?
kapa çeneni ya evet, sen beni eleştirmeyemi kalkışıyorsun gidelim gidelim gidelim anladınmı sen onu izle neden sen değil o çok iyi
K, estás a provocar-me, desgraçado? Estou! Ei!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]