Anladığım kadarıyla Çeviri Portekizce
2,839 parallel translation
Hayır, anladığım kadarıyla insanlardan sana bağış yapmalarını istiyormuşsun.
Não. Pelo que percebi, tens pedido dinheiro para ti.
Anladığım kadarıyla Gonzalez nişanlıymış.
Pelo que sei, Gonzalez ia casar-se.
Anladığım kadarıyla New South Wales'den bilgi almışsın?
Deduzo que teve noticias de New South Wales?
Gözlüklerin arkasındaki göz bebeklerinin durumundan anladığım kadarıyla sen de onlardan biri gibisin.
O que eu concluo, a partir da condição dos seus olhos atrás dos óculos, é que você poderia muito bem ser considerado um bebedor compulsivo.
Ve anladığım kadarıyla da evlenmek üzere.
E como eu a entendo, prestes a se casar com ele.
Anladığım kadarıyla öyle.
Então, perceba.
Anladığım kadarıyla, şirket çok genişlemiş ve herkesin ihtiyacına göre para ödemişler yaptıkları işe göre değil.
Pelo que entendi, a empresa achatou a escala salarial e pagou a todos de acordo com as suas necessidades e não de acordo com as suas contribuições.
Anladığım kadarıyla, Bay Holcomb bir kaza geçirmiş.
Aparentemente, o Sr. Holcomb teve uns problemas.
Anladığım kadarıyla kitaplarınızın çoğu Danimarka'da yasaklı.
Muitos dos seus livros estão sob a censura dinamarquesa.
Mandy`nin facebook`undan anladığım kadarıyla kız tam bir kaşar.
O que eu posso perceber pela página do facebook da Mandy... é que ela é uma maluca completa.
Anladığım kadarıyla şimdi şu Jimmy Bobo'yu arıyoruz?
Bem suponho que vamos então a procura desse Jimmy Bobo?
Anladığım kadarıyla dün gece sen ve Louis Blanchard, Hank Greely'yi öldürdünüz.
Acho que o Louis Blanchard e você, tiraram o Hank Greely do jogo.
- Anladığım kadarıyla bu senin ilk gerçek çatışman.
Suponho que seja a tua 1ª vez num combate não simulado.
Anladığım kadarıyla kampüs güvenliğinden siz sorumluymuşsunuz. Orası bayağı hareketliymiş.
Tinha a seu cargo o campus, quando eles estavam muito activos, não?
Siteler belli bir komisyon alıyorlar anladığım kadarıyla. Sonra bize çekle ödeme yapıyorlar.
Imagino que recebam uma comissão e, depois, enviam-nos o dinheiro.
Bunun ne olduğunu öğrenmeye çalıştım ama anladığım kadarıyla bir adı yok.
Tenho feito tudo para descobrir o que isto é, mas pelo que vi, não tem nome.
Anladığım kadarıyla da, bundan pek hoşnut kalmazsınız.
Pelo que percebo, não gosta muito dessas coisas.
Yaşlıydı ve anladığım kadarıyla uzun bir süredir hastaydı.
Ela era idosa e creio que estava doente há uns tempos.
Anladığım kadarıyla beni istemişsiniz.
Disseram-me que perguntou por mim.
Anladığım kadarıyla bizden ayrılıyorsun.
- Vejo que vai deixar-nos.
Anladığım kadarıyla, kocanız kasabanın saygın insanlarından biriymiş, bayan Danning.
Eu sei que o seu marido era um homem de respeito, Sra. Dening.
Anladığım kadarıyla gözetiminiz altında.
Sei que ele está sob sua custódia.
Anladığım kadarıyla kız arkadaşın benim aşağılık biri olduğumu düşünüyor.
Pelos vistos... a tua miúda olha para mim como se eu fosse delinquente.
... anladığım kadarıyla kendisi süper bir sanatçı değilmiş.
Pelos vistos, ela não era propriamente uma perita em arte.
Anladığım kadarıyla artık taburcu olmuş.
Pelo que sei, já saiu.
Anladığım kadarıyla üniversitede bir şeyler öğrenmişsin.
Vejo que realmente aprendeste algo na faculdade.
Anladığım kadarıyla burada kuralları Tammy koyar.
Pelo que percebi, é a Tammy que faz as regras.
Anladığım kadarıyla kızıma aşık olmuşsun.
Sei que estás apaixonado pela minha filha.
Anladığım kadarıyla, seni kıskanıyor, hepsi bu.
Ele vai entender. É ciumento, só isso.
Yanında "amcan" kalmaya başlamış anladığım kadarıyla.
Agora, compreendo que tens um tio que vai ficar contigo.
Tek avukatlı bir ofistesiniz, ve, Anladığım kadarıyla, son 10 yıldır az ücretli yerel davalar dışında başka bir dava ele almadınız.
Você, tem um escritório com um advogado, e tanto quanto sei, não tratou de um caso que tenha facturado mais do que a mercearia local nos últimos dez anos.
Anladığım kadarıyla Amy Sackheim'in kayıp olması ile ilgili olarak müvekkilimi sorguluyorsunuz.
Tive conhecimento de que está a interrogar o meu cliente em relação ao desaparecimento de Amy Sackheim.
Anladığım kadarıyla Eugene Whittaker sizin eski erkek arkadaşınız.
Sei que o Eugene Whitaker é um ex-namorado seu.
- Bayan O'Sullivan, anladığım kadarıyla eşiniz sık sık seyahat ediyormuş.
Sra. O'Sullivan, sei que o seu marido viaja muito.
Anladığım kadarıyla kömürü içine koyup, sonra da çarşafın arasına yerleştiriyorlar.
Tanto quanto sei, metiam o carvão lá dentro, e colocavam depois o objecto entre os lençóis.
Anladığım kadarıyla, Manischewitz'i.. .. farklı insanların da eline almasını istiyorsunuz.
Querem colocar a Manischewitz nas mãos de pessoas diferentes.
- Anladığım kadarıyla engellisiniz. - Evet.
Eu percebi que tens um problema...
Ve anladığım kadarıyla bu konuda pek de yardıma ihtiyacın yok.
E pelo que sei, não precisas de muita ajuda nisso.
Ama anladığım kadarıyla sen kardeşini yeterince tanımıyorsun.
Bom, se há uma coisa que sei sobre si, é que não conhece muito bem o seu irmão.
Anladığım kadarıyla yaz için Lola'dan yanına taşınmasını isteyeceksin.
Parece que decidiste convidar a Lola para se mudar para aqui no verão.
Delilimiz inandırıcı idi ve anladığım kadarıyla operasyonunuz Meeks kovboyculuk oynamaya kalkışınca karıştı.
E, se bem percebi, a vossa operação foi arruinada quando o Meeks se armou em cowboy.
Anladığım kadarıyla anlaşma zaten bitmiş sayılır.
E pelo que percebi, o negócio está quase fechado.
Anladığım kadarıyla bu mal çalıntı. Beklenmedik bir durumla nasıl başa çıkacaksınız?
Daquilo que sei, isto é roubado, como vai negociá-lo com firmeza?
Duyduklarımdan anladığım kadarıyla Savcı Jo birkaç vahim yanılgıya düşmüş.
Do que sei, penso que o Jo cometeu alguns erros graves.
Anladığım kadarıyla, eğitiminizi kıl payı tamamlamışsınız, Hemşire Fortescue-Cholmeley-Browne.
Enfermeira Fortescue-Cholomondely Browne. Mas passei.
Şimdi, anladığım kadarıyla Richards dün akşamki maçta en zorlu rakibini yok etmiş.- - Petrov isimli bir kas yığını- - gelecek ayki şampiyonluk unvanını almak için ilk sıraya geçti.
Soube que o Richards aniquilou completamente o seu maior rival num evento na noite passada, um lutador chamado Petrov, e pôs-se numa boa posição para ganhar o título no mês que vem.
Anladığım kadarıyla başka bir zaman diliminde oğlun.
Pelo que sei, numa linha temporal diferente, é.
Anladığımız kadarıyla o da Charles Flyte gibi son anda eklenenlerden.
Acredito que ele veio depois, como o Charles Flyte.
Tamam anladığım kadarıyla bir at.
O cavalo eu percebo.
Kahvaltıdan sonra yere düştüğü gibi bir gerçek var Bayan Andrews'in anladığı kadarıyla yuttuğu bir şey var mıymış?
Depois há o facto de a morte ter ocorrido após o pequeno-almoço, segundo Mrs. Andrews, o que sugere que algo foi ingerido?
Bebeklerden çok fazla anladığımı söyleyemem ama gördüğüm kadarıyla, bu dünyadaki en güzel bebek.
Posso pegar no bebé?
anladım 3457
anladim 18
anladın mı 3957
anladin mi 16
anladın 107
anladın mı beni 67
anladın mı şimdi 18
anladınız mı 673
anladım efendim 33
anladım ki 24
anladim 18
anladın mı 3957
anladin mi 16
anladın 107
anladın mı beni 67
anladın mı şimdi 18
anladınız mı 673
anladım efendim 33
anladım ki 24