English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ B ] / Birkaç saat

Birkaç saat Çeviri Portekizce

4,116 parallel translation
Evet, ameliyatı birkaç saat önce bitmiş.
Sim, a cirurgia terminou há várias horas.
Bakın Boyd'dan birkaç saat önce haber aldım.
Ouça, eu soube do Boyd há uma hora atrás.
Bunlar bize sadece birkaç saat dayanır aslında.
- Deve dar para as primeiras horas.
Böylece birkaç saat öncesine geçmiş olduk. Robin sahte prova yemeğini düzenliyordu. Sahte içkiler de eksiksizdi.
O que nos traz para hoje mais cedo, quando a Robin estava a montar a armadilha do jantar de ensaio, cheia de bebidas falsas.
Birkaç saat sonra onu ve Melissa'yı sokakta buldum.
E cerca de duas horas mais tarde, eu encontrei-o a ele e à Melissa no beco.
Yine de var mı Biztoplantıyı birkaç saat gecikme olabilir?
Será que podemos adiar a reunião por umas horas?
Hadi, ama. Etkisi en fazla birkaç saat sürüyor.
Vá lá, eles só duram umas duas horas, no máximo.
İneli birkaç saat oldu, bu yüzden...
Aterrei há poucas horas, por isso...
Onu kurtarmak için tüm çabamıza rağmen Alex Murphy birkaç saat önce öldü.
Apesar dos esforços para o salvar, o Alex Murphy acaba de morrer.
Birkaç saat içinde Yunan filosu dağıtılacak.
Em alguma horas... a frota grega será destruída.
Birkaç saat içinde Shredder bütün bu toksini şehre salacak.
Dentro de algumas horas, o Shredder vai libertar aquilo tudo pela cidade inteira.
Birkaç saat. Güzel elmaslar.
Uns relógios, belos diamantes...
- Bilmiyorum, birkaç saat sürer kesin.
Não sei. Umas duas horas, acho.
Birkaç saat içinde biraz daha su üretecek.
Em poucas horas vai fazer mais água.
Birkaç saat içinde ölmüş olabilirim.
Posso morrer dentro de algumas horas.
Havalanı birkaç saat sonra açılır. Adam uyanmadan gitmiş olursunuz.
Mais umas horas e abre o aeroporto, ter-se-ão ido antes de acordar.
Otobüs birkaç saat sonra kalkıyor. - Orada olmamız gerekiyor.
A camioneta parte daqui a poucas horas, é só questão de paciência.
Bak, bunu birkaç saat düşündüm.
Tive algumas horas para pensar sobre isto.
Anlamı, birkaç saat önce bir ülkeyi işgal etmek için dünyadaki en iyi orduyu getirebilirdim.
Bem, quer dizer que, há algumas horas atrás, podia ordenar à maior força armada do planeta para invadir qualquer país do mundo.
Ben de birkaç saat sonrasında evde olurum.
Vou chegar duas horas depois.
Okuldan sonra çocuğa birkaç saat bakabilirim.
Posso cuidar do garoto após as aulas... Por algumas horas.
Evet, karşılığında para ödüyorum. Ben işteyken, Oliver okuldan sonra birkaç saat orada kalıyor.
É justo que eu pague, porque o Oliver fica lá durante algumas horas, depois que sai da escola.
Birkaç saat sonra Donanma Kuvvetlerinde olacaksınız.
Mais umas horitas e serão SEALs da Marinha!
Birkaç saat sonra.
Só algumas horas depois.
Birkaç defa maçtan birkaç saat sonra Cabos'a geldiler.
Eles vieram para Cabos algumas vezes depois de horas para marcar.
Son temasımız birkaç saat önceydi.
O último contato foi ha varias horas.
Birkaç saat öncesinden daha farklı bir dünyada yaşıyoruz.
Que diabo, vivemos num mundo diferente daquele em que vivíamos há algumas horas atrás.
Birkaç saat sonra havaalanına gideceğiz.
O teu voo é em poucas horas.
Patrick and ben birkaç saat daha... birlikte takılacağız, tamam mı?
O Patrick e eu vamos estar por mais uma horas, ok?
Birkaç saat önce de oldu.
Estava a tentar fazer isso à uma hora atrás.
Bu canavarın kim olduğunu bilemiyorum ama bu gülü çaldığım için birkaç saat içinde oraya dönmem gerekiyor.
Não vos consigo explicar quem é esse monstro, mas... Por ter roubado esta rosa... Vou ter que regressar dentro de algumas horas.
- Ailemle birkaç saat geçirmeme izin ver.
Algumas horas com a minha família...
Birkaç saat sonra görüşürüz o halde.
Então, até daqui a algumas horas. Adeus.
Sadece ben kullanacaksam birkaç saat uyumam gerekecek.
Bem, se vou dirigir sozinho, preciso dormir algumas horas.
Sadece birkaç saat. Sonra beni uyandırırsın tamam mı?
Mas só algumas horas e depois tens de me acordar, certo?
Ne kadar değiştirirsek değiştirelim birkaç saat içinde harlıyor.
Não importa quantas vezes trocamos elas queimam em poucas horas.
Hayır, beni arabayla evine götürüp birkaç saat sonra yeniden kendi evime bırakmak istemeyeceksin.
Não, tu não vais buscar-me nem levar-me para a tua casa, e voltar para a minha algumas horas mais tarde.
Demek ki orada birkaç saat daha kalsaydım belki de üstesinden gelecektim ama bunu bilemeyiz artık.
Agora, é bastante possível que se estivesse fora mais algumas horas tivesse ultrapassado isso mas agora nunca saberemos.
Birkaç saat sonra basın, soyunma odanda olacak.
Tens a imprensa no teu camarim dentro de poucas horas.
- Şafağa sadece birkaç saat kaldı.
- Falta pouco para o amanhecer.
Birkaç saat daha yaşayabilir mi ki?
Ela aguenta pelo menos umas horas?
- Trenle birkaç saat sürüyor.
- São poucas horas de comboio.
Korkarım birkaç saat önce öldürüldünüz bile.
Receio que o tenham feito há horas.
Ne diyeceğim? Daha gitmemize birkaç saat var.
Sabes uma coisa, ainda temos algumas horas.
Birkaç saat uyumam lazım yoksa yarın bir işe yaramayacağım.
Tenho de dormir um pouco, senão amanhã não me aguento.
Saat dörtte birkaç tane yatıştırıcı hap aldım. Etkisini satış toplantımdan sonra göstermeye başladı.
Às 16h, tomei mais uns ludes, que começaram a fazer efeito assim que terminei o encontro de vendas.
Saat sekiz buçuk olduğunda birkaç tane daha aldım. Böylece aşağı yukarı bütün kas becerilerimi kaybettim.
Às 20h30, tomei mais uns ludes e acabei por perder as minhas capacidades motoras.
Birkaç sahte evrak ve güleryüzle sadece yarım saat içinde seni çıkarttım.
Com documentos falsos e um sorriso foi fácil.
Saat 18 : 00 de kurul toplantım var, ama... Birkaç dakika geç kalmak beni öldürmez.
Eu tenho o encontro do conselho ás seis mas uh... tu sabes, não vou morrer se me atrasar uns minutos.
Yaklaşık iki saat gideceğiz ve birkaç atış yapacağız belki de yolda küçük bir sohbet ederiz.
Andamos umas duas horitas... Damos uns tiros e trocamos dois dedos de conversa.
- Paris sadece birkaç saat uzaklıkta.
Paris está apenas a poucas horas daqui.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]