English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ B ] / Bu inanılmaz bir şey

Bu inanılmaz bir şey Çeviri Portekizce

309 parallel translation
Bu inanılmaz bir şey!
Isto é extraordinário!
- Bu inanılmaz bir şey.
- É incrível. - Sim.
Bu inanılmaz bir şey.
É incrível.
Bana göre bu inanılmaz bir şey.
Pra mim, isso é fantástico.
Bu inanılmaz bir şey... hem bunu bilmeyen Amerikalı sayılmaz.
Isso não é só inacreditável, como totalmente anti-americano.
Bu inanılmaz bir şey dostum.
é fantástico!
- Bu inanılmaz bir şey.
- É mesmo incrível.
Bu inanılmaz bir şey!
Ê incrível!
Bu inanılmaz bir şey.
Isto é inacreditável.
Bu inanılmaz bir şey!
É demasiado bom para ser verdade.
Gerçekten! Tatlım, bu inanılmaz bir şey!
Querida, isto é sensacional.
Bu inanılmaz bir şey.
É espantoso.
- Hayatım, bu inanılmaz bir şey.
- É inacreditável!
Bu inanılmaz bir şey.
Inacreditável!
Johnny, bu inanılmaz bir şey.
Hi-yo! Johnny, isso é fascinante.
Bu inanılmaz bir şey.
Vou te dizer, é inacreditável.
Yeni bir ailem olduğuna inanamıyorum. Bu inanılmaz bir şey.
Não acredito que tenho uma família nova.
Bu inanılmaz bir şey.
Isso foi incrível.
Bu inanılmaz bir şey.
Isto é incrível.
Bu inanılmaz bir şey!
Isso é demais!
Bu inanılmaz bir şey.
- Não acredito!
Bu inanılmaz bir şey.
E isso é uma ideia inconcebível.
- Bu inanılmaz bir şey.
É inacreditável!
Bu inanılmaz bir şey!
É incrível!
Oh, Elaine, bu inanılmaz bir şey.
Elaine, é magnífico!
Bu inanılmaz bir şey.
Não querendo ser indiscreto...
Bu inanılmaz bir şey.
Foi incrível.
Kimsenin yaşamak istemediği bu yerde, başka bir yerde yaşayamayan penguenlerin yaşaması inanılmaz bir şey.
É de espantar que alguém queira viver aqui, mas a maioria dos pinguins não deseja outro sítio.
İnanılmaz bir şey bu.
É inacreditável.
Ama haklıysam... ki kuramımı destekleyen kanıtlar gittikçe çoğalıyor... o zaman bu çölde inanılmaz bir şey cereyan etmiş demektir.
Mas, se ela estiver certa, e as provas fortalecem minha teoria... então algo inacreditável aconteceu neste deserto.
İnanılmaz bir şey bu şekilde etkisiz hale getirilmek.
É inconcebível estarmos imobilizados.
İnanılmaz bir şey bu. Evet.
Isto é incrível.
Bu işi değiştirmemen inanılmaz bir şey.
E não podes mudar de direcção?
Bu, inanılmaz bir şey geçimini yalnızca babasının dolgun harçlığından sağlayan genç bir kızın 4 yıldan sonra hala, nefretten ıstırap duyması bu, işte benim yapacağım şey.
Esta coisa incrível de uma rapariga cujo pão depende da caridade do pai, que ainda sente ódio após 4 anos, isto é algo que farei.
Bu, inanılmaz bir şey, genç bir kızın okyanusun ötesine ayak basması, eski dünyadan yeni dünyaya geçmesi ve sevgilisinin yanına gitmesi, bu, işte benim başaracağım şey.
Que uma jovem tenha de atravessar o oceano, ir do velho para o novo mundo ao encontro do seu amado, isto é algo que farei.
"Bu, inanılmaz bir şey, genç bir kızın..." "... okyanusun ötesine ayak basması... " "... eski dünyadan yeni dünyaya geçmesi... "
Esta coisa incrível de uma jovem atravessar o oceano, ir do velho para o novo mundo ao encontro do seu amado, é algo que farei.
Şey, en iyi deyişle bu inanılmaz bir tesadüf.
Bem, para não dizer outra coisa, isso é no mínimo uma coincidência incrível.
İçinde bu bulutu yaratan inanılmaz bir şey olmalı.
Deve haver algo de muito poderoso no interior dela.
İnanılmaz bir şey, bu yabancılar tıpatıp biribirlerine benziyorlar.
Incrível, estranhos idênticos.
Tanrım inanılmaz bir şey bu!
"Jazuz", isto é incrível!
- Olive'in yedeği ile oyunun bu kadar iyi olması inanılmaz bir şey. - Olive. - Her şey nefes alıyor ve yaşıyor.
É incrível a diferença que a substituta da Olive fez, deu nova vida á peça.
Sonra kalacak yer kalmıyor, böyle berbat bir yere mahkum oluyoruz! Bu... İnanılmaz bir şey.
depois não há sitio para ficar e acabamos sempre numa pocilga como esta isto é... isto é inacreditável.
- İnanılmaz bir şey bu.
- Incrível.
Bu inanılmaz bir şey! - Bak bu da Max.
E este é o Max?
Oh, inanılmaz bir şey bu.
Isto é fabuloso. Meu Deus.
İnanılmaz yeteneklere sahip Kübalı beyzbolcular cennetiyle olan bir komünist bağlantı bu organizasyonun başına gelen en güzel şey. - Efendim?
George, lembrei-me hoje que um gasoduto comunista a juntar a um talento do baseball cubano, podia ser a melhor coisa que acontecia a esta Organização.
İnan bana, bugün kocanın yaptığı kadar inanılmaz bir olay yaşamadım. Bu bir ailenin çocuğunun bulunmasını sabote etmekten... başka bir şey değildir.
Deixe que lhe diga, Kate nunca lidei com tão incrível acto de sabotagem por parte de um pai em relação à recuperação de um filho.
- İnanılmaz bir şey bu.
- Isto está impossível.
Hayır, bendeki romantiklik inanılmaz bir şey karşı bu yüzdende ne pahasına olursa olsun bunu halktan saklamalıyım.
Não, o que tenho é uma anormalidade romântica tão inacreditável que deve ser escondida do público a todo o custo.
Bu çocuk inanılmaz bir şey. Onun gibisini görmedim.
Este miúdo é incrível, nunca vi nada assim.
Yani bu inanılmaz bir şey.
Isto é inacreditável, sabe.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]