Bu işe karışma Çeviri Portekizce
346 parallel translation
Sen bu işe karışma.
Você não te coloque.
- Niye? - Ah, sen bu işe karışma!
Porquê?
- Bir şey yap. - Sen bu işe karışma, hayatım.
- Foi insensato da sua parte.
Bu işe karışma Glinda, yoksa seni de hallederim!
Não te metas, Glinda, ou também vais ver!
- Sen bu işe karışma.
- Fique fora disto.
Bu işe karışma Custer.
Isto não lhe diz respeito, Custer.
Sen bu işe karışma!
Não se meta!
Sen bu işe karışma.
Você não se meta nisto!
- Sen bu işe karışma. Unutuyorsunuz, başkan olarak aynı zamanda Gizli Servisin de başı benim.
Lembre-se, como presidente, sou chefe dos Serviços Secretos.
Bu işe karışma Petit.
Não te metas, Petit.
Bu işe karışma.
Mas não fales nisso.
Asta, sen bu işe karışma.
Asta, não te metas.
Dikkat et oğlum, sen bu işe karışma.
Cuidado, filho, sai do caminho.
Sen bu işe karışma.
Você fique fora disto.
- Sen bu işe karışma.
Fique fora disto.
Bu işe karışma, Brad.
Não se meta nisto, Brad.
Sen bu işe karışma.
Não te metas nisto.
- Sen bu işe karışma.
- Não te metas nisto.
- Bu işe karışma.
- Não te metas.
bu işe karışma sen.
Não se meta também em trabalhos.
- Sen bu işe karışma. Migreni var ve çelik bilyelerle oynuyor.
Ele tem enxaquecas e rola bolas de aço.
Sen bu işe karışma şerif.
- Não se meta nisto, Xerife!
Bu işe karışma.
Não te metas.
Rahip, sen bu işe karışma.
Reverendo, fique calado!
Sen bu işe karışma.
- Estás a repetir-te. - Não te metas.
Sen bu işe karışma.
Tu... Não te metas nisto.
Sen bu işe karışma, Doktor.
Fique fora disso, Doc.
Sen bu işe karışma!
- O teu boné. Fica.
- Sen bu işe karışma!
- E você fique fora disto.
Sen bu işe karışma, Buck.
Não se meta nisto, Buck.
Buck, haklı olabilirsin, ama bu işe karışma.
Buck, talvez você tenha razão, mas nem toda.
Luke, lütfen bu işe karışma.
Luke, por favor não se meta nisto.
Hayır, sağol, bu işe karışma.
- Não, obrigado, Pat, afasta-te disto.
- Bu işe karışma, marshal. - Sana gel buraya dedim.
- Não aguentas comigo, marechal.
- Sen bu işe karışma Billy.
- Billy, não podes fazer isto.
Lanet olsun, sen bu işe karışma!
Não se meta nisto!
Bu işe karışma!
Não se meta!
- Sen bu işe karışma, Wilkes.
- Não te metas, Wilkes.
Sen bu işe karışma.
Fica fora disto!
- Sen bu işe karışma.
O que tens a ver com isso, princesa?
Bu işe karışma!
Não te metas nisto!
- Bu işe karışma demiştim.
Está bem. - Disse-te que não te metesses.
Sen bu işe karışma, seni üç kuruşluk korkak.
- Acredite nele, pai. Fique fora disto, covarde miserável.
Prudy, hayatında bir kez olsun akıllıca davran ve çeneni kapa. Sen bu işe karışma.
Pelo menos uma vez da vida, seja esperta e mantenha a sua grande boca calada.
- Sen bu işe karışma, Kate.
- Fica fora disto, Kate.
- Annie! - Sen bu işe karışma.
Não se meta nisto!
Bana bir iyilik yap, bu işe karışma. Ben mi?
Não se sente bem?
Linda bu işe sakın karışma!
Linda, não se meta nisto!
- Bu işe karışma Jake.
- Não te metas nisto, Jake.
- Sen karışma bu işe.
- Afasta-te dos problemas dela.
Sonraki dönemlerde ise, yalnızca şekillerin ve renklerin bir sır gibi gizlice birbirlerine karışmasını resmetmişti. Bu karışma öyle şiddetli idi ki önüne ne çıkarsa çıksın değil durdurmak, onu en ufak bir yavaşlamaya bile uğratmıyordu.
Já não era suficiente que... as mudanças misteriosas que fazem penetrar umas nas outras as formas e os tons... num progresso secreto e continuo, que não é traída ou interrompida nem por choques ou sobressaltos.
bu ise 19
bu işe yaramaz 101
bu işe yarar mı 16
bu işe yarayacak 22
bu işe yaramıyor 29
bu işe yaramalı 20
bu işe yarar 53
bu işe yaramayacak 44
bu işe yarayabilir 33
karışma 72
bu işe yaramaz 101
bu işe yarar mı 16
bu işe yarayacak 22
bu işe yaramıyor 29
bu işe yaramalı 20
bu işe yarar 53
bu işe yaramayacak 44
bu işe yarayabilir 33
karışma 72