Buna değerdi Çeviri Portekizce
127 parallel translation
Yani demek istediğim buna değerdi.
O que quero dizer, é que valeu a pena.
- Buna değerdi.
- Ela valia isso.
Buna değerdi.
Valeu a pena.
Evet, buna değerdi.
Sim. Foi merecido.
Buna değerdi delikanlı, Eğer bundan bir ders çıkardıysan.
Vale a pena, quando se aprende algo com isso!
Durma, buna değerdi.
Força, valeu a pena.
- Buna değerdi. Şimdi ne yapmayı düşünüyoruz biliyor musun, Emma?
- Sabe o que queremos que faça, Emma?
Sonuç ne olursa olsun, buna değerdi.
Bem, aconteça o que acontecer, valeu a pena!
- Buna değerdi.
- Para uma causa justa.
Pekala, eskiden buna değerdi.
Costumava valer a pena.
Eğer seni öldürseydim hain, buna değerdi.
Talvez valha a pena, só para ter mais uma oportunidade contigo, traidor.
Meyva suyu burnumdan geldi, ama buna değerdi.
Acabei de deitar sumo pelo nariz, mas valeu a pena.
Dursam da, yine de buna değerdi.
Se parar hoje, ainda vale a pena.
Beni yakan ve ruhumu yaralayan acılar, buna değerdi.
As dores que me queimaram e marcaram com cicatrizes a minha alma, valeu a pena.
Ama buna değerdi.
Mas valeu a pena.
Elizabeth'in rüyasını gerçekleştirmek, için buna değerdi sanırım.
Mas valeu a pena. Para realizar o sonho da Elizabeth.
Bacak kaslarımı zorladım sanırım ama buna değerdi.
Acho que distendi um músculo da perna, mas valeu bem a pena.
Saçma olduğunu biliyordum, ama yapmak zorundaydım. Buna değerdi.
Eu sabia que era tudo asneira, mas, caramba, eu estava a fazer aquilo para uma coisa que presta.
Onu işemeye götürmek için tam üç kere kalktım, ama buna değerdi.
Bom, eu levantei 3 vezes para levá-lo ao banheiro. Funcionou.
Yine de buna değerdi.
Mas valeu a pena.
Buna değerdi. - Harika.
- Vai valer a pena.
Bu Manola Blahniks ayakkabılarımı bağlamak kadar kolay değildi ama buna değerdi.
Não era tão fácil como bater os meus Manolo Blahniks três vezes, mas valia a pena.
Eskiden bu iş buna değerdi diye düşünürdüm.
Eu dantes pensava que este trabalho valia a pena.
- Buna değerdi, biliyorum.
Sabia que ela valia a pena.
Buna değerdi ama, değil mi?
Ainda é válido, não é?
İşimi bitirmişti, fakat buna değerdi çünkü bir karşıtlık yaratmıştım.
Fui abatido mas valeu a pena... porque estremeceu algo.
Buna değerdi.
Valia a pena.
Buna değerdi. Yeteneğini keşfedebilmek için.
Valeu a pena para descobrir o segredo dele.
Yukarıda olup, aşağıya insanlara bakmak hepsi buna değerdi.
Estar lá cima, e olhar para baixo, para o nosso planeta... -... faz com que tudo valha a pena. - Bem, tu fizeste-o.
Bence buna değerdi.
Eu digo que valeu a pena.
Pahalıydı ama buna değerdi.
Era dispendioso, mas valia mesmo a pena!
Oh, boş ver. Buna değerdi.
Para onde é que a levariam?
Buna değerdi gökyüzünü tekrar görmek olsa bile.
Oh, isto valeu, só por ver o céu mais uma vez.
Umarım Lyla buna değerdi, küçük kardeşim.
Espero que a Lyla valha a pena, maninho.
Oh, boş ver. Buna değerdi.
Paciência, valeu a pena.
Zorlu bir işti fakat sonuçları buna değerdi.
Foi um trabalho duro, mas os resultados valeram a pena.
Yine de buna değerdi.
Mesmo assim... valia a pena.
Ama buna değerdi!
Mas valeu a pena.
Buna değerdi.
Foi dinheiro bem empregue.
Buna değerdi.
Valeu a pena à mesma.
Buna değerdi.
Mas valeu apena.
Buna değerdi.
Valeu a pena, um momento
Buna değerdi!
Valeu a pena.
Boş ver, buna değerdi.
- Não faz mal, valeu a pena.
Alan üreteci için ender bulunan eşyaları vermem gerekti, ama buna değerdi. Efendim, görünüşe göre Goa'uld güç kalkanının bir çeşidi.
Não vale a pena.
Yine de öpücük bayağı iyiydi, yani bir nevi değerdi buna.
Mas o beijo foi demais, então, deve ter valido a pena.
Bir keresinde donmuş çikolata yerken dilimi fena ısırmıştım ama buna kesinlikle değerdi.
Uma vez mordi a minha língua fortemente ao comer um gelado da Milky Way mas valeu mesmo a pena.
Sanırım çarpılmak buna değerdi.
Parece que o choque valeu a pena.
Umarım buna değerdi dostum.
Espero que ela tenha valido a pena, amigo.
Ama ben... Buna degerdi, çünkü beni gerçekten anladiginizi düsündüm, ama tüm saygima ragmen efendim, beni kariniza dönmek için kullaniyorsunuz.
Mas eu... valeu a pena porque pensei que... que tinha reparado em mim, mas...
Şekerden tırnaklarımı kaybedebilirdim, ama buna kesinlikle değerdi!
Posso perder a minha luta contra os diabetes, mas vale a pena!
buna bayıldım 84
buna sevindim 125
buna inanamıyorum 1067
buna bak 71
buna ihtiyacım var 46
buna gerek yok 406
buna ne dersin 495
buna değer 39
buna dayanamam 103
buna ne demeli 38
buna sevindim 125
buna inanamıyorum 1067
buna bak 71
buna ihtiyacım var 46
buna gerek yok 406
buna ne dersin 495
buna değer 39
buna dayanamam 103
buna ne demeli 38
buna bayılıyorum 48
buna göre 57
buna ihtiyacım yok 72
buna ihtiyacın yok 25
buna inanmıyorum 513
buna rağmen 175
buna izin vermem 58
buna ne dersiniz 119
buna değmez 94
buna inanıyorum 48
buna göre 57
buna ihtiyacım yok 72
buna ihtiyacın yok 25
buna inanmıyorum 513
buna rağmen 175
buna izin vermem 58
buna ne dersiniz 119
buna değmez 94
buna inanıyorum 48