English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ E ] / Elbet

Elbet Çeviri Portekizce

889 parallel translation
"Meraklanma, buluruz elbet."
Não se preocupe, nós encontraremos.
İstersen elbet siyah da olur, kahverengi de, yeşil de. Sen evde olduğun müddetçe hoşuna giden her renge boyarız.
Ou poderiam ser pretas, ou castanhas, ou verdes, ou... qualquer cor que te agrade, contanto de que você esteja lá.
Eğer kızağın üzerine binecekseniz elbet daha fazla köpeğe ihtiyacınız olacak.
Terá que ter mais cães se quiser ir montado no trenó.
- Eğer bizi oyuna getirmeye... çalışıyorsanız elbet er ya da geç öğreniriz... ve eğer böyleyse... bize sizin için yasınızı tutmaktan başka bir şey kalmayacak.
- Se tentar enganar-me... ficarei a saber, mais cedo ou mais tarde... e se for assim... não restará nada a não ser ficar de luto por si.
Elbet bir gün hesaplaşacağız.
Hei-de vingar-me. Espera e verás!
Heykelcigin sahibini bu büyük masraftan kurtarmak isteyisimi... dogal karsilarsiniz elbet.
Certamente que é natural eu tentar poupar ao proprietário... tão considerável despesa, se isso fôr possivel.
Elbet size de... 5.000 dolar kadar.
Também você, pela quantia de 5.000 dólares.
Bu miktar elbet çok daha fazla.
Isso atingiria uma quantia muito maior.
Bir bildikleri vardır elbet.
Percebem melhor do que nós.
Birbirine içgüdü ile bağlı yüce ruhlar, sadakat ve dostluk yolunda elbet yeniden buluşurlar.
As grandes almas juntam-se, correm umas para as outras... exigem lealdade e ardem em amizade.
Ben de size sövmek için birkaç küfür bulabilirim elbet.
Lembro-me de uns quantos nomes que gostava de vos chamar.
- İyi olur elbet. Ama ben yine de aşk yarası var derim, derdinin kaynağında, başlangıcında.
Acho bem, mas no entanto creio que a origem e início da sua dor estão no amor desprezado.
Elbet bir gün düzelir her şey.
Conto que há-de acabar tudo bem.
Bizi de pek o kadar yıpranmış, gevşemiş bir kumaş gibi görme. Tehlike sakalımızdan tutmuş çekerken, oturup keyfimize bakacak değiliz elbet.
Não creias que a nossa substância seja tão mole e vulgar que deixasse que o perigo nos arrancasse as barbas?
Ben yaptım diyemezsin elbet.
Tu não podes dizer que eu fiz isso.
Öyle karşılayacağım elbet.
- Enfrenta isso como um homem. - Eu assim farei.
Güzel bir yürüyüş, hoş bir sohbet, Çok da nefis olur elbet.
Um passeio agradável, uma conversa agradável, seria puro deleite.
Evet, ve yolda acıkırsak eğer, durup bir ısırık alırız elbet.
Sim, e se ficássemos com fome no caminho, pararíamos e faríamos uma rápida refeição.
Elbet bir gün seni yakalayacak.
Um destes dias, ele encontrar-te-á.
Elbet durdurulacaklardır.
Hão-de ser detidos.
- Elbet.
- Exacto.
Elbet.
Claro.
- Bisküvilerden elbet.
- Não, de biscoitos, claro.
Biz Kraliçenin aciz kullarıyız, emre uyarız elbet.
Somos servos da rainha, e devemos obedecer.
Elbet bir gün... Elbet bir gün açık verecek.
Dêem-lhe corda suficiente e ele enforca-te.
- Elbet.
- Claro que é.
- Elbet, doğru.
- Claro, era mesmo.
- Pete dürüsttür, elbet.
- Pete é honesto, tudo bem.
- E, elbet.
- Claro!
Siyah saç güzeldir elbet.
Cabelo preto é bonito, tudo bem.
- Elbet.
- Claro.
Elbet, Margrit, seni çok seviyorum.
Claro Margit, amo-te muito.
Bir şeyler yaparım elbet.
Vou fazer alguma coisa. |
Bunu da anlıyorsundur elbet.
Acho que deves entender isso também.
Elbet kalacağım Hiroşima'da... seninle.
Claro que ficarei em Hiroshima contigo.
Fakat elbet o problemin bir çaresi vardır.
Mas concerteza, há uma solução para esse problema.
Fantan, bu dünya bir bok çukuru, ister kaç ister kaçma, elbet içine batacaksın.
Há tanta trampa neste mundo que um homem acaba a chafurdar nela, por mais cuidado que tenha.
Elbet kırışıklar artacak ve o parlaklık da gidecek.
Um dia aparecerão as rugas e a pele ficará amarela.
Canım, evlenecez elbet.
Estou disposto a casar com ela.
İyi bir amaçla elbet.
Ela tem razões.
- Yaptık elbet, hızlı ol ve yakalanma.
Planeámos andar depressa e não ser apanhados.
Ben tutuklu olmalı elbet.
Deverter de ser preso, seguramente.
Ve üzücü gerçek de, elbet anlaşma yapacağın.
E o mais triste é que fará o acordo.
Elbet Danca diyebilirim Siz konuşamıyor musunuz?
eu diria, é claro! Você não pode?
Elbet bir gün size dolanacağım.
Espera só até eu te apanhar com a minha espiral.
Irmak nerede, su orada. Bulurum elbet yeni birini. Ama hiç sana benzer mi?
Onde está a sarjeta, há aguinha claro que encontrarei a outro, mas você me dá lástima.
Yapamaz mı? Sandığından daha büyük olduğunu öğrenirsin elbet.
Tu vais descobrir que ele é maior do que tu pensas.
Elbet öyleyim.
Claro.
Doğru yolu elbet buluruz.
Façam fila à direita.
Elbet! Hanedanıma casuslar göndererek! İtalya'daki düşmanlarımı kışkırtarak!
Sim, e espia-me na minha própria corte... agita os meus inimigos por toda a Itália... e, até alega em privado, que irá colocar um francês no trono de São Pedro... mesmo antes de me tornar o seu capelão!
Elbet.
Com certeza.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]