Inanması zor Çeviri Portekizce
505 parallel translation
Herhangi bir Amerikalı için buna inanması zor.
É difícil acreditar em relação a qualquer americano.
Zamanın bu kadar hızlı geçtiğine inanması zor.
É incrível ter passado tão pouco tempo.
Sizin için inanması zor olabilir, Byn.
Pode ser difícil para você entender, Srta.
Bir adamın yalnızlıktan ölebileceğine inanması zor.
Custa a crer que um homem possa morrer de solidão.
O odada otururken buna inanması zor değil.
Não depois de estarmos naquela sala.
Tüm yaşadıklarımızdan sonra böyle güzel bir yerin varlığına inanması zor.
Depois do que passámos, custa a crer que este lugar tão belo exista.
125'e inanması zor.
Nos 125 é que custa a acreditar.
İtiraf et, inanması zor bir hikaye.
Tens de reconhecer que é estranho.
- İnanması zor, biliyorum. - Niye inanması zormuş?
- Sei que é difícil de acreditar.
Ama inanması zor gelen ne, söyleyeyim mi?
Mas digo-te o que acho particularmente difícil de engolir.
Sadece inanması zor geliyor, hepsi bu.
Só acho difícil de acreditar, mais nada.
Bunu, inanması zor bulabilirsin... ama seni hala seviyorum.
Podes não acreditar, mas ainda te amo.
- Bunu, inanması zor buluyorum.
- Acho difícil de acreditar.
Mmm. böyle söyleyince inanması zor oluyor, ama bu baktığınız bir lider!
Pondo as coisas dessa maneira, parece muito rebuscado, mas é isso que está a ver!
Sana inanması zor gelebilir, ama revir bazen çok sıkıcı olabiliyor.
Pode não acreditar, mas a Enfermaria às vezes é muito aborrecida.
Marge, inanması zor olabilir ama iki tane otomat makinasının arasına sıkıştım.
Talvez seja difícil de acreditares, mas estou preso em duas máquinas de venda.
Jean, şu an inanması çok zor ama hâlâ bizimle aynı şeylere inanan Fransızların olduğunu unutmamalısın.
Jean, agora pode ser difícil, mas tens de lembrar-te que eles ainda são franceses... que acreditam nas mesmas coisas em que nós acreditávamos.
- İnanması zor.
- Custa a crer.
- İnanması zor.
- Achará difícil de acreditar.
İnanması zor.
É demais para acreditar.
İnanması çok zor.
É quase impossível acreditar.
İnanması neden bu kadar zor?
Por que é difícil de acreditar?
İnanması zor fakat hastalığın içindeki ateşi söndürmüş.
É difícil acreditar que a sua pena tenha dobrado a sua coragem.
İnanması çok zor... bunun olduğuna.
Custa a crer... que tenha acontecido.
- İnanması zor, değil mi?
- É difícil de acreditar, não é?
İnanması zor, değil mi?
Acreditas?
Bazı suçlamalar yapıyor, Henry. İnanması zor.
Ela faz umas acusações, Henry, que acho difíceis de acreditar.
İnanması zor, sanki şehri bir ordu istilâ etmiş gibiydi.
Parecia um exército invadindo a cidade. Inacreditável.
Aslına bakarsanız, duyduklarımız, inanması hayli zor şeylerdi.
Eram tão horríveis que custava a crer que pudessem ser verdadeiros.
İnanması zor, ama annen Kizzy bir zamanlar tazeydi.
É difícil de acreditar, mas a tua Mamã Kizzy vinha mesmo fresca.
Rusya'nın en güney ucunda bir şişe 1937 Mosells mi? İnanması zor!
Um Moselle de 1937 em pleno sul da Rússia, é extraordinário.
Benim için de inanması çok zor.
Tambèm me è difícil acreditar.
İnanması zor.
difícil de acreditar.
İnanması zor olmalı.
Aposto que deve ser difícil conseguir controlar isso tudo.
İnanması zor ama ses evdeki bir radyo vericisinden geliyor olabilir.
Dra. Lesh, a voz pode estar a ser emitida via rádio cá da casa.
İnanması çok zor.
Dificílmente podíamos imaginar.
İnsanın inanası gelmiyor ama inanması daha zor bir şeyi bilmek ister misin?
Não é fácil acreditar, mas queres saber uma coisa mais difícil de acreditar?
Şimdi inanması çok zor, Charlie, ama sen ve ben arkadaş olacağız.
Sei que vai ser difícil de acreditares agora, Charlie, mas.... tu e eu vamos ser amigos.
İnanması zor, değil mi?
- Custa a acreditar, não é?
İnanması zor ama eskiden burada otururdum.
Vivi aqui.
İnanması zor.
Custa a acreditar.
- İnanması çok zor.
Custa a crer.
İnanması zor. Ama Lester için sıradan bir iyilik. O böyle şeyleri hep yapıyor zaten.
Mas é o tipo de coisa que o Lester faz o tempo todo.
İnanması zor ama, ben sıradan biriyim.
Pode ser difícil de acreditar, mas eu sou um homem normal.
İnanması zor.
Não sei se acredite.
Kulağa, inanması oldukça zor gelecek ; fakat hiç, bütünleşme organizması diye bir şey duydunuz mu?
Soará-lhe muito inverossímil, mas sabe o que são os organismos de fusão?
Ama tüm bunlara inanması çok zor değil mi?
Mas depois, é tudo tão difícil de acreditar, não é?
İnanması zor, oldukça korkunç görünüyordu. Çok güçlü osurursan, 1 metre havaya sıçrardı.
Difícil de acreditar, sensível como ele era..
İnanması o kadar da zor değil Scully. Reenkarnasyon birçok büyük dinin temel ilkelerindendir.
Não é assim tão absurdo Scully, Reencarnação é um princípio básico em muitas religiões.
İnanması zor ama biliyoruz ama, Pennsylvania'ya gidiyor.
Vocês não vão acreditar, ele vai à Pensilvânia!
İnanması ne kadar zor.
È difícil acreditar.
zorro 27
zorba 47
zorundasın 42
zorundayım 57
zorlama 27
zordon 39
zorunda 36
zorla 32
zorundayız 21
zor mu 38
zorba 47
zorundasın 42
zorundayım 57
zorlama 27
zordon 39
zorunda 36
zorla 32
zorundayız 21
zor mu 38
zordu 17
zor bir soru 21
zor bir durum 34
zor olacak 51
zor değil 47
zor iş 33
zor bir gündü 18
zor bir gün geçirdim 20
zor durumdayım 18
zor olmalı 42
zor bir soru 21
zor bir durum 34
zor olacak 51
zor değil 47
zor iş 33
zor bir gündü 18
zor bir gün geçirdim 20
zor durumdayım 18
zor olmalı 42