English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ I ] / Iç

Çeviri Portekizce

18,268 parallel translation
Cehennem tazısı iç güdülerin doğaüstü yolunda olmayan bir şeyler hissediyor mu?
A tua intuição de Cão Infernal sente algo errado no sobrenatural?
Birlik iç savaşına izin veremeyiz.
Não podemos permitir uma guerra civil na Liga.
Fena iç sıkıcı.
Isso é deprimente.
Eminim sendika avukatın iç işlerine sana şantaj yaptıklarını anlatabilecektir.
Sei que vai esclarecer que estava sob coação.
Bu iş, iç daireye girmemi sağlayacaktır.
Esse trabalho pode colocar-me por dentro.
Çünkü Pike'ın söylediğine göre iç işleri Darhk için çalışmam konusunu Laurel'ı korumak için yaptığım için görmezden gelebilirmiş.
Porque, de acordo com o Pike, a Procuradoria deixará passar quando eu trabalhei com o Darhk, porque eu estava... protegendo a Laurel.
Bunu sizin için hemen halledeyim. Al, bunu iç.
Eu trato disto por vocês.
- Peter, iç çamaşırıma ne yaptın böyle? Hepsi genişlemiş.
Peter, que raio aconteceu à minha roupa interior?
Pekâlâ, ben biraz daha iç çamaşırı almaya gidiyorum.
Muito bem, vou comprar mais roupa interior.
1 ay boyunca aynı iç çamaşırını giyersen sana 10 dolar veririm.
Dou-te dez dólares se usares a mesma roupa interior durante um mês. Paga.
Git, iç çamaşırını değiştir.
Aqui tens cinquenta, vai mudar de roupa interior.
Biraz da çorba iç.
Em vez disso coma um pouco de sambar.
Korkunun beraberinde getirdiği paranoya, iç savaşa yol açtı.
Esse medo virou paranoia, o que levou a uma guerra civil.
Ki bu onları iç savaşa sürükledi.
O que só pode levar a uma guerra nova.
Bunu iç ve biraz dinlen.
Bebe isto e descansa.
Burası bir iç bölmeye açılıyor olmalı!
Isto deve levar a uma câmara interior.
Biraz su iç küçük dostum.
Bebe um pouco de água, sim, bom rapaz.
Madem Sol'ü bu kadar çok seviyorsun belki de gidip iç çamaşırlarından bir tane almalısın.
Sabes, já que gostas tanto do Sol, podes levar-lhe as cuecas.
O şort mu iç çamaşırı mı?
Isso são calções ou cuecas?
Carlos asla iç çamaşırı giymez.
O Carlos não usa cuecas.
"Kaygan iç" "Yağlanabilir" "Bay alkış"
"Desliza cá para dentro", "Poder-Lubri", "Meno-aplauso".
Evet, ama aynı zamanda lobileri iç gerilimleri, skandalları, düşmanlıkları ve tehditleri de.
Mas também há lobbies, tensões internas, escândalos, vendettas e ameaças.
Yataklarınızı, cübbelerinizi, iç çamaşırlarınızı,.. ... dünyanın en nadide ve güzel yerlerindeki o şahane manastırlarınızı.
As vossas camas, as vossas túnicas, as vossas ceroulas, todos aqueles maravilhosos mosteiros que têm nos mais maravilhosos e adoráveis lugares do mundo.
Bu ülkedeki iç savaş gerçekte hiç bitmedi.
A guerra civil neste país, na prática, nunca terminou.
Bu iyi haber çünkü taramada iç organ yaralanması yok. İç kanama veya beyin sarsıntısı gözükmüyor.
São boas notícias, porque não há lesões reveladas pelo exame ou quaisquer hemorragias.
Burada iç zombinizi öldürmek zorundasınızdır.
Aqui temos de matar o nosso zombie interior.
İç Güvenlik elemanları tedbirli olmak için eğitildiler.
A Segurança Interna é apenas... Treinada para ser discreta.
Bir şeyler iç.
Bebe um copo.
Şunu iç.
- Não vai ajudar.
Al, iç şunu.
Toma. Bebe.
2013'te İç Güvenlik, Girişim'den sonra vergi denetimi yapmış ve annem Samantha Clayton diye bir kadına bir milyon dolarlık bir çek yazmış.
A Segurança Nacional auditou-nos em 2013, após o Empreendimento, parece que a mãe fez um cheque de 1 milhão de dólares para uma mulher chamada Samantha Clayton.
İç işleri bürosunun soruşturmasının kararıyla görevden alınıyorsun.
Está suspenso durante a investigação do ministério público.
İç işleri bürosunun karşısında seni temsil edeceğim mutlaka.
Vou representá-lo no ministério público.
Doğayla iç içe misin?
Ficas muito em contacto com a terra?
- Ben de İç Savaş'ı kazandım.
Eu venci a Guerra Civil.
İç İşleri'nden.
É dos Assuntos Internos.
İç İşleri memuru.
Dos Assuntos Internos.
İç kesimler de kıyıdan daha iyi durumda değil.
O interior não está melhor que a costa.
Evet, yaşayacak. İç kanaması yoksa tabii.
Ele sobrevive, se não tiver hemorragias internas.
İç çamaşırlarımı gördünmü?
Vê a minha cueca ali?
İç çamaşırların altında bir kutu var.
Há uma caixa embaixo.
- Bir dakika, bu adam İç Güvenlikten.
- São da Segurança Interna!
Direniş İç Güvenliğe mi sızdı diyorsun yani?
Está a pensar que a Resistência entrou na Segurança Interna?
Hanımefendi, güvenlik sorunları yaşıyorsanız hemen İç Güvenliğe haber vermeniz gerek.
Senhora, se tem problemas de segurança, relate à Segurança Interna imediatamente.
Bir sorun ile karşılaşırsanız telefonu kaldırıp sıfırı tuşlayın ve İç Güvenliğe bildirin lütfen. - Olur.
Se tiver algum problema, pegue no telefone e marque zero para chamar a Segurança Interna, senhora.
İç Güvenlik görünmüyor. Hava araçları da.
Nenhuma patrulha da Segurança Interna, nem Drones.
İç Güvenliktenim.
Segurança Interna.
İç Güvenlik sokağın karşısında.
A Segurança Interna está ali à frente.
- Bir dakika, bunlar İç güvenlikten. - Bizimle alakaları yok.
- É a Segurança Interna!
İç güvenliğe 9 ay önce katılmış.
Dwight Ford.
İç Güvenlik dosyasına bak ve bana Dwight Ford'un adresini getir.
Vai buscar o arquivo da Segurança Interna... e vê se consegues o endereço do Dwight Ford.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]