Kabul etmelisin Çeviri Portekizce
697 parallel translation
Onu geri kabul etmelisin!
Tens de o trazer!
Jane, gerçekleri kabul etmelisin.
Jane, deves enfrentar a realidade.
Çok zevkli olduğumu kabul etmelisin, değil mi?
Tens de admitir que tenho muito bom gosto, não tenho?
- Kabul etmelisin ki...
- Tens de admitir que foste...
Eğer buradan kurtulursak Helen'in babasının önerdiği işi kabul etmelisin.
Se chegarmos a sair daqui, devias aceitar o emprego com o pai da Helen.
Kabul etmelisin ki, benim açımdan son olayların en önemli noktası...
Confessa que fui muito atencioso, depois do que aconteceu...
Kabul etmelisin.
Akenathon deve morrer...
Kabul etmelisin, bu her an olabilir.
Há que ver que isto é a sério.
Kabul etmelisin ki, senle Oliver bu güne değin gerçek bir evlilik yapmadınız.
Tem que admitir que você e o Oliver não têm tido um verdadeiro casamento, há já algum tempo.
Senden kötülerini de gördüm, benim yardımımı kabul etmelisin, arkanda olmalıyım, sheriff.
Eu ficaria honrado se aceitasses a minha ajuda, só para te proteger pela retaguarda.
Kabul etmelisin Dağ.
Tens de encarar isso, Mountain.
Parasını ödeyen herkesi kabul etmelisin.
Tens de aceitar qualquer pessoa, desde que pague.
Kabul etmelisin ki, en iyisi de sende.
Admitir que tens do melhor.
Kabul etmelisin bir çok kişinin keyfini kaçırdın.
Admita que incomodou muita gente.
Kabul etmelisin, çok düşünceliyiz.
Tem de admitir que somos muito meticulosos.
Hem birisi sana iş teklif ederse akıllı olup kabul etmelisin.
Quando alguém te encontrar um emprego, vais aceitá-lo!
- Bir gerileme olduğunu kabul etmelisin.
- Mas é um retrocesso. Você deve admitir.
Bunu kabul etmelisin.
Precisa compreender isso.
Başına bela açmakta yetenekli olduğunu kabul etmelisin.
Tem de admitir que tem um certo talento para atrair problemas.
Harika bir vücudu var kabul etmelisin.
Tens de admitir que ela tem cá um corpo.
Etkilendiğini kabul etmelisin.
Mas tens de reconhecer que te sentes atraído.
Eğer kendine karşı dürüst olursan, benim yanımdayken, başkasının, hatta Marguerite'nin bile, yanında yaşadığından daha fazla şey yaşadığını kabul etmelisin.
Se for sincero, tem que admitir que viveu mais intensamente comigo do que com outra pessoa qualquer. Nem com a Marguerite. Nós dois sabemos jogar um jogo.
Bunu kabul etmelisin.
Há que encarar isso.
Kabul etmelisin. Daha iyiye gidiyorlar. Evet.
Temos de admitir que estão a melhorar bastante.
Budala, kendini beğenmiş ve patavatsız olduğunu kabul etmelisin.
Tens sido inacreditavelmente insensível.
Kabul etmelisin ki bu tip şeylerin modası çoktan geçti.
Bem, tem que admitir que essas coisas são muito para a frente.
- Kabul etmelisin!
- Tem de aceitar a oferta dele.
Antika önyargılarını bir kenara bırakmalısın dostum ve gerçeğin bu olduğunu kabul etmelisin.
O que interessa agora é que ponhas de lado os teus antigos preconceitos, e que aceites a realidade dos factos.
Sabun ambalajlarından daha iyi olduğunu kabul etmelisin.
Tens de admitir que è melhor do que as embalagens de sabonete.
Bence Reinhardt ve ekibinde bir gariplik olduğunu kabul etmelisin.
Só sabemos a versão do Reinhardt acerca do que aconteceu à tripulação.
Gitmeyi kabul etmelisin, Anjin-san.
Tem de concordar ir, Anjin-san.
Müşterilerden biri seni masasına davet ederse, kabul etmelisin.
Quando um cliente te convida para a mesa dele, deves aceitar.
Ama hayır, kabul etmelisin Victor.
Mas não. Admita-o, Victor.
Bu anlasmayi kabul etmelisin, Jabba.
- Devias ter negociado, Jabba.
Ama kemerinde minik insanlar yaşadığını söyleyen bir adamın pek inandırıcı olmadığını kabul etmelisin.
Mas um tipo que passeia fadas num cinto não tem muita credibilidade.
Kabul etmelisin ki o gerçekten de topal, Michael.
Tens que admitir que aquilo é uma terrível deficiência, Michael.
Kabul etmelisin, Watson, bu şapkaya ilişkin çıkarımlarım aniden çok önemli bir durum haline gelmiş gibi görünüyor.
Tem de admitir, Watson, que as minhas ilações quanto a este chapéu têm agora mais importância.
Kendin için bu işi kabul etmelisin.
É algo que tens de fazer.
Kabul etmelisin.
Tens que aceitá-lo.
Kabul etmelisin ki, ben bir telgraftan daha iyiyim.
Tem de admitir, sou um pouco melhor do que um telegrama.
Kabul etmelisin ki bu temel kabuller olmadan benim burada eğitime devam etmemin bir anlamı kalmıyor.
Sem estas convicções, de nada vale continuar cá os meus estudos.
Kabul etmelisin ki bu hafta bizimkiler birlikte epey vakit geçirdi.
Bem, tenho de admitir que os rapazes se têm dado muito bem esta semana.
Bir seksen boyunda, güzel ve baca gibi sigara içen bir kadının pek de ideal birmelek görüntüsü olmadığını kabul etmelisin.
Admitir que uma linda rapariga, com 1.80, que fuma, não é a imagem dum anjo.
- Hadi hayatım. Kabul etmelisin. Çok fazla kilo verdin.
Tens de perceber que perdeste muito peso.
Bence sen sadece... kötü günler olduğunu kabul etmelisin böylece iyi günler senin için daha da kıymetlenir.
Eu apenas acho que... temos de ter dias maus para que possamos adorar ainda mais os bons.
- Bunu kabul etmelisin.
- Tens de aceitar isso.
Kabul etmelisin ki oldukça iyi bir nişancı.
Temos de admitir que o ianque sabe manejar a espingarda.
Çok doğurgan olduğunu kabul etmelisin.
Fertilidade não lhe falta.
Kaptan, sen bile dahi olduğumu kabul etmelisin.
Capitão, até o senhor tem de admitir que sou um génio.
Kabul etmelisin ki ailem hakkında iyi bir şey var.
Gosto da Connie Chung.
Kabul etmelisin.
Tens de o admitir.
etmelisin 16
kabul 421
kabul etmiyorum 51
kabul ediyorum 504
kabul et 275
kabul ettim 24
kabul ediyoruz 31
kabul edildi 218
kabul etti 41
kabul edemem 51
kabul 421
kabul etmiyorum 51
kabul ediyorum 504
kabul et 275
kabul ettim 24
kabul ediyoruz 31
kabul edildi 218
kabul etti 41
kabul edemem 51