English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ K ] / Kabul ettim

Kabul ettim Çeviri Portekizce

1,344 parallel translation
Bunu yapmak istemiyorum, Dr. Kelso, ama çoktan kabul ettim.
Eu apenas não quero fazer isto, Dr. Kelso, mas já disse que sim.
- Ama kabul ettim.
- Pois não, mas aceitei fazer.
- Onunla görüşmeyi, sadece ne kadar berbat halde olduğunu gözlerinle gör diye kabul ettim.
Só concordei encontrar-me com ele porque queria que visses, em primeira mão, quão complexo ele é. Se tivesse ideia...
Yeteneklerimi kontrol edebildiğimi bildiğimden o sorumluluğu kabul ettim.
Aceitei isso, porque sei controlar os meus dons.
NID'deki işi kabul ettim, çünkü askeri operasyonlara bir de sivil bir gözle bakılması gerektiğine inanıyorum.
Aceitei o emprego na DNI, porque acredito veemente na vigilância civil das operações militares ultra-secretas...
- İstifanı kabul ettim farzet, Bob.
- Considere aceite a sua demissao, Bob.
İşte bu nedenle Dünya Güvenlik Birimi'nin başı olma görevini kabul ettim.
Por isso aceitei a direcçao da Segurança no Planeta Natal.
Kaçırılmasını kabul ettim.
Eu concordei com o rapto.
Kendimi tüm kusurlarımla kabul ettim
Aceitei-me a mim mesmo como uma desordem humana.
Ve ben de kabul ettim.
E aceitei!
Niçin, sadece onu kabul ettim, o kadar.
Porquê, eu aceitei-a, é isso.
Sorun çıksın istemediğim için oynamayı kabul ettim.
Então, numa de não haver problemas, chegámos a um acordo para eu jogar.
Bunu neden kabul ettim ki?
Como eu fui me enfiar nessa?
Ben de, "Sana nispet yapmak için mi bu işi kabul ettim sence?" dedim.
"Sinto que está a cuspir em mim." Eu disse : "Acha que aceitei este trabalho para cuspir em si?"
Beyaz adam olarak kabul ettim.
Classifiquei-o como homem branco.
Bunun yerine, başarısızlığın ana fikri veya sembolu olarak kabul ettim.
Para mim era um fardo e um sinal de fracasso.
Öz babamım beni reddedeceğini bilmeme rağmen seni kabul ettim. Bunu senin için yaptım!
Cortei os meus laços familiares por você.
Bu çok hoş, ve ben özürünüzü yüzlerce kez kabul ettim.
Isso é muito doce... E eu aceito as suas desculpas 100 vezes.
Böylelikle işi kabul ettim.
Então, eu aceitei o trabalho.
Onun aşkına, doğruluğuna güvendim ve onu kabul ettim.
Confiei no seu amor e sinceridade... e consenti a relação.
Sizinle görüşmeyi kabul ettim çünkü, hepiniz de tanınmış kişilersiniz- -
Concordei em vê-los por suas credencias e reputações coletivas...
Siobhan teklif etti ben de kabul ettim.
A Siobhan fez-me uma proposta e eu aceitei.
Onlar için bir şey yapmayı kabul ettim, onlar da seninle gitmeme izin verecekler.
Eu concordei em fazer algo com eles, e eles vão deixar-me ir contigo.
Evet, aynen. Ve kabul ettim.
Sim, e eu alinhei.
O işi, onu izleyebilmek için kabul ettim.
Aceitei o trabalho para poder vigiá-lo.
Başıma gelen en iyi şeysin ve ben bunu kabul ettim.
Tu foste a melhor coisa que me aconteceu, e eu tomei-te como garantida...
Ben de kabul ettim.
E eu aceitei.
Ben de kabul ettim.
Então eu disse "sim".
Bu yüzden işi kabul ettim bir daha asla seninle çalışmamak için.
Sim. Por isso que disse que, se aceitasse, não trabalharia contigo e ele manteve a proposta.
Vogler bana istifa etmem için bir şans verdi. Ben de kabul ettim.
O Vogler deu-me a opção de me demitir e eu aceitei.
Onunla dışarı çıkmayı kabul ettim. - Ne?
- Acedi a um encontro.
Üzgünüm, Sean, ama başka bir işi kabul ettim.
Lamento, Sean, mas aceitei outro emprego.
Seni evime kabul ettim, ve sen bunu geri böyle ödüyorsun, böyle nefret dolu yalanlar uydurarak?
Eu recebo-te em minha casa e é assim que agradeces? Inventando estas mentiras odiosas?
Kabul ettim bile.
Já confirmei.
Pozisyonumu yeniden değerlendirmeyi kabul ettim. O istediği için.
Posso reavaliar a minha posição, desde que ela também mude.
Onu uyarmayı kabul ettim.
Concordei em avisá-los.
Zaman olursa durup onu almayı kabul ettim, ama sadece zamanımız olursa.
Concordei em voltar e recolhê-los, se houver tempo, mas só se houver tempo.
Zaman olursa yardım etmeyi kabul ettim.
Concordei em ajudar se houver tempo.
Ben de kabul ettim.
Tu vais...
- Pekala, kabul ettim mi?
E então, aceitei-o?
Sonra kardeşin taşındı. Bunu da her zamanki mizah anlayışımla kabul ettim çünkü nevrotik bir çamaşırcı ayı gibi kendi pisliğini kendi temizliyor.
Depois veio o seu irmão, o que aceitei com o meu normal bom humor porque ele limpa o que faz como um guaxinim neurótico.
Kabul ettim.
Eu aceitei a oferta.
İşbirliği yapmayı kabul ettim.
e concordei em cooperar.
Tamam, diyelim ki onu almayı kabul ettim. Sonra ne olacak?
Está bem... então, devo aceitar isso.
Pek iyi bir dansçı değilim ama kabul ettim.
Não sou um bom bailarino, mas eu disse que sim.
UCLA üniversitesinden hocalığa dönmem için rica ettiler, ben de kabul ettim.
Pediram-me para regressar à UCLA para dar aulas, e eu disse que sim. - A sério?
Dan'in teklifini kabul ettim.
Aceitei a oferta do Dan.
- Darcy'nin teklifini kabul mu ettim?
- Eu aceitei dançar com o Sr. Darcy?
Zaten hemen itiraf ettim. Fakat kağıtları aşağıya... ittirerek aptallık ettiğimi kabul ediyorum.
Admito que sabia... que era uma estupidez
Birlikte yaşamayı teklif ettim. O da kabul etti.
Perguntei-lhe se ela gostaria de viver comigo, e ela disse que sim.
Kabul etmeliyim, gerçekten işleri berbat ettim.
Detesto admiti-lo, mas estraguei mesmo tudo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]