Konuşmayacak Çeviri Portekizce
738 parallel translation
Hiç kimse konuşmayacak.
Ninguém vai falar.
Benimle konuşmayacak mısın?
Não queres falar comigo?
Schultz nerede? Konuşmayacak mısın?
Onde está o Schultz?
- Öyle mi düşünüyorsun? Konuşmayacak.
Se ele for o homem que diz... será difícil fazê-lo falar.
- Konuşmayacak gitmezsem. Gideceğim.
Não me falará, devo segui-lo.
Dün. Merak etme, konuşmayacak.
Ontem, mas não te preocupes que ele não abre a boca.
Tabii konuşur, o konuşmayacak da kim konuşacak?
Afora o meu senhor de Hastings ninguém poderia ousar tal coisa.
- Konuşmayacak. - Hayır.
Ele não fala.
- Bu sefer zam hakkında konuşmayacak.
Desta vez ele não irá falar dum aumento.
Bir daha kimse hakkımızda konuşmayacak.
Não falaremos mais do que poderia ou deveria ter sido.
- Onunla konuşmayacak mısın?
- Não vai falar com ele?
Ama o konuşmayacak, yani... Bu sabah kiliseye gelip birileriyle görüşmemiz gerektiğine karar verdim.
Mas ele não quer falar... por isso esta manhã decidi que devíamos vir até a igreja... e falar com alguém.
Dorfmann ile konuşmayacak kadar kibirli isen ve söylediğin kadar iyi bir pilotsan belki bunu başarırsın.
E se não tem orgulho demais para falar com * Dorfmann... e é a metade de bom como piloto do que acha que é, o fará. ¯ "Si"?
Neden konuşmayacak mışım?
Porque devo esconder os meus sentimentos?
Artık kimse benimle konuşmayacak.
Já ninguém fala comigo.
Artık konuşmayacak.
Já não fala mais consigo.
Konuşmayacak.
Não diz nada.
Sizi ona götüreceğim. Ama sizinle konuşmayacak. Sadece benimle konuşur.
Vou levá-lo até ele, mas ele não falará consigo, só comigo.
Cellat konuşmayacak.
O enforcador não irá falar.
İznim olmadan kimse onunla konuşmayacak.
Ninguém deve falar com ela, sem minha autorização.
- Daha konuşmayacak mıyım?
- Não digo mais nada?
Sen konuş. Biliyorum, bu konuşmayacak.
Você fala e eu encarrego-me que ele não fale.
Küsüp konuşmayacak.
Já não fala mais.
Allah aşkına, konuşmayacak mısınız?
Por amor de Deus, querem falar comigo?
ben gel-git olgusunu açıklarken benimle konuşmayacak, dikkatimi dağıtmayacaksın.
Enquanto isso, sem que fales e me distraias vou explicar-te o mecanismo das marés.
Burda olduğum sürece kimse Mabel hakkında konuşmayacak.
Mal cheguei, todos começaram a falar de disso.
İşler planlandığı gibi giderse, biraz sonra hiç konuşmayacak.
Se as coisas correrem como planeadas depois não dirá mesmo nada.
Benimle konuşmayacak mısın?
Não vai falar comigo?
Zaten razı olduğu bir konuyu gidip kendisine anlatmayacak, bu konuyu hiç konuşmayacak kadar bilge biri sanmıştım seni.
Pensei que fosses mais sofisticado e não tivesses de confrontar um homem com algo que ele concorda, mas prefere não discutir.
Segretti konuşmayacak ama eğer konuşsaydı Chapin'i de bulaştırırdı.
O Segretti não quer o nome divulgado. Se quisesse, implicava o Chapin.
- Asla konuşmayacak.
- Ele não vai falar.
Benimle konuşacak mı, konuşmayacak mı?
Será que ela vai falar comigo, ou quê?
Konuşmayacak mısın?
Não dizes nada?
Kimseyle konuşmayacak. Kimse yaklaşmasın.
Nada de conversas nem contactos.
Anlaşıldı mı, kimse konuşmayacak.
Não podem falar.
Edie, galiba benimle konuşmayacak.
Edie, ele vai ou não falar comigo?
Benimle konuşmayacak mısın?
Não falas comigo?
Yalan yere konuşmayacak şekilde büyütüldüm.
Fui criada para dizer a verdade.
Onunla konuşmayacak, ona bakmayacak ve hatta onun hakkında düşünmeyeceksin.
Não falas com ela, não olhas para ela e nem sequer pensas nela! Entendeste?
Konuşmayacak.
Não fará tal.
Kimseyle konuşmayacak, kimseyi görmeyeceksiniz.
Não vão ver nem falar com ninguém.
Kimse seninle konuşmayacak, tamam mı?
Ninguém está falando contigo, percebes?
Artık kimse senin adına konuşmayacak mı?
Nunca mais ninguém vai falar por ti
Eski dostunla konuşmayacak mısın yani?
Não pode falar com seu velho amigão?
Bence Johnny benimle bir daha asla konuşmayacak.
Acho que o Johnny não vai falar mais comigo.
Kimse onunla konuşmayacak ve hiçbir şekilde iletişim kurmayacak.
Ninguém pode falar ou comunicar com ele.
O kimseyle konuşmayacak.
Ele não quer falar com ninguém.
Bununla ilgili hiç konusmayacak miyiz?
Alguma vez iremos falar sobre isso?
Ee, konuşmayacak mısın?
Então, resolveu falar?
Kimse benimle konusmayacak.
Ninguém falará comigo.
Ben payıma düşen sorumluluğu yerine getirip konuşmayacak ve yaptığın iğrenç işlerden kimseye bahsetmeyeceğim.
Não vos acusarei nem falarei mal de vós.
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuş 892
konuşacağız 38
konuşacak 21
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuş 892
konuşacağız 38
konuşacak 21
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşmuyor 31
konuşma 379
konuştuk 50
konuşsana 113
konuşacaksın 18
konuşmak istemiyor musun 16
konuşmuyoruz 17
konuşur 18
konuş benimle 497
konuşmuyor 31
konuşma 379
konuştuk 50
konuşsana 113
konuşacaksın 18
konuşmak istemiyor musun 16
konuşmuyoruz 17
konuşur 18
konuş benimle 497
konuşuyoruz 54
konuşabiliriz 58
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16
konuşabiliriz 58
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16