English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ N ] / Ne haberi

Ne haberi Çeviri Portekizce

348 parallel translation
- Ne haberi?
- O quê?
Müşterilerim hakkında konuşmadığımı biliyorsun. Kimin ne haberi olacak?
Sabes que eu não falo dos meus clientes... portanto ninguém saberá de nada.
- Ne haberi?
- As notícias?
Ne haberi?
Que notícia?
Ne haberi?
Que notícias?
- Ne haberi?
- Que notícia?
Ne haberi?
Quais novas?
- Ne haberi?
- Sobre o quê?
- Ne, ne haberi?
- Que foi?
- Ne haberi?
- Que notícias?
Söylesene Quisqueya. Ne haberi?
Então, Quisqueya, que notícias?
Rolph Cisco'nun haberi olmadan hiçbir şey buradan ne kaçar, ne de uçar.
É uma operação de contrabando. E nenhum contrabando sai ou entra em Chesapeake sem que Rolph Cisco saiba.
Julia'yla ilgili heyecan verici haberi ne zaman duyuracaksın?
Diz-me, querido, quando vais anunciar a excitante notícia sobre a Julia?
Ne yaptığından haberi vardı.
Ele sabia o que tinhas feito.
- Ne? Ethne ile babasına haberi ilk verenler olacağız.
Seremos os primeiros a contar à Ethne e ao seu pai.
Merak ediyorum da, ne kadar kötü bir rehber olduğundan hiç haberi olacak mı acaba?
Será que ele sabe que é um péssimo guia?
Nerede ne olursa haberi oluyor.
Ele sabe tudo o que se passa aqui.
Elimdekini ne sanıyorsunuz, bir uçak kazası ya da dördüz doğumu haberi mi?
O que pensa que eu tenho aqui, a queda de avião ou um grupo de quadrúpedes?
Büyükelçinin bu olaydan haberi yok, ne de bir başkasının iş ortaklarım ve siz hariç.
Ninguém tem conhecimento dele excepto os meus associados no negócio e você.
Rienzi haberi ne durumda, George?
E a tua peça sobre o Rienzi?
Onların haberi olmadan bir geğirmeyi dene bakalım ne oluyor?
Por que não podemos arrotar sem que eles saibam?
Herkesin haberi olsun, gelecekte bu evde ne olursa olsun... bir daha asla bayılmayacağım.
Quero que todos saibam que, aconteça o que acontecer no futuro, nunca mais vou desmaiar.
Ne de olsa motora haber yakalamak için binmiştim, asıl haberi bulan sen oldun.
Eu sai com uma lancha a procura de uma história, e você a conseguiu.
Haberi ne zaman basabilirim?
Quando posso publicar a notícia?
Basına haber vermedik. Ne radyonun ne televizyonun haberi var.
Não, não deixámos que chegasse à imprensa, à rádio e à televisão.
Yürüdüğümüz yüce yoldaki büyük yoldaşım bu haberi sana yolladım ki seni ne muhteşem günlerin beklediğini bilesin.
Pensei em enviar-vos isto minha adorada companheira na grandeza para que não ignoreis a grandeza que vos é prometida.
Japon şifrelerini kırmıştık ve onların bundan haberi yoktu. Dolayısıyla nerede ne yapacakları hakkında fikir sahibiydik.
Estávamos decifrando os códigos deles e eles não sabiam, portanto tínhamos uma ideia do que ia acontecer.
Bombanın ne yaptığından haberi yok mu?
Mas ele não sabe que a bomba já o fez?
Black Watch'un Ren Nehri'ne çıktığı haberi geldi.
Então, chegou a notícia de que os escoceses tinham atravessado o Reno.
Ne iyi haberi?
Tenho muito boas notícias. Boas notícias?
Augustus'un ne bildiğini bilmiyorum, ama Livia'nın her şeyden haberi var.
Não s-sei o que Augusto s-sabe, mas ela sabe tudo.
Ne kötü haberi?
Qual notícia?
Sol elin sağ elin ne yaptığından haberi olmuyor asıl beyin hiçbir zaman ortaya çıkmıyor.
a mão esquerda não sabe o que faz a direita. O cérebro nunca aparece.
Bu haberi yayına sokmadan önce ne kadar zamanımız var.
Fala com o boss. Vê quanto tempo temos antes disto sair para as noticias.
Robin bu konuda ne düşünüyor, Dan? Henüz haberi yok ama- -
E agora um brinde ao meu noivado.
İyi haberi ne zaman duyacağım peki?
Quando recebo as boas notícias?
Ne olmuş yani? Woody'nin dans etmekten bile haberi yok!
Woody nem sabe dançar.
Maalesef onu savaşta kaybettik ve bu üzücü haberi vermek ne yazık ki bana düşüyor, çok üzgünüm.
Infelizmente cabe-me a mim trazer-te a infeliz notícia de que ele tombou no campo de batalha.
Bir kadının ne olduğundan haberi yok.
Ele nem sabe o que é uma mulher.
Bu adamın karatenin ne olduğundan haberi bile yok.
Ele não sabe o que é o karaté.
- Cırcır böceğinin arkasından gelen... tehlikeden haberi yok. - [Narrator] Ne yazık ki,
- lnfelizmente...
- Günün iyi haberi buydu. - Sorun ne?
Isso é óptimo.
Bu haberi manşette görmek için ne kadar sabırsız olduğumu tahmin edemezsin.
Mal posso esperar para ver a minha matéria na primeira página.
Hıyarın ne olduğundan haberi yok.
O idiota não entende de nada.
İlişkinin temelindeki sorun bence bir tarafın, diğerinin haberi olmadığı neyin ne zaman olduğunu gösteren bir takvimi olması.
Acho que o problema básico com o início de uma relação é que cada pessoa tem o seu próprio timing sexual, enquanto que a outra pessoa não sabe de nada.
- Baba, haberi duydun mu? - Ne haberi?
Já sabes as novidades, pai?
Eğer gerçekten çok yönlü kişilik bozukluğu var ise, şunu bil ki içindeki diğer... Kişiliğin onun ne yaptığından haberi bile yoktur.
Se ele sofre mesmo de SPM... uma personalidade não faz ideia do que as outras fazem.
Ne görevim ne de savaş haberi kaldırdı beni yatağımdan.
Não foram minha posição ou as novas da batalha que me tiraram da cama.
Haftanın kötü haberi ne?
- O que foi desta vez?
Varlığından kimsenin haberi yok. Bu yüzden kimse bunu beklemeyecektir. - Ne yapar?
Ninguém o conhece, nem suspeita da sua existência.
Evet, Gabe'in Grenada haberi hakkında ne demiştin?
O que disseste da reportagem dele sobre Grenada?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]