English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ N ] / Ne hoş

Ne hoş Çeviri Portekizce

3,670 parallel translation
Bölgesel Neşeli Ses Finalleri'ne hoş geldiniz.
Bem-vindos à Final Regional da Joyful Noise.
Ne hoş bir sürpriz.
Que bela surpresa.
Bayan O'Neil, ne hoş bir sürpriz.
Ah, Sra. O'Neil. Que surpresa agradável.
Ve Alice seni tekrar görmek ne hoş.
E, Alice, que prazer rever-te.
Ne hoş.
Óptimo.
Ne hoş değil mi?
Não é tão lindo?
Burası gibi. Ne hoş.
O capitão Smith vai jantar na nossa mesa.
John, seni görmek ne hoş. Belki de artık içeri gitmeliyiz.
E o Sr. e Sra. Widener, e o filho Harry.
Ne hoş, değil mi?
Não é demais?
Aman ne hoş.
Muito engraçado.
Selam, Sue. Ne hoş bir elbise.
Olá, Sue, lindo vestido.
Bu ne hoş sürpriz.
Uma boa vista.
- Ne hoş bir oda.
- Que quarto adorável.
- Ne hoş, tıpkı filmlerdeki gibi.
- Que lindo! - Tal e qual como nos filmes.
William, ne hoş bir sürpriz.
William, que surpresa agradável.
Sizinle tanışmak ne hoş.
- Olá, prazer em conhecer-te.
Muhtemelen sen de bu oyunun bir parçasısın, ne hoş.
Você é provavelmente parte desse jogo, então tudo bem.
Ne hoş bir fikir.
Que ideia adorável.
Ne hoş bir sürpriz.
Que surpresa maravilhosa.
- Aman ne hoş. Plandan şaşmalıyım lütfen.
Vamos concentrar-nos no plano.
Bir zamanlar ne hoş bir çocuktun.
Eras um menino tão encantador.
Ne hoş bir sürpriz.
Mas que feliz surpresa.
Ne hoş! İlişkiniz pek ahlâksızdı, değil mi?
Sabia que esta relação estava destinada.
Lambrick Malikânesi'ne hoş geldiniz.
Bem-vindos à casa dos Lambrick.
İkimizde ne hoş çift olduğunuzu düşündüğümüzü söyledik. Öyle mi?
Dissemos que achávamos que eram um belo casal.
Yetişkinler kulübüne hoş geldin. Ayrıca ne diyeceğim bak.
Ei, bem-vinda ao clube dos adultos, certo?
Engelli Bayanlar Gecesi'ne hoş geldiniz.
Bem-vindos à Ladies Night Para Deficientes.
Ne hoş. Harika!
Tão bonito.
Bir şeyleri bitirmek için ne hoş bir yol.
Uma boa maneira de terminar.
Annenin öldüğü yerde ölecek olman ne kadar hoş.
É justo que morreres onde morreu a tua mãe.
Ne kadar hoş.
É uma fada.
Ne kadar hoş.
Adorável.
İçeri birinin girdiğini gördüklerinde bu hiç hoş bir durum olmaz ve hemen ne yaptığını sorarlar adama bunlar eğilimli tiplerdir, bazıları ayağa kalkar ve bela çıkarmaya başlarlar.
Eles vêm alguém a entrar lá dentro que não seja fixe e que eles vejam logo que ele não sabe o que está a fazer é possível que eles comecem a causar problemas.
Bazen ne bileyim iyi biri olmak hoş bir şey olmalı diyorum.
Às vezes eu penso, bolas, deve ser fixe ser o bom da fita.
Kulağa hoş geliyor, ne dersiniz?
Acho que soa mesmo bem, não vos parece?
- Ne hoş.
- Que amorosa.
Bu ne hoş bir sürpriz.
- Que surpresa.
- Ne? - Pek hoş biri değil.
Não é lá muito simpática.
- İyi hoş da, ne olmuş?
Obrigado, mas que queres que faça?
Sizinle tanışmak ne kadar hoş. Djuna's bana hakkınızda harikulade şeyler anlattı.
A Djuna falou-me muito bem de ti.
Seni görmek ne hoş!
É tão bom ver-te.
Stefan sesini duymak ne kadar hoş.
Stefan, tão bom que é ouvir a tua voz.
Neden onlara benimle, en büyük hayranınla bu delikte sıkışıp kalmanın ne kadar hoş olduğunu söylemiyorsun?
Por que não lhes dizes como é estares presa com a tua maior fã?
Ne hoş bir rastlantı.
Que coincidência engraçada.
Müfettiş Robinson ve Memur Collins, ne kadar hoş bir sürpriz!
Inspetor Robinson e o guarda Collins! Que bela surpresa.
Az önce ne dedin bilmiyorum ama, kulağa hoş geliyor.
Não tenho ideia do que disseste, mas soa bem.
Ne kadar hoş eti, budu dolgun bir bayan.
Agora, aquilo é uma porta-cheia de mulher.
Ne kadar hoş!
Foi uma cena muito querida.
Tamam, dert değil, "kavram" diyelim, ne istersen o olsun ama öyle bir şey söylemeliyiz ki hoş bir şey olmalı...
Tudo bem. Não é um conceito, como queiras, mas... Devo fazer algo que seja agradável mas que...
Gayet hoş bir evin varken burada ne arıyorsun?
Por que está aqui, se tem uma bela casa logo ali?
Ne kadar hoş.
Muito obrigada.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]